Türk Sivil Havacılığı'nın gelişmesi Avrupa Birliği'ni iyi çileden çıkardı. Avrupa Birliği ülkesi olmamamıza rağmen, birlik üyesiymişiz gibi Horizontal Agreement (Yatay Anlaşma) adı altında bir anlaşmaya zorlanıyoruz. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne bir yazı göndererek, Avrupa Birliği'nin dikte etmeye çalıştığı Yatay Anlaşma için sektörden görüş sormasını talep etti.
Bu talep doğrultusunda Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği'ne (TÖSHİD) bir yazı gönderildi. Yazıda; Avrupa Birliği'nin imzalanmasını istediği Yatay Anlaşma ile ilgili sektörün bakış açısı soruldu. TÖSHİD, bu anlaşmayı imzalamanın sektör açısından yıkım olacağını, bunun yerine Open Aviation Area anlaşmasının(açık hava sahası) daha uygun olacağını savunuldu.
Avrupa Birliği'nin, Türkiye'nin imzalamasını ısrarla istediği anlaşmanın içeriği ise havacılık sektörünün bitişine giden yolu açacak.
Anlaşmanın içeriği şöyle;
Avrupa Birliği, Yatay Anlaşma’nın imzalanması halinde, Avrupa Birliği ülkelerini tek ülke, hava sahasını da tek hava sahası olarak görüyor. Bu anlaşmanın en can alıcı noktası Avrupa Birliği'ndeki ülkelerde AOC (Havayolu Operasyon Belgesi)’si bulunan havayolları herhangi bir ülkeden Türkiye’ye sefer düzenleyebilecek olması. Şu anda her AB ülkesinin Türkiye ile ayrı ayrı anlaşması bulunduğundan havayolları sadece kayıtlı oldukları ülkelerden sefer düzenlemekte. Bu anlaşma imzalanırsa Almanya’da kayıtlı olan bir havayolu Fransa'dan Türkiye’ye sefer düzenleyebilecek. Anlaşmanın tüm kurgusu bu hakkın temin edilmesi üzerine kurulu.
Bu tür bir imtiyaz, AB’ye tam üye ülkler için geçerli. Türkiye’nin üye olmadan bu imtiyazı vermesi AB’nin krizde olan havayollarının kurtuluş planı olarak görülüyor. Türkiye’nin bu oyuna gelmeyeceğini ve tam üyelik haklarını almadan elindeki bu ekonomik gücü verip-vermeyeceği ise tüm sektör tarafından endişeli ve meraklı bir şekilde bekleniyor.
©AirportHaber ÖZEL
Yorumlar Tüm Yorumlar (21)