Sn Ahmet Bolat’ ın görevinin ilk günlerinde yapmış olduğu açıklamalarda, özellikle personel atamaları konusunda yapmış olduğu performans, ehliyet ve liyakat vurgusunu çok önemli bulduğumuzu belirtmiştik. Ancak ve maalesef bu açıklamanın yapıldığı tarihten günümüze kadar geçen performansına baktığımızda, Bay Bolat’ın başlangıçta gayet net ve samimi olduğuna inandığımız bir üslupla açıkladığı bu niyetini, daha doğrusu kamuoyuna verdiği açık taahhüdünü yerine getirmekten çok uzak durduğunu gördüğümüzü de ifade etmiştik. Biz bu taahhüdünü kendisine sıklıkla hatırlatmaya devam edeceğiz. Şimdi gelelim bu bağlamda ele alacağımız THY nin bilançolarında muhasebeleşen Şüpheli-Değersiz Alacaklar konusuna.
Bir kısmı değersizleşerek şirket alacaklarından silindiği halde yıllar itibarıyla sürekli artan ve milyar TL yi aşan şirket alacaklarının nasıl olup da şüpheli hale geldiği hususu, detaylı incelenmesi gereken bir konu. Açık kaynaklara yansıdığı kadarıyla hangi ülkelerde hangi paraların battığı, sahtecilik, usulsüzlük, hırsızlık, görevi ihmal gibi sebeplerle hat bazındaki değerlendirmeleri, bu paraların takip ve tahsili için ne yapıldığı, daha doğrusu yapılmadığı vb. hususlar çok önemli. THY üst yönetiminin bu büyük hâsılat kayıplarını, her havayolu şirketi için söz konusu olan ticari riskin kabul edilebilir bir sonucu şeklinde açıklaması, bazı kalemler için kısmen doğru olmakla birlikte keşke tatminkâr bir açıklama olsaydı.
TAHSİL EDİLEMEYEN ŞİRKET ALACAKLARI NEDEN HER GEÇEN YIL ARTIYOR?
Vergi Usul Kanunun ilgili düzenlemeleri çerçevesinde muhasebeleştirilen ve kamuya açık bilançolarında gösterilen “THY nin şüpheli alacakları” nın ortaya çıkış sebepleri ile yıllar itibarıyla artan toplam tutarlarına ilişkin olarak THY Genel Kurul Toplantılarında, sorulan sorular ve THY üst yönetimince bu konuda yapılan değerlendirmeler malumunuz. Yazı kapsamında bunları tekrar dikkatlerinize sunacağım. Ancak öncesinde, konunun daha iyi anlaşılmasını teminen, Şüpheli Alacak-Değersiz Alacak kavramlarının kısa tanımlarını aktarmakta fayda görmekteyim.
Kanunun ilgili düzenlemelerine göre şüpheli alacak, dava veya icra safhasında bulunan alacaktır. Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsil imkânı kalmayan, değeri sıfıra inen alacaklar ise değersiz alacak olarak değerlendirilmektedir. Bir şirketin icra takibi başlattığı ve dava yoluyla talep ettiği alacaklar kanunda belirtilen usul ve sürelere göre önce şüpheli alacak kodunda muhasebeleştirilmekte, değeri sıfıra indiği zaman, zarar yazılarak silinmektedir.
THY’ DE ŞÜPHELİ ALACAKLAR İLK KEZ 2016 GENEL KURULUNDA KONU EDİLMİŞ.
THY nin şüpheli alacakları ilk defa 2016 Genel Kurul Toplantısında gündeme getirilmişti. Bir hissedar 2016 yılı Bilançosuna göre 269 milyon TL (76 milyon USD) tutarındaki şüpheli alacakların esaslı sebepleri, hat bazında tutarları, takip ve tahsili için ne yapıldığı konusunda, dönemin Genel Müdür Yardımcısı ve Teftiş Kurulu Başkanından Genel Kurul iştirakçilerinin aydınlatılmasını talep etmişti. Genel Müdür Mali Yardımcısı tarafından yapılan kısa açıklamayla, 2016 yılında, önceki yıla kıyasla şüpheli alacak tutarında ciddi bir artış olmadığı, bu alacakların hukuki yollardan takip ve tahsili konusunda gerekli işlemlerin başlatılmış olduğu ve devam ettiği şeklinde kısabir bilgilendirme yapılmıştı.
Bu klişe açıklama nedeniyle, 2017 toplantısında bu konuda bir önceki toplantıda açıklayıcı cevap alınamadığı hususu vurgulanarak ve söz konusu rakamın yaklaşık 300 milyon TL ye çıktığı belirtilmiştir. Ayrıca, bu meblağa ilaveten değersizleşen (silinen) şirket alacaklarının toplam tutarları ve sebepleri konusunda genel kurulun bilgilendirilmesi talep edilerek tahsili konusunda şirketin ilgili ünitelerinin sorumluluklarını yerine getirip getirmedikleri suali ilgililere tekrar yöneltilmiş.
Bu defa Genel Müdür Mali Yardımcısı, THY nin 2017 bilançosu ve elde ettiği gelir dikkate alındığında, toplam şüpheli alacak tutarının, çok büyük bir meblağ teşkil etmediğini ifade etmiş. Divan Başkanı İlker AYCI da, 125 ülkede faaliyet gösteren şirketin, gelirlerinin ve dolayısıyla risklerinin arttığına atıf yapmakla birlikte, bu alacakların takip ve tahsilinde hassas davranıldığını açıklamış
HER SENE ARTAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR ÖNEMSİZ TUTARLARMIŞ.
Sonraki yıllarda, THY nin şüpheli alacakları 2019 bilançosuna507 milyon TL (85 milyon USD), 2020 bilançosuna725 milyon TL (99 milyon USD), son olarak 2021 yılı bilançosuna da1 milyar 212 milyon TL (91 milyon USD) olarak yansımış. THY Genel Müdür Mali Yardımcısının büyük bir meblağ olmadığını belirttiği rakamlar bunlar.
Salgın hastalık döneminden sonra yeniden geniş bir katılımla yapılan2021 Yılı Genel Kurul Toplantısında, önceki yıllarda yapılan “önemsiz tutar” açıklamasına atıf yapılarak ve söz konusu meblağın mütemadiyen arttığı belirtilerek, 2021 yılı bilançosunda gerçekleşen 1 milyar 212 milyon TL şüpheli alacak tutarının da önemsiz olup olmadığı,aynı Genel Müdür Yardımcısına sorulmuş. Ayrıca, son yıllarda düzenli takip ve tahsil edilmediği için değersizleşen ve silinen Ortaklık alacaklarının toplam tutarının ne kadar olduğu konusunda bilgi talep edilmiş.
SN. BOLAT’DAN SAĞLAM DESTEK: TENKİTLER POLEMİK AMAÇLI OLMAMALI
Genel Müdür Mali Yardımcısı Genel Kurulda 2017 yılından beri bu konuda yapılan çalışmalar konusunda, bu defa nispeten daha detaylı açıklamalar yapmakla birlikte, 2021 şüpheli alacak tutarını şirket cirosu ile kıyaslayarak cironun sadece binde 8 i oranında olduğunu ifade etmiş. Silinen değersiz alacaklar konusunda ise bir bilgilendirme yapma gereği duymamış. Divan Başkanı Sn. Ahmet Bolat ise, bu konudaki eleştirilerin hakkaniyetli olması ve polemik amaçlı olmaması gerektiğini belirterek bu ve diğer tenkitlere yaklaşımını ve bakış açısını bir anlamda ortaya koymuş ve bu ifade zabta aynen geçirilmiş. Oysaki soruyu soran katılımcı konu ile ilgili müspet ya da menfi herhangi bir değerlendirme yapmamış. Sadece yıllar itibarıyla meblağın neden arttığını sormuş ve sebepleri konusunda detay bilgi talep etmiş. Buna ilaveten bir de bu güne kadar tahsil edilememiş olması nedeni ile silinmiş olan, vazgeçtiğiniz şirket alacağının toplam tutarı nedir? Sualini yöneltmiş. Ama bu Bay Bolat’a göre polemikyaratmaamaçlı bir soruymuş!
PGS VE THY’NİN ŞÜPHELİ ALACAKLARI.
Önce yukarıda, THY nin toplam cirosunun yüzdesi olarak ifade edilen 1 milyar 212 milyon TL tutarındaki (31 Aralık2021 kuruyla) şüpheli alacak tutarını, Ülkemizin 2. Büyük havayolu şirketi olan Pegasus Hava Taşımacılığı şirketinin rakamlarıyla kıyaslayalım. (Rakamlardaki küsuratlar yuvarlanmıştır)
THY çapındaki yabancı havayolu şirketlerinin 2021 yılı bilançolarına bakılarak yapılan inceleme ve hesaplama da THY yöneticilerinin “önemsiz oran” tanımlamasını haklı çıkarmıyor aslında. Geçen yıl Yunanistan da büyük para batıran Lüfthansa’yı dikkate almazsak, birçok şirket bu konuda THY den daha iyi durumda. Mesela, söz konusu oran örnekleme yöntemiyle bilançosu incelenen şirketlerden British Airways‘de binde 65, Emirates’de binde 13.
Buraya kadar özellikle vurgulamak istediğim gerçek şudur: Bu ciddi hasılat kayıpları, her havayolu şirketi için söz konusu olan ticari riskin kabul edilebilir bir sonucu olmaktan ziyade, şirket de yıllardır sürdürülen kadrolaşmanın THY bilançolarına zarar olarak yansıyan kaçınılmaz bir sonucu olarak karşımıza çıkmakta ve sürekli büyümektedir.
Meramımı daha açık bir ifadeyle açıklamam gerekirse, gelirinin yüzde sekseninden fazlasını yurt dışı uçuşlarından elde eden THY nin, bu ofislere atadığı müdürleri ile ilgili merkez ünite yöneticilerinin şirket alacaklarının takip ve tahsilindeki duyarsızlıklarının da bir sonucu bu durum..
Bu zafiyetin yıllar içinde nasıl oluştuğu ve şirket alacaklarının neden daha iyi takip edilmediğine ilişkin teknik ve detaylı değerlendirmelerimizi ve hangi hatlarda hangi şirket alacaklarının battığına ilişkin bazı genel bilgileri,medyaya da yansıdığı için örnekler sunarak konuyu daha iyi anlatabileceğimizi düşünüyorum.
STO OFİSİNDE OLANLAR
Örneğin geçen haftaki yazımızda Stockholm Ofisinde meydana geldiği bahsedilen 6 Milyon EUR tutarındaki yolsuzluk, bu tedbirsizliğin ve takipsizliğin bariz bir örneği. Söz konusu şirket kaybının nasıl meydana geldiği, kimlerin kastı ya da ihmaliyle bu zarara sebebiyet verildiği, oluşan zararın tazmini ve sorumluların cezalandırılması için THY teftiş, malive hukuk birimleri tarafından ne işlem yapıldığı, hangi tedbirlerin alındığı hususları medyada ısrarla dile getirilmiş bir konu.Buna rağmen THY üst yönetimi tarafından hiç bir açıklama yapılmamış olması şaşırtıcıdır. Elbette THY hissedarları, paralarının kimlere kaptırılmış olduğunu ve neden zamanında takip ve tahsil edilmediğini bilmek isterler.
Bunların dışında bir de işbirliği yapılan acentelere kaptırılan paraların mevcudiyeti de zaman zaman karşımıza çıkan bir konu. Özellikle yolcu satış ağındaki IATA / BSP sisteminin ve CASS sisteminin (kargo)yaygın olmadığı geri kalmış ülkelerde kredili (vadeli) çalışılan Genel Satış Acentelerine kaptırılan paralar var. Airporthaber sitesi gibi açık kaynaklardan öğrendiğimiz, okuduğumuz birçok hadise var. İsteyen bunları internetten araştırabilir.
NAİROBİ’ DEKİ ACENTEYE KAPTIRILAN MEBLAĞ
Mesela, yıllar önce Kenya / Nairobi’deki fetöcü acenteye kaptırıldığı çok konuşulan binlerce doların tahsili için ne yapıldı bilmiyoruz .Ama dönemin Nairobi Müdürünün, Sn. Kotil döneminde, adeta ödüllendirilirmişçesine Şikago Müdürlüğü’ne tayin edildiğini, daha sonra 15 Temmuz kalkışmasından sonra şirketten uzaklaştırıldığını biliyoruz.
Benzer şekilde Sudan, Angola, Cezayir, Nijerya vb ülkelerdeki ofislerde, Genel Satış Acentelerine kaptırılan paralar için sorumluluğu açık olan müdürlerin hangisinden hesap soruldu? Ne işlem yapıldı? Alacakların tahsili için ne yapıldı?Bu soruların cevaplarını, kamuoyuna (Hissedarlara)açık ve şeffaf açıklamalar yapılmadığı için bilmiyoruz. Bunların merak edilmesi, sorulması neden yadırganıyor? Her şirkette olur böyle kayıplar diyerek muhasebe kaydından silince, konu kapanmış mı oluyor? Bunu da bilmiyoruz. Bu konuda yapılan eleştiriler hakkaniyetli olmalı ve polemik amaçlı olmamalı vecizesine göre bu kadar alacağın takip ve tahsilini sağlayamamış olmak normal midir? Diye soruyoruz. Veya Sn. YK Başkanı bu konuda sorulacak hangi sorunun, yapılacak hangi değerlendirmenin polemik amaçlı olmadığını düşünür acaba? Bu da cevabını merak ettiğimiz bir soru.
IATA/BSP sistemi de % 100 risksiz bir satış ve tahsilât imkânı sunmuyor elbette. Sisteme dâhil olan binlerce acentenin çeşitli nedenlerle ödemediği meblağların zaman içinde milyon dolarları bulduğu da bir gerçek. Ama burada da her ofisin yöneticisinin ve muhasebe biriminin dikkatli ve ısrarlı takipleri ile bu kayıpların aza indirgenmesi de tabii ki mümkün. Bu sistemin nasıl çalıştığını bilmeyen liyakatsiz ve tecrübesiz sorumsuz yöneticiler ile böyle bir takibin yapılamayacağı da aşikar.
Kurum ve şirketlerdeki teftiş, kontrol ve denetim ünitelerinin varlık nedenlerinden biri de bu. Özellikle sahtecilik ve yolsuzluklara ilişkin denetimlerin yapılması ve sonrasında gerekli müeyyidelerin tavizsiz uygulanması gerekir ki; sistemde görev yapan yetkililer sorumluluklarının bilincinde hareket etsinler görevlerini savsaklamaları halinde hesap vereceklerinin bilincinde olsunlar, hata yaptıklarında işten atılma ve tazminat ödeme ile karşı karşıya kalacaklarını bilsinler. Sahi, siz son 20 yılda THY’ de görevini ihmal ettiği ya da yolsuzluk yaptığı için görevden alınarak iş sözleşmesi bildirimsiz feshedilen ve hakkında tazminat davası açılan kaç tane yönetici personel duydunuz?
SURİYE, LİBYA, İRAN VB. ÜLKELERDE BATAN PARALAR?
Bir de Müdürlerimizin ve onları kontrolden sorumlu merkez ünitelerin görevlerini ihmal etmeleri nedeniyle, zamanında tedbir alınmadığı için tahsil edilemeyen ve takibinde zafiyete düşülen, daha sonra ilgili ülkelerde çıkan savaş bahanesiyle tahsili imkânsızlaşan ve silinen şirket alacakları var. Başta Suriye olmak üzere, Libya, İran ve benzeri ülkelerde, THY nin milyon dolarları battı. Söz konusu ülkelerde mevcut olan savaşları öne sürerek bu kaybı ticari risk kategorisinde değerlendirmek olası. Ama savaş öncesinde şirketin ilgili ünitelerinin ve personelinin takip ve denetleme sorumluluklarını zamanında layıkıyla yerine getirip getirmediklerini ortaya koyduktan sonra tabii ki.
CİROMUZ BÜYÜK YA, OLUR BÖYLE VAKALAR.
Sonuç olarak, geçen senenin cirosunda 31 Aralık kuruyla, 1 milyar 212 milyon TL olarak muhasebeleşen şüpheli alacak ve artık muhasebe kaydından silindiği için ne kadar olduğu bilinmeyen değersiz alacak tutarlarının piyasa şartlarından kaynaklanan normal kayıplar olup olmadığı; genellikle cash=peşin(kredi kartı veya nakit ödemeli) çalışılan ve acente satışları söz konusu olduğunda bile, en fazla bir aylık tahsilat süresi olan bu sistemde, nasıl olup da bu kadar büyük paraların tahsil edilemediği, açık kaynaklara yansıdığı kadarıyla hangi ülkelerde hangi paraların battığı, sahtecilik, usulsüzlük, hırsızlık, görevi ihmal gibi sebeplerle hat bazındaki değerlendirmeleri, bu paralarıntakip ve tahsili için ne yapıldığı, daha doğrusu yapılmadığı vb. hususlar çok önemli.
Bu durumda, THY üst yönetiminin bu hâsılat kayıplarını şirket cirosunun büyüklüğü ile kıyaslayıp, olur böyle vakalar anlayışıyla, normal bir ticari risk olarak değerlendirmesi kısmen hak verilebilir bir açıklama olmakla birlikte, yönetimin en önemli fonksiyonlarından biri olan gözetim ve kontrol fonksiyonunun yukarıda açıklanan vahim gerçekleri göz ardı etmemesi gerekir. Bunun için de özellikle Bay Bolat’ın açıklamalarında ısrarla vurguladığı üzere, personel atamalarında “performans, ehliyet ve liyakati” esas alması gerekir. Lafta değil, özde, icraatta bunu yapması gerekir.
LİYAKAT TAMAM DA, İNSANLARIN HADDİNİ BİLMESİDE ÖNEMLİ.
Sözü yine liyakate getirmişken, eski tarihlerde yaşanan ibretlik bir olayı anlatarak konuyu kapatalım. Bir yurt dışı müdüründen dinlemiştim. Allah rahmet eylesin. THY de uzun yıllar Hukuk Müşavirliği ve Genel Sekreterlik yapmış, çok değerli bir yönetici, siyasi iktidar değişince, yurt dışına Hukuk Koordinatörü olarak gönderilmiş. Zaman içinde ofisin müdürü, ben size reva görülen bu muameleye çok üzülüyorum. Merkeze teleks çekeceğim. Beni Türkiye’ye
tayin etsinler. Sizi de bu ofise müdür olarak atasınlar teklifini yapmış. Rahmetli aynen şu cevabı vermiş: Kardeşim işine bak. İyisin sen. Ben ne anlarım? Satıştan, pazarlamadan, istasyondan? Cevabını vermiş. Hep liyakat diyoruz. Ama bu ibretlik cevaptan da gördüğümüz üzere, haddini bilmek de bir o kadar önemli.
THY YK BAŞKANI SN BOLAT’A SESLENİŞ.
Sayın Başkan. Yukarıda anlatılan yaşanmışlıkların hiç biri sizin döneminizde meydana gelmiş olan hususlar değil. Ancak, bunları mercek altına alıp nedenlerini belirlemek ve konuları ve meblağları bu nedenlere göre ayrıştırmak ve hissedarlara bilgi sunmakla mükellef olduğunuzu düşünüyoruz. 2022 yılı Genel Kurul toplantısında bu konuda yazılı ve sözlü olarak daha detaylı sorulara muhatap olacağınız açık. 28 Temmuz 2022 APH yazısında dile getireceğimiz
Genel Kurul anlatımında belirtilen hususlardan ötürü söz konusu toplantılara iştirak etmeyen kişilerin de hissedar olarak katılacakları bu toplantıda suallere ilişkin cevapların geçiştirilmesine imkân vermemek için gerekli tedbirlerin toplantı öncesi günlerde resmi ve gayri resmi makamlar nezdinde alınacağı kuşkusuzdur. Belki de günlük gazetelerde görev yapan 3 basın mensubunun Genel Kurul toplantılarınıza hissedar olarak katılmalarına da THY sistemi ilk kez tanık olacaktır. Toplantıdan 3 gün önce tarafınıza Genel Kurulda yöneltilecek olan sualler başta zat-ı âliniz olmak üzere ilgili resmi kuruluşlara ve basına bu davranışımızın nedeni de anlatılarak yazılı bir şekilde sunulacaktır.
Yine de gönlümüz, 2021 yılı Genel Kurul toplantısındaki tenkitlere yaklaşımınızı da bir talihsizlik olarak yorumlamak istiyor. Ve de temennimiz, Genel Kurul Toplantısında yöneltilen suallere açıklık getirecek bir bilgilendirmeyi geçte olsa hissedarlara hitaben yapmanız. Meraklanmayın bunu yapmanız halinde ne sizin ne de saygın yöneticilerinizin sırmaları dökülmeyecektir. Görevinizi yapmış olacaksınız o kadar.
Saygı ile.
Yorumlar Tüm Yorumlar (82)