Burcu Özçelik Sözer Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları ekinin editörü ve de ara vermeden takip ettiğim bir gazeteci. Geçtiğimiz haftaki yazıları bana;16 Mart 2015 ‘ de Airporthaber için kaleme aldığım “Sinirliyim, Gerginlik Uyutmuyor. Çaresiz Hissediyorum Çok Mutsuzum”. ,10 Kasım 2014 tarihinde yazdığım “Vardiyalı Çalışma Sağlığı Bozarken Bazı Hastalıkları Da Tetikliyor”,13 Mayıs 2013 yılında APH sayfalarında yer alan“Havalimanında Çalışır Olmak; Zor Zanaat”i Gökyüzü haberci için kaleme aldığım “ Havalimanındaki Çalışma Şartları Personeli Hırpalıyor ve Bulaşıcı Hastalık: İş Yerinde Depresyon başlıklı yazılarımı hatırlattı.
İnsan kaynakları konulu YAYINLARI, bu neşriyatlarda ve gazetelerde yer alan ık konulu tüm yazıları merakla takip ederim. Burcu Özçelik Sözer’in bu haftaki yazısını okuyunca galiba saygıdeğer yöneticilerimize teşekkür borçluyuz diye düşündüm. Bizde Her ne kadar bizde bu konu ile ilgili istatistiksel bilgi mevcut değilse de uzun çalışma saatleri, düşük ücret, iş özel yaşam dengesinin bozulması vb. nedenler bir tarafa, iş kazalarında bile gerek Amerika’da ve gerekse Birleşik Krallıktaki yazıda zikredilen nedenlerden ötürü belirtilen miktarda zayiat olmadığına yüzde yüz eminim.
Eğer ünlü Alman düşünür ve edebiyatçı Nietzsche’nin sözü doğru ise “ BENİ OLDÜRMEYEN ACI GÜÇLENDİRİR” diyor. Evet; bizim yöneticilerin çalışanlara yüklediği sıkıntılar öldürmediğini ve tam tersine onları güçlendirdiğini söylemek mümkün,. Malum Panik atak içinde aynı şeyi söylerler. Panik atak doğru tedavi edilirse kişiyi hayatın içindeki kaygı yaratıcı durumlara karşı daha dirençli hale getiriyor. Tabii ki bunun tersini savunanlar, ben acı çekmeyeyim de güçlenmeyeyim diye düşünenlerinde mevcut olduğu mutlak. Panik atak örneğini bizzat yaşadığım için sözün geçerli olduğuna inananlardanım.
Dikkatinizi çekti mi bilmem? Gazetelerimizin IK ekleri çalışanlarımızın konu ile ilgili dertlerine derman teşkil edecek, İnsan Kaynakları Yönetiminin düzgün şekillendirmesine ışık tutacak bir tarzda yayın yapmayı tercih etmiyorlar. İşlenilen konuların bir çoğunda Avrupa ve Amerika’ da ki araştırmalar baz alınıyor. Tabii ki bu tür araştırma ve anketleri, planlayıp gerçekleştirebilmek zor. 7
Evet; Burcu Özçelik Sözer’ in geçtiğimiz hafta Hürriyet IK ekinde yayınlanan “İşyerlerinde Kötü Yönetim 120.000 ekstra ölüme sebep oluyor; İŞ STRESİNİ HAFİFE ALMAYIN” başlıklı yazısını kişisel bir temenni ile aşağıya alıyorum. Dileğim; büyük şirketlerimizin İnsan Kaynakları Yönetimi konusundaki tutum ve davranışlarının eklerde konu olarak işlenmesi ve şirketlerin patron ve yöneticilerinin konuya daha titizlikle yaklaşmaları için, IK eklerinde görev yapan ihtisas sahibi olan editör ve yazarların baskı unsuru oluşturucu bir rol üstlenmelerinden öte değil.
İŞ STRESİ ÖLDÜRÜYOR ( BURCU ÖZÇELİK SÖZER HÜRRİYET IK EKİ )
Uzun çalışma saatleri, kötü yönetim, iş-özel yaşam dengesini tuttura-mamak, aşırı iş yükü, çalışanlarda en çok stres yaratan sebepler. Aşırı stres pek çok psikolojik ve fiziksel rahatsızlığı da beraberinde getiriyor. Stanford Üniversi-tesi’nden Prof. Jeffrey Pfeffer, ABD’de her yıl 120 bin kişinin işyeri sorunları sebebiyle öldüğünü söylüyor. Pfeffer’e göre işyerleri Alzheimer ve diyabetten bile çok ölüme sebep veriyor.
Hepimizin işyerinde stresli zamanlar geçirdiği oluyor fakat stres aşırı seviyelere çıktığında ya da kronikleştiğinde hayatımızı altüst edebiliyor. Uzun süreli stres iş hayatında oldukça yaygın. Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) araştırmasına göre Amerikalıların yüzde 65’i işlerinin bir numaralı stres kaynağı olduğunu, 3’te 1’i kronik stres yaşadıklarını söylüyorlar. Amerikan Stres Enstitüsü’nün tahminine göre iş stresi, işe gelmeme, sirkülasyon, verimlilik düşüşü, sağlık kesintileri gibi nedenlerle yılda 300 milyar dolara mal oluyor.
Dying for a Paycheck (Maaş Çeki için Ölmek) kitabının yazarı, Stanford Üniversitesi’nden Prof. Jeffrey Pfeffer, Amerika’da her yıl 120 bin kişinin stres, kötü yönetim gibi işyeri kaynaklı sorunlar sebebiyle öldüğünü söylüyor. Bu rakamın da işyerlerini en çok ölüme yol açan sebepler arasında beşinci sıraya koyuyor, ki bu da demek oluyor ki işyerleri diyabet ve Alzheimer’dan bile çok kişiyi öldürüyor.
STRES HASTA EDİYOR
VM Medical Park Pendik Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Bakım, stresin sebep olduğu hastalıkları şöyle sıralıyor: “İş stresi uzayıp, arttıkça kişiler bazı fiziksel belirtiler yaşayabiliyor. Başlangıçta yorgunluk hissi, baş ağrısı, uyuşukluk, uyku bozuklukları gözlenebilmekte, iyileşmeyen hastalıklar, bağışıklık azalması (kanser riski), kilo kaybı/artışı, nefes darlığı, teşhis konamayan ağrılar, çarpıntı, tansiyon, kolesterol yüksekliği, kas gerginliği, kalp-damar, mide-bağırsak ve cilt hastalıkları oluşabilir. Psikolojik sorunlar arasında unutkanlık, konsantrasyon düşüklüğü, başarısızlık hissi, sinirlilik, huzursuzluk, tedirginlik, sabırsızlık, özgüvende azalma, kendine ya da çevredekilere yönelik eleştirel bakış açısı, düşmanlık, enerji kaybı, ümitsizlik, ilgisizlik, ağlama nöbetleri, yalnız kalma isteği, alınganlık ve takdir edilmediğini düşünme, tatminsizlik, hayata karşı olumsuz tutumlar geliştirme, nezaket ve saygı davranışlarında azalma görülebilir. Kişiler alkol ya da madde kullanımına başlayabilir, sigara tüketimlerini arttırabilir. Panik bozukluğu, depresyon gelişebilir. Depresyon ilerlediği takdirde intihar da söz konusu olabilir. Davranışsal sonuçlar arasında aile içi çatışmalara eğilim, dürtü kontrol sorunları (bağırıp çağırma, eşya kırma), düşük iş performansı, diğer çalışanlara karşı alaycı ve suçlayıcı olma, iş değiştirme çabaları, işi yavaşlatma, işe geç gitme ve sık rapor alıp, işe gitmeme sayılabilir.”
Birleşik Krallık’ta Sağlık ve Güvenlik Kurumu, 2016-2017 yıllarında 12.5 milyon çalışma gününün iş stresi, depresyon ve anksiyete sebebiyle kaybedildiğini rapor etti. Uzun çalışma saatleri, düşük ücret, iş-özel yaşam dengesinin bozulması, aşırı iş yükü, kötü yönetim en büyük stres nedenleri.
UYUM SAĞLAYAN HAYATTA KALIR
Prof. Dr. Zuhal Baltaş, stresin yönetilebilir olduğunu söylüyor: “Kişi, işinin özellikleri, kendi özellikleri, yaşam ortamını ayrı ayrı değerlendirerek tanımalı ve eylem planı geliştirmelidir. İş stresleriyle başa çıkabilmek, kişisel özelliklerimizle işin özellikleri arasındaki uyumla ilişkilidir. Bu uyum bilgi, beceri ve yetkinliklerle tanımlanan kişisel özelliklerle zorlanmaları içeren iş özellikleri arasında sağlanan dengeye bağlıdır. Hangi meslekte çalışırsanız çalışın önemli olan stres
altında olmak değil, dayanıklılık özelliklerine sahip olmaktır.
İş hayatında dalgalanma, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklıkla tanımlanan VUCA dönemi yaşanmaktadır. Bu yeni ortamda dış şartlar sabit değildir ve değişim hayatın gerçeğidir. Unutmayalım güçlü olan değil uyum yeteneği olan hayatta kalır.”
HAYIR DEYİN, MİZAHİ BAKIN
Doç. Dr. Bahadır Bakım stresle başa çıkmak için şu tavsiyelerde bulunuyor.
EN STRESLİ MESLEKLER
Amerikan Stres Enstitüsü’nün yaptığı araştırmalara göre hayat süresini kısaltma ihtimali olan mesleklerin özellikleri şunlar:
Yoğun olarak duygusal taleplere maruz kalınan ve sürekli diğer insanlarla birebir ilişki durumunda kalınan meslek çalışanları örneğin polis, avukat-savcı, doktor, hemşire, hasta kaydı yapan sekreter ve hostesler, temizlik görevlileri, garson, çağrı merkezi çalışanları, banka çalışanları, iş stresini yaşama açısından daha yüksek riske sahipler.
Yorumlar