THY ve THY Teknik hariç havacılık sektörünün sendikal bir garantisi yok. Aşağıdan bak yukarıdan bak, sağdan bak soldan bak hiçbir oluşuma geçit verilmedi. Son deneme Pegasus Havayolları’nda oldu. Oldu olmasına da sonu hüsranla bitti. Zamanlama ve seçtiğiniz sendika çok önemli.
Türk Hava Yolları çalışanlarının yıllara dayanan bir sendikal güvencesi mevcut. Kör topal da olsa varlığı bir güvence. Gerçi etkisizleştirilme çabaları çok oldu ama başarılamadı. Hatta alternatif sendikal girişim bile denendi. O da başarısız oldu ama en azından varlığından kazanım elde edildi.
Ancak biliyorum ki mevcut sendikadan bile rahatsız THY yönetimi. Sendikasız, ova gibi bir alan istiyor THY yönetimi kendisine. Her hareketi özgürce yapalım istiyorlar. Böl, parçala yönet sistemi ile at koşturulmak isteniyor.
Fakat bizim konumuz THY değil. Sendikasız havacılığın nasıl ezildiğini, nasıl kimsesiz kaldığı konusunda dertleşeceğiz.
Türk Hava Yolları’nın yüzde 50 ortaklı TGS’den başlayalım. En çok da onlarda çalışan var. Sırasıyla Çelebi, Havaş, Pegasus, ACT (My Cargo), My Teknik, ULS, Prima, Genel Havacılık Terminali’ndeki tüm şirketler. Hemen hepsi sendikasız ve sahipsiz.
Patron şirketleri bunlar.
Patron şirketlerinde dileyen dilediğini söyler, lakin patron ne derse onun dediği olur. Bu durumda azıcık patrona diklenen veya patron adına hareket eden yetkilinin iki dudağı arasındadır çalışanın kaderi.
“Aldım-attım” onun uhdesindedir.
Mahkemeler mi?
Rezalet.
Adalet mi?
Berbat.
Mahkemeler saray olmuş. Sarayda adalet olmadığını, olamayacağını saray mukimlerinden öğreniyoruz. Okuduğumuz kitaplardan pekiştiriyoruz.
Adalet! Güçlünün adaletinin hüküm sürdüğü, hakim olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Soru sormak suçken, küfretmenin normal karşılandığı bir zamanın esirleriyiz.
Hal böyle olunca da havacılık sektöründe çalışan garip gurabanın; ne adaletten yana şansı var ne de adil yönetici seçme hakkı var.
Olağanüstü şartlarda yazı tura gibi işten çıkarmalar, “kaşın-gözün kara” şeklindeki bahanelerden dolayı işten çıkarmaların, sorgusuz sualsiz kapı dışarı edilme talihsizliğini hep ama hep sahipsiz havacılar yaşar.
Zam zamanı, verilenle yetinmek zorunda kalırlar.
Hak arayana “kapı orada” işaretini yapmak kolay.
Şu bir gerçek ki;
Yazın alabildiğine sıcak yaydığı, kışın alabildiğine ayazın altında kalanların kaderi hep sahipsizlik.
Tüm sektör çalışanları için söylüyorum bunları.
Sendikasız sektör çalışanları “Sahipsiz Havacılar” olarak bilinmelidir.
Bir havacılık kanunu olmayan ülkenin afili görünen havacılık sektörü çalışanlarıdır onlar.
Sahipsiz ama bolca şükreden çalışanları.
Tüm gençlerin hayali havacılık sektörü. Bir de içine gir neler var. Süslü kelimelerin havada uçuştuğu sektör. YERSEN…
Yorumlar Tüm Yorumlar (115)