Korona karantinasını nasıl uyguladığımızı, ülke çapında alınan önlemleri, abartılı abartısız tüm görüntüleri bir açık hava sineması gibi izliyoruz. İzliyoruz izlemesine ama kimlerin nasıl korunup, kollandığını da halen akıllanmamış yöneticilerimiz sayesinde görüyoruz.
Tabi biz olaya havacılık ve turizm açısından bakmak zorundayız. Havacılık sektörünün bu ülkenin ana ekonomilerinden biri olduğunu söylemeye gerek var mı? Havacılık varsa insanlar hareket eder sağa sola. Ulaştırma varsa ekonomi hayat verir.
Bu başlangıcı yapmamın sebebi Sabiha Gökçen Havalimanı ile İstanbul Havalimanı arasında oynanan oyunun karantina günlerinde bile açık açık yapılmasından dolayıdır.
Bir kez daha şuradan haykırayım. Bu sektörü Airporthaber harici kimse umursamıyor. Satılık kalemler mama alıp susarken biz aç kalma pahasına sektörün sorunlarını her daim avazımız çıktığınca yazmaya, konuşmaya devam edeceğiz.
Karantina dönemi başlar başlamaz Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki dükkanların kepenkleri emniyet kuvvetleri aracılığı ile zorla kapatıldı. Neymiş efendim karantina varmış. İyi ya yok diyen olmadı. Karantina varsa o halde uçuşları da durdurun. Tam kapanma diyorsanız uçuşların da durdurulması gerekiyor. Yarım kapanma diyorsanız, havacılık, uçuş faaliyetleri devam edecek diyorsanız o halde uçuşun yapılacağı her havalimanında dükkanlar açık olmalı.
Birini kapatıyorsanız diğerini de kapalı tutacaksınız.
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kapatılan dükkanlara bakıyorsunuz doğrudan turizm ve havacılıkla alakalı. Aynı şekilde İstanbul Havalimanı’ndakine bakıyorsunuz marka aynı, dükkan aynı ama biri açık diğeri kapalı.
Akıllara ne geliyor o halde. Ya Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki vali yardımcısı ile emniyet bu işi bilmiyor ya da İstanbul Havalimanı’na ayrıcalık tanınıyor.
Öteden beri kayırılan İstanbul Havalimanı yine aynı muameleyi görüyor algısı yüksek. Sabiha Gökçen Havalimanı yine üvey evlat. Üzerinde oynanan oyunun son perdesi karantina günlerinde kendisini gösteriyor.
Airporthaber ayrımcılığı duyuruyor ve kayırmacı yöneticiler durumun ciddiyetini görüp İstanbul Havalimanı’ndaki dükkanları da kapatıyor.
Olmaz, olmamalı.
Havalimanları açık olmalı. Her dükkan, her işletme açık olmalı. Havacılık yapıyorsanız yolcu taşımak olarak algılayamazsınız havacılık sektörünü.
Devletin en üst kademesinden bir devlet adamımız şunu söylüyor “Her sektöre doğruları çekinmeden söyleyen bir Ali KIDIK gerekli” Allah razı olsun. Biz doğruları söylemeye devam edeceğiz.
Demem o ki, hala göremiyor musunuz ülkenin halini ve hala anlamadınız mı kayırmacılığın, adamcılığın bu ülkeyi getirdiği hali. Bu sektörün, her sektörün eşit şekilde yönetilmeye ihtiyacı var. Artık bıçak kemiğe dayandı, kurumlar ne hale geldi, insanlar aç, şirketler battı, batıyor, kredi ile, borç ile nereye varacağız, varılacak?
Azıcık vicdan sahibi olun, azıcık bu ülkeyi sevin ve mesafe koymayın. İstanbul Havalimanı’nda çalışanların Sabiha Gökçen’de çalışanlara göre ne gibi üstünlükleri var ki!
Karantinayı turizm açısından önemli görüyorum ve ben bunu daha önce söylemiştim. Karantina turizm açısından olmazsa olmaz idi. Bu yılı Haziran ayından itibaren yaşamaya başlayacağız.
Normalde Nisan ayında başladığımız turizm sezonu maalesef pandemi nedeniyle ötelemek zorunda kaldık. Normal şartlarda altı ay yaşadığımız sezonu bu yıl 3,5-4 ay yaşamak zorundayız. Ancak kurallara, maske-mesafe-hijyen üçlüsünü iyi uygularsak bulaşı atlatmış oluruz.
Bu sebeple turizm havacılık bizim bu yıl olmazsa olmazımız.
Hadi bakalım.
Ayrımcılığın olmadığı, kayırmacılığın son bulduğu bir sezonu el ele götürelim.
Yorumlar