Posta gazetesi yazarlarından Bülent Erandaç, Isparta'da kırıma uğrayan uçakta Mossad'ın ne denli parmağının olduğunu köşesine taşıdı. İşte Erandaç'ın o köşe yazısı...
30 Kasım 2007 günü İstanbul'dan Isparta'ya giden uçak inişten önce havada parçalara ayrıldı, iyi hava koşullarında uçağın bu şekilde parçalanması düşündürücü bulundu.
Uçak kazasında, Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Arık, Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan, Yüksek Lisans Öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesinden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan hayatını kaybetti.
Prof. Dr. Arık, "Deneysel Yüksek Enerji Fiziği" alanında yaptığı çalışmalarla tanınıyordu, İsviçre'nin Cenevre kenti yakınlarında kurulu nükleer araştırma merkezi "European Organization for Nuclear Research'deki (CERN) 'Atlas Deneyi'nde çalışıyordu. Düşen uçakta hayatını kaybeden 6 bilim adamının DPT tarafından desteklenen "Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı Ve Test Laboratuvarları" projesinde görevli oldukları anlaşıldı.
MOSSAD'IN PARMAĞI Yıllar sonra, serbest gazetecilik yapan Amerikalı (CIA) eski istihbarat şefi Wayne Madsen, Burdur uçak kazasının ardında "İsrail Gizli Servisi MOSSAD var" dedi ve bazı şüpheli timlerinkurtarma ekiplerinin uçağa sorunsuz girerek bazı çantaları rahatça aldıklarını yazdı.
Wayne Madsen, Rusya'da düşen uçakla ilgili "İçinde İran'a çalışan 5 nükleer uzmanın bulunduğu uçuk havada patladı, sonra düştü. Rusya tarafından inşa edilen İran'ın Buşehr santralinin tasarımında çalışan nükleer uzmanlardı" dedi. Bu olayla ilgili de şüpheli Mossad ajanıydı. Son yıllarda yaşanan ve kurbanları arasında Türk nükleer bilim insanlarının da yer aldığı bir dizi suikast ve 'kaza" olayının ardında Mossad'ı işaret etti.
Uzmanlara göre, ufukta Toryum elementi ile çalışan santraller var. '4. nesil nükleer reaktör' olarak anılan toryumlu santraller, bu elementin özelliklerinden dolayı patlama ve radyasyon konusunda daha güvenli olacak. Toryum özellikle Türkiye için ayrıca umut verici bir gelecek vaat ediyor. Çünkü dünya rezervinin yaklaşık yarısı Anadolu'da. Türkiye toryumla çalışan nükleer santral kurabilirse bir anlamda enerji güvenliğini garanti altına almış olacak. Eşi Burdur kazasında ölen Prof. Dr. Metin Arık, Toryum'un yakıt olarak kullanılmasını sağlayacak hızlandırıcı projesine dikkat çekti ve eşi Prof. Dr.Arık'ın da savunduğu Toryum alternatifini şöyle anlattı:
Gördüğümüz hızlandırıcı güdümlü sistemdi. Bu sistem güvenli. Toryum kendisi nötron yutarak parçalanmayan bir madde ve Uranyum 233'e dönüşebiliyor. O parçalanıp enerji veriyor. Parçalanan yakıtı anında imal ediyorsunuz."
Kazada ölen Prof. Arık'ı çalışma arkadaşı Doç. Dr. Serkant Çetin, Toryum çalışmalarının 6 ekip üyesinin 2007'de kazadan hayatını keybetmesiyle ilgili olarak, "Toparlanmak zor oldu. Doğuş ve Boğaziçi Üniversitesi ekipleri olduğu gibi yok oldu. Onların yerini doldurmak zaman alacak. İvmenin azalması etkinliği düşürüyor.
Böyle bir şey başımıza gelmeseydi kat edeceğimiz yol daha ileri olurdu''
Yorumlar Tüm Yorumlar (19)