Son dönemlerde uçaklarda yaşanan ilginç olaylara yenileri eklenmeye devam ediyor. Geçen hafta sosyal medya ünlülerinin özellik yurt dışında yaptıklarını dile getirmiştim.
Gerçi bizim ülkede de sosyal medya ünlülerinin ilginç işleri oldu uçaklarda. Daha çok kendi reklamlarını ya da kurumlarını öne çıkarmak için tuhaf şeyler yapmışlar ve kısıtlı bir süre de olsa kara listeye girmişlerdi. Ancak bu kez bahsettiğim uçaklarda olay çıkaran yolcular...
Bir kaç kez uçuş sırasında ya da kalkış öncesi acil çıkış kapısını açmaya çalışan yolcular oldu. Çoğunlukla diğer yolcular tarafından engellenen ve hatta darp edilen bu şahıslara bir yenisi de Pegasus uçağında ortaya çıktı. Tahran'dan kalkan uçağın yolcularından biri acil çıkış kapısını açmaya çalışınca müdahale eden kabin ekibine de fiziksel saldırıda bulundu. Sonrasında güvenlik güçlerine teslim edilerek uçuşlardan da men edildi.
Aslında Pegasus'un kara liste uygulamasına pek alışkın değiliz ama yaptığı açıklamadan uygulandığını da anlamış olduk. Ancak asıl mesele bu tür yolcuları gaz almak için kısa süre men etmek değil daha katı uygulamalarla caydırıcı kararlar alınmasıdır.
İşin temeline inmek, psikolojik tarafına bakmak ya da yolcuların adli durumlarına bakmak vs. gibi hususlar değerlendirilebilir ama asıl mesele şirketlerin uçuş ekiplerine 'güvende' olduklarını hissetirmesidir. Çünkü o aşamalar seyahati gerçekleştiren havayolu şirketinin işi değil. Bu yapılabiliyor mu, sağlanabiliyor mu çok emin değilim. Hatırlarsanız bir kaç ay önce fabrikalarım var diye kabin ekiplerine dümdüz küfür eden şahsın görüntüleri biraz da gecikmeli olarak ortaya çıkmasaydı o küfürler yanına kâr kalır mıydı? THY bir aksiyon alır mıydı? Mesela o yolcu hem kabin ekiplerine hem de şirkete yönelik davranışları nedeniyle THY tarafından dava edildi mi? Normalde çok kolay dava açan THY bu yola gitti mi mesela? Ben bilmiyorum.
Kimse mükemmel değil, kabin ekiplerinin da hataları vardır, bizzat ben de seyahatlerimde buna şahitlik ettim defalarca ancak bu noktalara gelmesi kabul edilebilir değil. Şiddet ya da psikolojik şiddet makul karşılanacak bir durum olamaz.
*********************************************************************************************************************************************
Geçtiğimiz haftalarda hem Sabiha Gökçen'de hem de Tailwind Havayolları'nda üst düzey istifalar yaşandı. Yaşanan istifaları ilginç kılan çok kısa sürede CEO'luk görevlerini bırakmalarıydı. Bir yönetici bir kaç hafta ya da bir kaç ay içinde geldiği görevi bırakıyorsa ya istediklerini yapamıyordur ya da bildiğiniz mobbing vardır. Başka bir izahı olamaz.
Hem CEO yapıp hem de işini yapmasına izin vermezseniz nasıl olacak bu iş?
Yani 'sen kukla ol bizim kararlarımızı uygula' demekten başka bir şey değil bu. Duruşu olan insanlar böyle bir baskıyı kabul edemez. Sabiha Gökçen'deki durum çok da vahim görünüyor. Kim baş, kim beyin, kim lider, kim karar alıcı belli değil. Zaten Sabiha Gökçen Havalimanı'nın büyük bir değişime ihtiyacı var olduğu belliyken işlerin böyle sarpa sarması Türkiye'nin en çok yolcu rakamına ulaşan 2. havalimanına yakışmıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı baştan aşağı değişmeli, yenilenmeli ve modernleşmelidir. Sabiha Gökçen otogardan görüntüsünden bir an önce arındırılmalıdır.
*************************************************************************************************************************************************
Bir diğer konu da yıl sonu yaklaşırken kâr payı meselesi. Herkesin gözü yapılacak açıklamalarda. 2025 yılının ekonomik olarak çok zor geçeceği söylenirken çalışanlara olumlu mesajlar vermek siz işverenlerin görevidir. Onların aidiyetini artırmak da sizin elinizde.
Herkese hayırlı haftalar...
Yorumlar