Aslına bu hafta bu köşeyi başka bir konuya ayırmıştım. Çok tartışılan ve fakat az gerçeği bilinen Zafer Havalimanı’nı konu edecektim. Lakin bizim sektörün en önemli değişimi anlık gelen bilgileri önemine göre değerlendirmektir. Zafer Havalimanı’ndan da bahsedeceğim ama THY pilotlarının söylemleri öncelik konumuz oldu.
Durum şu; THY ekip planlama ve tahsis tam bir bocalama halinde. İşler arapsaçı, uçuşlar tehlike çanları çalıyor. Sezon en pik döneminde, pilot sayısı uçuşu kotaracak seviyede değil.
THY, uçan pilota ekstra maaş verecek derecede sıkışık.
Söylediklerine imza atacak kadar inandığım bir pilot “Bizim üstümüzden geçiyorlar. Elim ayağım titriyor yorgunluktan. Kokpitte bir ben bayılıyorum bir yanımdaki” diyerek yorgunluğun hat safhaya ulaştığını ve uçakta değişe, değişe uyuduklarını aktarıyor.
Çok ama çok vahim bir durum. “Bize uçuş yazan kişiler bir hafta bizimle uçsunlar, insanlıktan istifa ederler” diyerek vahametin derecesini ortaya koyuyor.
Devamla diyor ki pilot kardeşimiz; “1000 pilotun yapması gereken işi 300 pilota yaptırıyorlar. Kimseden de korkudan dolayı ses çıkmıyor. Tek yazılan platform da sizin Airporthaber’in yorum kısımları”
O halde iyi ki Airporthaber varmış diyorum.
Esneye, esneye uçak başına gittiklerini anlatan pilot kardeşimiz, dinlenme saatlerinin yetersiz olduğunu, es kaza bir olumsuz durumda kimin sorumlu olacağını kamuoyunun bilmesini istiyor.
Bakın size bir örnek vereceğim. Pilot kardeşimizin söylemlerinin ne kadar gerçekçi olduğunu anlamanız adına olan biteni yazmam lazım.
Diyelim bir pilot Beylikdüzü civarında oturuyor. Bu pilota Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan uçuş yazıldı. Uçuşa gitmek için önce kendi imkanlarınızla İstanbul Havalimanı’na gideceksiniz. Buradan Altur’a ait servis aracına bineceksiniz ve Sabiha Gökçen’e gideceksiniz. Sabiha Gökçen Havalimanı’na geldiğinizde sizin mesainiz başlamış oluyor.
Sonra bir iç hat git-gel yaptınız bir de Avrupa git-gel yaptınız ve dört bacak uçuşunuzu tamamladınız. Tekrar evinize gitmek üzere Altur otobüsüne binip İstanbul Havalimanı’na yola koyuldunuz. İşte servis aracına bindiğinizde sizin istirahat saatiniz başlıyor.
İstanbul Havalimanı’ndan evinize giderken, trafik mi var, kaza mı var bilemezsiniz ama evinize ulaşana dek istirahat saatinizin yarısı yollarda geçiyor.
Bir başka örnek daha verelim.
Malum Antalya turizmin en önemli ayağı. THY buradan önemli uçuş yapıyor ve işte o yapılan kar açıklamalarının da ana kaynaklarından bir uçuş noktası. Ancak yatıya kalan personelin konforu THY’nin açıkladığı kar oranı ile aynı değil.
Ekiplerin havalimanına yakın bir noktada olması gerekirken ta Kemer’de anlaşılan Armas adlı otelde kalmaları tam bir çile yoluna dönüşmüş. Ayrıca, otelin hizmeti de yerlerde sürünüyor. İddia o ki THY bu oteli komple kapatmış. THY’nin diğer personeli de bu otelde indirimli tatil yapıyormuş. Bu otelin sahibi de tam bir yandaş. E otelin sahibi yandaş olunca THY’nin oteli kiralaması da normal artık.
Benim THY yönetimine uyarımdır. Bu şikayetleri dikkate alın. Dışarıda binlerce pilotumuz işsiz. Canı çıkana kadar uçurma yerine, can veren bir yol seçin.
Havacılıkta “Geç olsun güç olmasın” tabiri geçersizdir.
Bir cümle ile Zafer Havalimanı…
Yazılıp-çiziliyor. Ben de zaman zaman konuşuyorum, yazıyorum.
Gerçek şu ki, Zafer Havalimanı devlete kazık değil yapana kazıktır. Sağlık turizmi denilip dikilen havalimanı Eskişehir’in uyduruk baraka okul pisti ile eşdeğer görülmemeli.
Afyon’da yıllık 2 milyon misafir ağırlayacak tesis var. Hadi burayı pazarlayın ve havalimanı çalışsın. Siz de eleştirilmekten kurtulun.
Yorumlar Tüm Yorumlar (289)