2013 yılı Aralık ayında yapılan Hava İş Sendikası genel kurulu öncesi sendika yönetimine aday olan Emek Meclisi lideri Ali Gülçiçek, grev sonrası işten atıldı. Atilay Ayçin döneminde yapılan greve katılan ve 7 ay süreyle grevde kalan Gülçiçek, Hava İş yönetiminin değişmesi ve toplu iş sözleşmesinin imzalanarak grevin bitirilmesinden bir ay sonra işten çıkarıldı.
Gülçiçek, Bakırköy 32. İş Mahkemesi’ne başvurarak sendikal gerekçelerle iş akdinin feshedildiğine dair sendikal tazminat davası açtı. Mahkeme tarihi bir karar vererek, Gülçiçek’in bu talebini doğru buldu ve işten çıkarılmasını haksız bularak işe başlatılmasına karar verdi.
Mahkeme kararını değerlendiren Gülçiçek, süreci şöyle özetledi:
“ 7 ay boyunca grevde kaldım. İşe başladıktan bir ay sonra iş akdim feshedildi. Benimle birlikte bazı arkadaşlar da emekliliğe zorlandı. İşveren iyi niyetli değildi. Seçim süresince bana ‘işverenin adamı’ dediler, yaftaladılar ama grevden döner dönmez iş akdimin feshedilmesi bunun yanlış ve kasıtlı bir algı olduğunu da ortaya çıkardı. Fesihten sonra mahkeme süreci başladı. Kısa bir süre önce mahkemem bitti. THY tarihinde sıradan bir üyenin iş akdinin feshedilmesi ve bunun sendikal gerekçelere dayandırılması bir ilktir. Benimle birlikte Kabin memuru Gülperi Köken Şaşmaz için de aynı karar verildi.
THY’nin 10 yıldan bu yana sayısız kişiyi işten çıkardığını kaydeden Gülçiçek, “ THY, işten atıyor ya da zorla emekli etmek için baskı yapıyor. Emekli olmazsan da işten atıyor. Mahkemeye başvuruyorsun, mahkeme feshin haksız olduğuna kanaat getiriyor ve işe iade ediyor. İşveren de almadığı zaman yasaca belirtilen asgari tazminat tutarını ödeyerek işe almıyor. Yasa aslında işten atılmayı kolaylaştıran bir tutum içerisinde. Ancak işçi sendikal faaliyetlerinden dolayı atıldığını kanıtlarsa mahkeme bende olduğu gibi farklı bir karar da verebiliyor. Ben grev ve seçim sürecinde sendikal faaliyetlerime ilişkin belgelerimi sundum. Yıllardır sendikal faaliyetlerin içindeyim. Seçim süresince bize yapılanları mahkemeye ilettim. Benim atılmamın tamamen sendikal mücadelemden kaynaklandığını belgeleriyle sundum. Mahkemenin verdiği “Sendikal gerekçelerle işten atılma” kararı nedeniyle, işverenin beni işime geri başlatması gerekir. Diğer işe dönüş kararlarında işçiye parasını verip işe almayabiliyor. Sendikal nedenlerle işten atılma ILO normlarına ve iş yasasının (2821/31-6,4857/18-20-21,6356/25-5-6-7) aykırı olduğu için işveren beni işe başlatmak zorunda. THY hukuken mahkûm edilmiştir. THY, bu hatasını düzeltmelidir. Yargıtay onamasından sonra işe dönüş başvurumu yapacağım.”
Ali Gülçiçek, işçilerin kolaylıkla işlerine son verilmesinden sendika yönetimlerini sorumlu tuttu. Mevcut sendika yönetiminin bir yıllık süreçteki performansını da değerlendiren Gülçiçek, “24 yıllık bürokratik bir sendikal yapı vardı ama en azından arada çıkıp iki laf ediyorlardı. Bugün ondan da geri noktadayız. Reform Grubu’nun sendika yönetimine gelmesi olasılık dışıydı. Onlar da beklemiyordu. Ama maalesef bu konuda Atilay Ayçin’in çok büyük katkısı olmuştur. 2009 yılındaki genel kurulu zorla, sadece bir oyla kazandığında erken genel kurul yapmaması, 29 Mayıs 2012’deki eylemi sonucu yaşanan işten atılmalar, 15 Mayıs 2013’de alınan grev kararına sendika üyelerinin büyük kısmının uymaması, bunlara rağmen Atilay Ayçin’in 24 yıllık koltuğundan vazgeçmeyerek tekrar aday olmakta ısrar etmesi Reform Grubu’nu (daha doğrusu işvereni) başarılı kılmıştır. Bir diğer sebep de Gökkuşağı Hareketi ve özellikle Bahadır Altan’ın öngörüsüzlüğü ve ne yaptığını bilememesidir. İşte bu yüzden adaletli bir yapı kurulması noktasında Emek Meclisi’nin oluşturduğu işçilere Ayçin , Gökkuşağı Hareketi, işveren hep birlikte saldırdılar. Uçuş İşletme’de yapılan kumpaslarla Emek Meclisi yaftalandı. Özellikle Uçuş İşletme’de Genel Müdür Yardımcısının yaptığı çalışmalarla sanki bizi tutuyormuş gibi intiba yarattılar. Biz sabaha kadar alanda uçucularla beraberdik. Çok çalıştık. Görülmemiş şekilde pilotlar ( Gn Md Uçş işl yardımcısı eliyle) Gökkuşağı Hareketi’nin listesine destek verdi. O liste delege seçimini kazandı. Emek Meclisi devre dışı bırakıldı. 24 Yıllık Ayçin Yönetimine karşı, Reformu alıp oraya oturttular. Uçuş İşletme delegesini genel kurula getirtmeyenler işverenin amaçlarını gerçekleştirmesine de hizmet etmiş oldular. Bugün geriye baktığımızda bizim de hatalarımız olabilir. Biz de bazı şeyleri doğru okuyamamış olabiliriz ama iyi niyetliydik. Hatta deyim yerindeyse herkesi kendimiz gibi bildiğimizden fazla saf davranmışız” diye konuştu.
Seçim sürecinde kendisi hakkında kasıtlı olarak işverenin adamı algısı yaratıldığını vurgulayan Gülçiçek, “ Bu adam aprona nasıl giriyor dediler. Benim apron kartım vardı, Greve çıktım diye DHMİ apron kartımı iptal etmiyor. Bu nedenle işyerlerine gidebiliyordum. Bahadır Altan veya başka bir arkadaş gece şirkete (aprona) gelip toplantı yapabiliyordu. Teknik seçiminde genel müdür yardımcısının odasından telefonla delege adaylarımızı tehdit eden TALTA Başkanı Yavuz Güver’i neden kimse konuşmuyor?! Bu arkadaş Gökkuşağı Hareketi’nin sözcülerindendi. Uçuş İşletme’de bizim aleyhimize propaganda yapan, delege olduğu halde pilotların genel kurula gelmemesini sağlayanlar ın ödüllendirildiğini biliyorum. Bize çok ağır baskılar yapıldı. Teknik seçimlerinde gördük ki bize korkunç bir saldırı var. Ankara ve Antalya’da aynı baskılara uğradık.
Sendika yönetiminin geçen bir yıllık süreçte pozitif bir başarı ortaya koyamadığının altını çizen Ali Gülçiçek, sendika aidatlarının nerelere harcandığının hesabının verilmesi gerektiğini kaydetti.
Gülçiçek, “Geçmiş yönetimi eleştiriyorduk. Şeffaf değildi, seçimle seçilmiş temsilcileri yoktu, toplumla beraber değildi ama sendikal tartışma ortamı vardı. Şimdi ortada sendika yönetimi yok ki tartışma ortamı olsun. “Hayatımda bir kere bile sendikanın önünden geçmedim ama sendika başkanı oldum” diyen sendika başkanı ve yöneticilerin olduğu bir yer sendika değildir zaten. İşveren desteğini çekse bir gün dahi oturamazlar orada. Çünkü işçiyle bir bağları yok. Çalışan açısından içler acısı bir durum. Sendika Başkanı, Sivil Havacılar Dergisi’ndeki röportajında gerçekleşmeyen projelerden ve geçen sene “ulufe” gibi dağıtılan 5500 TL brüt kar payından bahsediyor. O paranın seçimlerden çok önce işverence ayrıldığını çok iyi biliyoruz. Madem kar payı idi bu sene de petrol fiyatları vb nedenlerden gayet iyi kar yaptı şirket. Kendileri de iki kez yazılı talepde bulunmuşlar. Neden bu sene de yatmadı? TİS’te enflasyon farkı da var işçi lehine. 2 senelik enflasyon farkı nerede? Yanlız unutmasınlar bu günler geçer, “Su akar yatağını bulur” diye bir deyim vardır. Neticede burada çalışanlar hayatlarını geçindirmek için çalışıyorlar ve haklara ihtiyaçları var. Çalışanların bu suskunluğu dikkatli değerlendirilmelidir. Bu fırtınadan önceki sessizliktir. THY’de kime dokunsan bin ah işitiyorsun. Özellikle Uçuş İşletme’de bir ispiyon mekanizması oluşturulmuş. Herkes birbirini ihbar ediyor. Kaptan kabini, kabin kaptanı ihbar ediyor. Bu döner dolaşır yarın bunu yaptıranları da vurur. Bu ne insanidir ne de ahlaki… Sendikanın yönetimi çalışanların güvenini kazanmalı. Sendikanın yaptığı bütün etkinliklere çalışanları dahil etmesi gerekiyor. Sendika bugüne kadar biriken kabahat ve problemlerden arınmalı. Temsilci seçimi yapılmalı. Şu ana kadar bu yapılmadı. Atananları da kimse tanımıyor. Şeffaflık dediler, sadece eski sendikanın borçlar kısmını koydular. Ayda 800 bin TL. üye aidatı olan sendikanın bir yıllık gelirine ilişkin açıklama yapması gerekir. Şoförler, araçlar, özel kalemler… Bilmem neler? Yani dünkü çıkar gruplarının yerine bugün başka bir çıkar yönetimi var. Böyle olunca A grubundan B grubundan olmasının bir önemi yok. Geçmiş yönetim başarılı değildi ancak bu yönetim onu bile aratıyor. Bunların hiçbir şeyi yok. Sendikal dilleri, kültürleri ve geçmişleri yok. Mesela bu sendika yönetimi, Metal İş kolunda Bakanlar Kurulu kararıyla ertelenen işçilerin grevine ne diyor, doğrusu çok merak ediyorum bu konuda bir açıklama yaptılar mı? THY ve bağlı kurumlarda çalışan sayısı elli binlere çıkmış durumda, mevcut sendika yönetimi, THY’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısından talimat bekliyor. çalışanlar bu yönetime nasıl güvensinler?...”
Yorumlar Tüm Yorumlar (46)