Araya başka konular girince bu hususa sıcağı sıcağına giremedim.
Hatırlarsanız, önceki hafta, İstanbul’un iki havalimanına giden yol güzergâhında emniyet şeridini ihlal eden araçları yazmıştım.
Hani para vermemek için yol boyunca biriken sürücüleri.
O günden beri mailler geliyor.
Gelenlerin ortak tepkisi, havalimanı otoparklarındaki fiyat tarifesi.
Araç sürücüleri, emniyet şeridindeki parklanmayı bir zorunluluk olarak görüyor.
Mecburiyet durumu yani.
Gerçekten de havalimanında otopark ücreti el yakıyor.
Bir saatlik parklanma karşılığında 8 TL ödeniyor.
Bundan kaçan vatandaş, emniyet şeridine demir atıyor.
Yolcusu gelecek ya da uçacak vakte kadar, bekliyor.
Ancak, bu tepki bir trafik ihlalini haklı kılamaz.
Çözümü yok mu bunun?
Var elbette.
Otopark ücretlerinde indirim veya yarım saate kadar ücretsiz gibi cazip uygulamalar hayata geçirebilir.
Tabi, rötar, trafiğe takılma korkusu, bagaj bekleme parklanma maliyetini arttırıyor.
Her bir saatte bir otopark ücretine ilave geliyor. ‘Ya kardeşim uçak pahalı bir ulaşım yolu, herkes de binmesin, fiyatına katlansın’ derseniz itirazımız hemen devreye giriyor, ona göre.
AK Parti iktidarı ile ulaşımda en büyük mesafe, havayollarında alındı.
Bu doğru mu?
Doğru.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ‘Havayolu şirketleri otobüs firmaları ile rekabet edecek’ derken bunu kast etmemiş miydi.
Herkes uçağa binebilecekti.
Bu doğru mu?
Doğru.
Yolcu sayılarındaki inanılmaz artış bunu kanıtladı.
Hal böyle olunca, ‘Uçağa bineceksen pahalılıktan şikâyet etmeyeceksin’ deme lüksü yok kimsenin.
Kabul edelim, otopark ücretleri pahalı.
İnanın bilete zam yapın kimsenin gıkı çıkmaz ama boşa beklenen süre için bir bedel arıza çıkarır, her daim.
Böylelikle, emniyet şeritleri itinayla işgal edilir.
Soruyorum:
Hangisi doğru?
Ekrem OKUTAN
STAR
Yorumlar Tüm Yorumlar (13)