11 Eylül saldırılarının ardından federal güvenlik politikalarını yeniden gözden geçiren ABD yönetimi, uçuş güvenliği konusunu Federal Havacılık Dairesi'nin (FAA) yetkisinden alarak özel bir Ulaştırma Güvenliği Yönetimi ofisi kurmuştu.
Bu ofisin oluşturduğu en önemli projelerden birisi de tüm hava alanlarına yolcuların “tüm hatlarını” gösteren kapsamlı x-ray tarayıcılar koymak olmuştu. Mahremiyet tartışmalarına konu olan bu tarayıcılardan şu anda sadece ABD'deki 200 hava alanında 850 kadar mevcut. Ancak şimdi bu cihazların bir bölümünün devre dışı bırakılması konuşuluyor.
OSI Systems'e bağlı Rapiscan Systems firması tarafından üretilen cihazların 174 tanesi, kısa süre içinde devre dışı bırakılacak. Bu cihazların devre dışı bırakılmalarının sebebi ise tarama sonuçlarının tamamıyla görüntüleniyor oluşu.
ABD Kongresi, mahremiyet endişelerini giderebilmek için hava alanlarındaki tarayıcılarda tüm yolcuların görüntüleri yerine sadece olağan dışı çıkıntı (silah veya vücuda sarılan uyuşturucu paketleri gibi) görüntülerinin basılmasını kararlaştırmıştı.
L-3 Communications adlı firmanın ürettiği cihazlar şu anda bu kriterleri sağlar nitelikte dolayısıyla da Rapiscan cihazların yerine L-3 cihazların konuşlandırılması beklenmekte. ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın 2001 saldırılarından bu yana havacılık güvenliği için 40 milyar Dolar harcadığı rapor ediliyor.
Bu meblağın ne kadar x-ray cihazları için harcandı net değil ancak şimdi değiştirilmesi gündemde olan Rapiscan cihazların tanesinin 180.000 Dolara mal olduğu söyleniyor.
Bu arada hava alanlarından sökülecek olan x-ray tarayıcıların başka federal kurumlarda kullanılabileceği söylentisi de tartışma yaratıyor. ABD Temsilciler Meclisi üyesi Bennie G. Thompson, söz konusu cihazların insanların çıplak görüntülerini alabildiğine dikkat çekerek başka devlet kurumlarında kullanılmaması uyarısında bulunuyor.
Yorumlar