Bu hafta oturup yazmak içimden gelmedi bir türlü Ne konu geliyor aklıma ne de içimdekileri birbirine bağlayıp klavyede seslendireceğim kelimeler. Bu hafta hepimiz yine kahrolduk.
Evet; bir ramazan bayramını daha idrak ediyoruz.
Bazılarımız halen “ Şeker Bayramı ” deriz bu dini kutsal günlerimize.
Bu nasıl bir şeker ki ağzımızı yakarken, içimizi kavuruyor.
Belli ki Allah’a inandığını söyleyen ve de Müslüman geçinen birileri ağzımızı ve ruhumuzu tatlandıracak bayramımıza “ Acı “ karıştırdı.
2016 yılı başından bu yana her gün birbirinden acı haberler almaktan yorgun insanlarımız. Senenin ilk yarısını böyle bir sıkıntı, üzüntü içinde geçirdik. 2015 Haziran ila 2015 Haziran ayı sonu itibarı ile 337 asker, 182 polis ve 13’ü korucu olmak üzere toplamda bizlerin, Türk Halkının güvenliğini sağlamak ile vazifeli 532 güvenlik görevlimizi kaybettik. Bu şehitlerimizin 513 çocuğu yetim kaldı. Anneleri de eşsiz ve koruyucusuz. Tek başınalar. Yapayalnız.
Onlar bize emanet sözleri nedense bana bir şey anlatmıyor. Bir şehidimizin yabancı uyruklu eşine eski Başbakanımızın söz vermesine rağmen halen şehit olan eşi üzerinden aylık bağlanmadı ya. Nedeni ise vatanı savunurken yitirdiğimiz şehidimizin resmi nikâhlı eşi ama yabancı uyruklu. Mevzuat yalnız Türk uyruklu olanlara ödeme yapılmasını öngörüyor. Nasıl bir emanet ise? Veya devletimiz nasıl bir yed-i emin ise. Temenni ederiz ki, Devlet iradesinin devamlılığı ilkesinden hareketle, yeni Başbakanımız bu konuda gereğini yapsın.
28 Haziran akşamı Atatürk Havalimanında yaşanan terör olayında yitirdiğimiz tüm canları ve aynı korkunç olayda kaybettiğimiz 8 TGS ve 2 BTA çalışanı kardeşimizin ebediyete intikal etmiş olmalarının derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Sanki bu büyük ateş tüm gençliğimizi verdiğimiz evimizin ön bahçesine düştü gibi. Yitirdiğimiz 35 canla birlikte bu 10 sevgili arkadaşlarımızı da rahmetle anıyor, ailelerine, yakınlarına görev yaptıkları kuruluşların çalışanlarına ve tüm Sivil Havacılık camiasına kalbi başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Onları hiç unutmayacağız ve hep kalbimizde olacaklar.
Evet, tüm şehitlerimizin aileleri bayramın ilk günü mezarlıklarda eşlerinin ve babalarının kabirleri başında kısa bir süre önce yaşadıkları ve ömürleri boyu içlerinden çıkmayacak bu büyük acıyı tekrar, katmerlenmiş bir şekilde yaşayacaklar.
Türk insanı bayramı bu ruh hali içinde yine de kutlayacak. Kimi evlerinde. Kimileri ise ülkemizin tatil yörelerinin birinde geçirecek bayram tatilini.
Hali ile ateş en fazla düştüğü yeri yakıyor. Bu acılara rağmen yaşam kör, topal devam ediyor. Bayram kutlaması nerede ve ne şekilde yapılırsa yapılsın, hepimiz tüm şehitlerimizin içimizde bıraktıkları bu acıların unutulması mümkün olmayan derin izlerini taşıyacağız. Ve mutlak ki, bu acı tabloyu düşünecek ve onlar için de bayramda yürekten dua edeceğiz.
Bayramınız Kutlu Olsun.
Allah milletimize bu acıları unutturmasın.
Yorumlar