Hani bazı insanlar vardır.İçinde bulundukları sistemin adamı gibi görünmek için özel gayret sarfederlerken etrafı, kimi nasıl zedelediklerine de hiç dikkat etmezler. Sistem içindeki mevcudiyetlerinin devamlılığını ve etkinliklerini ancak bu yöntemle sağlayabileceklerini çok iyi bilirler. Onlar için önemli olan yalnız kendileri ve yakın çevreleridir.
Bazı sistemlerde ise, yerleşik, ev sahibi görünümünde “ sistem adamları” mevcut.
Herkes tarafından çok iyi tanınır, bilinirler. Hareketlerinden tutum ve konuşmalarından bu bilinilirliğin onlar açısından ne büyük bir övünç kaynağı olduğunu hemen anlaşılır.Zaten bunu saklamazlar ve bir üstünlük göstergesi olarak sürekli, yerli yersiz ifade ederler.
Gazetelerde her gün onlarca örneğini görebilirsiniz sayfalar arasında. Siyasette, bürokraside ve de iş yaşamında.
Bu yılışık tür her yerde sıkışacak bir yer bir köşe bulurlar kendilerine. Sıkışık düzende ise kendilerine daha geniş yer açmak için etrafındakileri yaralar, berelerler. Hani bir sandalyeye iki kişiyi oturtmaya kalkarsanız biri kendine yer açmak için diğerini koca poposu ve biçimsiz vücudu ile ite ite yere düşürür ya. İşte o misal.
Sıkışırlar, kendilerine köşe bulurlar dediğime bakmayın siz. Sistem içinde inanılmaz büyük yer kaplarlar..
Tıpkı dört yol ağzı gibi görürler kendilerini..
Her yol, her şey onlardan geçer.
Ve de her şey onlarda biter.
En azından sistemin işleyişi diğer insanlara böyle düşündürür.
Sistemin adamı olmak kötü bir şey mi?
Sisteme bir şeyler katıyorsa hayır.
Sistemin yolunu aydınlatıyorsa yüz kere hayır.
Sistem onunla gelişiyorsa bin kere hayır.
Bizdeki sistem adamları kendilerini her konuda, her uygulamada ayrıcalıklı görür ve sistemin kurallarını kendileri uygulamaz.
Herşeyi kendilerine yontarlar başka bir deyişle.
Tabii yakın çevreleri ve etraflarındaki dalkavuklar da bu ayrıcalıktan azami şekilde istifade eder. Bundan ötürüde ona her zaman itaat hattabir adım öte biad ederler.
Geleceğin sistem adamları da işte bu kara görgü ile yetişir.
Asolan şu ki; bu kadro iş yerlerinde hiç bir zaman boş kalmaz.
Ve de en kötüsü bu tutumlarından ötürü etrafın müstehzi ve hatta nefret dolu bakışlarınında farkında da değillerdir.
Adeta kördürler,
Esasen kör olmaları bile hoşgörülebilir.
Daha da kötüsü hiç umursamazlar etrafı.
Zira sistem dediğimiz işlev ve onun başındakiler nedeni anlaşılmaz bir şekilde amip misali hızla çoğalan bu çirkin organizmalara kalkan olurlar adeta..
Kural koyucular yaptıklarının farkında mı ?
Tabii ki değiller demek gelir içimden ama,.
Onların işleri başlarından aşkın.
İşleri büyük, ülke daha büyük, dünya ise daha da büyük.
Doğusu bu köşede, batısı ise öbür tarafta, ta diğer uçta.
Onlar bir o uca, bir diğer uca, gider gider gelirler.
Bu koşuşma ve uğraş içinde bu adamların yaptıklarından kural koyucunun zaman zaman bu gizli ortaklarının neler yaptığından haberleri bile olmaz
Onların “ Benim Haberim Olmadan Buradan Kuş Uçmaz” sözleri masaldır..
Kuş uçmaz ama, arazide yılanlar gezinir. Görmezler. Zira aşağılara bakmazlar.
Kural koyucu; tüm gücünü seferber ederek bu sistem adamlarının lehine sağladığı koşulların oluşmasına baştan izin vermese bunlar bu denli etkin olabilirler miydi sualinin cevabını sistem içindeki herkes net olarak bilir..
Ancak çalışanlar bu koruyucu kalkanı aşamayacaklarını bilirler..
Anlatmanın boş bir çaba olduğunu sonucun ise lehlerine olmayacağını bilirler.
Çekinirler ve anlatmazlar, İsteselerde anlatamazlar.
Sonuçta yaşamın gerçeği de onları bir köşeye sıkıştırmıştır
Ve de herkes o hesabı bir şekilde yapmak zorunda olduğunu bilir..
Evet, herkes, kuruluşların başındakiler şunu anlayacaklar bir gün.
Sistemin adamları " düzgün " olsalar, sistemin adamları " düzgün hareket etseler " sistem tümü ile daha düzgün çalışacak ve insanlar kendilerini yönetenlere, sisteme daha fazla inanacaklar ve belki de daha fazla güvenecekler. Aslında bu çok şeyi de değiştirecektir.
Ancak, hiç şüphe etmeyin ki, bir gün gelir; bir anda kendilerini çöpte bulur bu çirkin zihniyetin temsilcileri..
Kırıştırılmış ve buruşturulmuş, arkalı önlü kullanılmış bir kağıt parçası gibi..
Bu son kaçınılmazdır.
Bu genelde geç olur ama illaki olur ve türün her örneğinin başina bir gün gelir.
Kırıştırıp onları çöpe atacak olan da, sistemin içinde bu zihniyete,
Yanlış adam seçiminin ülke ve kurumlar açısından bedelinin ne denli büyük olduğunu bir gün anlayacak tüm kural koyucular diye düşünürüz hep.
Yıllar geçti anlamadılar.
Umutsuzluğa kapılmayalım yine de.
Kim kendine ne kadar yakıştırır bilemem.
Yine de hiç ses çıkartmadan seyredelim ve bekleyelim.
Tıpkı bu gün yaptığımız gibi.”
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)