Akşam gazetesi köşe yazarlarından Tolga Turgut, bu hafta SKY Havayolları'nın İç Hat uçuşlarından çekilmesini ve havayolu yöneticilerinin yaptıkları yanlışları kendi yorumuyla köşesine taşıdı. İşte Turgut'un o yazısı...
Geçtiğimiz haftalarda Sky havayollarının iç hat tarifeli seferlerden çekilmesini takiben, bugün sizlerle 2003'de serbestleşen ilgili uçuşlar konusundaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Hatırlanacağı üzere Sky havayollarının 'Şampiyon Geliyor' fiyakalı sloganıyla geçtiğimiz ocak ayında başlayan tarifeli iç hat seferleri, 7 ay gibi kısa bir süre sonunda kaldırıldı. Konuyla ilgili daha evvel de yazarak yapıcı eleştirilerim ve yorumlarımı paylaşmıştım. 'Böyle olacağını evvelden biliyordum' diyerek böbürlenmeyi de sevmem. Peki, sonuç neden böyle oldu? Zira havayolunun yöneticileri de kendi bilgi ve vizyonları ölçüsünde konuyla ilgili her türlü hazırlığı yaparak bu rekabet ortamına atıldılar.
Sky havayollarının ana şirketi KAYI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Talha Görgülü'ye göre iç hattan çıkmalarının ana sebebi yoğun rekabet şartları. Ancak şartlar uygun olursa birkaç yıl sonra tekrar tarifeli iç hat seferlerine dönebileceklerini de belirtiyorlar. Kanımca bu açıklama bile sektörü yanlış algılamış, yanlış iş planı ile yola çıkmış olduklarının bir göstergesi.
2010 verilerine göre, 2003'de serbestleşen tarifeli iç hat trafiğiyle yıllık yolcu trafiği yaklaşık 10 milyon'dan 50 milyonun üzerine çıkmış bulunuyor. Yani bu pasta yedi yılda 5 kat büyümüş. Bir havayolu işletmecisi veya yatırımcısının benzer istatistikleri mutlaka önceden incelemiş, rekabet ortamına girip kalıcı olmak içinse alışılmışın dışında yaratıcı bir iş planı ve doğru bir finans programı oluşturmuş olması gereklidir. Görünen o ki, Sky yönetimi yakın tarihimizde Fly ve Turkuaz havayollarının girişim hatalarını da, uluslararası alanda Ryanair, Easyjet ve Southwest gibi örneklerin başarılarındaki esası da tam kavrayamamıştır.
TURKUAZ DA ERKEN HAVLU ATMIŞTI
2010 başlarında maceraperest bir girişimci öncülüğünde Turkuaz havayolları da tarifeli iç hat trafiğine girmiş ama kısa bir süre sonra sektörü terk etmek zorunda kalmıştı. Böylece sektörel serbestleşme hareketi sonrasında Fly, Turkuaz ve Sky olmak üzere 3 havayolu başarısız olarak sahneden çekilmiş oldu. Açıkçası bundan böyle de aynı pazarda yeni oyuncular olabileceğine ve bu rekabete dayanabileceklerine inanmıyorum. 70 milyonluk, gelişmekte olan bir ülkede, senede 50 milyon yolcu iç hatlarda uçuyorsa bu pazar istisnalar hariç bundan böyle her yıl ancak tek haneli olarak büyüyebilir. Ayrıca artık THY haricinde Pegasus, Onur, Atlas, Sunexpress ve Anadolujet gibi networkleri ve iş planları oturmuş oyuncular varken bu rekabet ortamında ayakta kalmak çok büyük finans gücü, tecrübeli ve sektörü çok iyi tanıyan bir yönetim kadrosu, politik güç ve geniş ölçekli doğru uçak filosuyla olabilir.
Türkiye havacılık sektörü aslında bahsi geçen ve pazarda ciddi pay sahibi 5 havayoluna yakın gelecekte önemli fırsatlar sunabilir. Avrupa havacılık pazarı doygunluğa ulaştığından, ülkemiz pek çoğunun iştahını kabartıyor. Buna dayanarak uygun şartlarda yabancı ortaklar bulabilirler. Tabii ki şartların ideal bir şekilde tesis edilmesi için SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) de gerekli düzenlemeleri yapmalı ve kolaylık sağlamalıdır.
FORMULA 1 FİYASKOSUÜlkemiz, 2012 itibariyle Formula1 yarış takviminden çıkarılarak, 2005'den beri yer aldığı dünyanın en önemli etkinliklerinden birine veda ediyor. 300 milyon TL'lik yatırım yapılan Kurtköy'deki İstanbul Park'ta da bundan sonra inek otlatırsak hiç şaşırmam. Ben F1'i havacılık sektörünün sahiplenmeyişini çok vizyonsuzca buluyorum ki zaten konuyu defalarca yazdım. Havayollarımız ve havalimanı işletmecilerimiz bankalarla geniş hacimli işler yaparken pekala bu işe de ön ayak olabilirlerdi. Bilindiği üzere Gulfair, Emirates, Kingfisher, Virgin, Qantas ve Airasia gibi havayolları F1' i ciddi bir tanıtım platformu olarak kullanıyor ve bu işten karlı çıkıyorlar. Keşke Olimpiyatlar veya Dünya Kupası organizasyonlarını alabilmek uğruna bugüne kadar harcanan milyonlarca doların bir kısmını da ayağımıza gelmiş böyle fırsatlar için değerlendirmiş olsaydık. Farklı organizasyonları almamıza referans olacak F1'i elimizin tersiyle itiyoruz, tipki Moto GP gibi. Çok yazık! Keşke havacılık sektörü yöneticileri de bu düşüncelerimizi paylaşsa ve F1'e sahip çıksaydı...
(Akşam)
Yorumlar Tüm Yorumlar (15)