Türkiye sivil havacılık camiasının yakından tanıdığı isimlerden, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, kaleme aldığı dikkat çekici yazıda, üst düzey devlet yöneticilerinin aynı uçak veya helikopterde seyahat etmesini “bir kaza riski değil, bir zihniyet sorunu” olarak değerlendirdi.
Erdağı, havacılık kazalarının çoğu zaman teknik nedenler, hava koşulları ya da talihsizlikle açıklandığını ancak bazı kazaların teknik raporların ötesinde, devletlerin risk algısını ve yönetim refleksini ortaya koyduğunu vurguladı. Aynı uçakta devletin en kritik karar vericilerinin bulunmasının bir ihmal değil, bilinçli bir tercih olduğuna dikkat çeken Erdağı, bu yaklaşımın modern devlet aklı açısından “sessiz bir iflas” anlamına geldiğini ifade etti.
“Yazılı olmasa da asla ihlal edilmeyen kurallar var”
Erdağı yazısında, gelişmiş ülkelerde bazı kuralların yönetmeliklerde yer almasa bile uygulamada tavizsiz şekilde hayata geçirildiğini hatırlattı. ABD’de, Federal Havacılık İdaresi (FAA) denetçileri için aynı uçakta birden fazla kritik görevli bulunmamasının fiili bir kural olduğuna işaret eden Erdağı, bunun nedenini “devletin kurumsal hafızasını ve karar yetisini tek bir kazada kaybetmemek” olarak açıkladı.
“Bu bir kaza değil, yönetim zafiyeti”
Haymana yakınlarında düşen askeri uçakta Libya Genelkurmay Başkanı ile birlikte üst düzey askeri yetkililerin hayatını kaybetmesi ve İran’da devlet başkanı ile üst düzey yöneticilerin bulunduğu helikopter kazası gibi örnekleri hatırlatan Erdağı, bu tür olayların tek tek ele alındığında “kaza” olarak görülebileceğini, ancak yan yana konulduğunda açık bir yönetim zafiyetini ortaya koyduğunu belirtti.
“Havacılıkta risk yönetilir, kader kabul edilmez”
Modern havacılığın temel ilkesinin risk yönetimi olduğunu vurgulayan Erdağı, ABD’de başkan ve başkan yardımcısının aynı uçakta uçmamasını, nükleer silah yetkililerinin farklı rotalarda seyahat etmesini ve kritik bilim insanlarının aynı araçta taşınmamasını örnek gösterdi. “Devletler bilir ki bir kazada kaybedilen sadece insanlar değil, devletin refleksleri ve sürekliliğidir” değerlendirmesinde bulundu.
“Bir şey olmaz kültürü gökyüzünde işlemez”
Türkiye’de hâkim olan “bir şey olmaz” anlayışının havacılıkta karşılığının olmadığını belirten Erdağı, gökyüzünün ihmali affetmediğini vurguladı. Aynı uçakta Genelkurmay seviyesinde komutanların, kurmay kadroların ve kritik personelin bulunmasının risk değil, pervasızlık anlamına geldiğini ifade etti.
“Kural yoksa akıl da yoktur”
En tehlikeli tablonun kuralların ihlal edilmesinden çok, kuralların hiç olmaması olduğuna dikkat çeken Erdağı, risk analizi, alternatif senaryo ve “ya düşerse” sorusunun sorulmadığı her yapının kaçınılmaz olarak felce sürükleneceğini belirtti. “Bu soruyu sormayı bırakan devlet zaten düşmeye başlamıştır” dedi.
“Kazalar ders olmuyor, tekrar ediyor”
Erdağı, Türkiye’deki havacılık kazalarının büyük bölümünde pilotaj hatası, eğitim eksikliği ve kurumsal denetimsizliğin öne çıktığını, buna karşın kaza-kırım raporlarının temel amacının olan bitenden ders çıkarmak yerine çoğu zaman bilgi kirliliğiyle gölgelendiğini savundu. Bunun sonucunda benzer kazaların farklı tarihlerde tekrarlandığını kaydetti.
“Bir uçak düşebilir, ama devlet ayağa kalkamayabilir”
Yazısını çarpıcı bir soruyla bitiren Erdağı, “Ders çıkardık diyebilmek için daha kaç üst düzey can kaybedilmesi gerekiyor?” ifadelerini kullandı. Havacılıkta derslerin mezar taşlarından değil, alınan önlemlerden çıkarılması gerektiğini vurgulayan Erdağı, aksi halde “aynı uçakta ölmenin” bir istisna değil, kötü bir geleneğe dönüşeceği uyarısında bulundu.
Yorumlar