“Şirketleri korumak lazım” Bu söz Ahmet Bolat’a ait. Evet, ama önce senin ve ekibinin koruması lazım. Bir ölüm ilanını, bir taziye duyurusunu bile yazamayan, düşünemeyen ekiple bunu başaramazsınız. Birinci konumuz bu. İkinci konumuz DHMİ’deki toplu görevden almalar ve yer değişimleri.
Türkiye’nin elde kalmış, elle tutulabilir tek markası THY diyebiliriz. Her ne kadar siyasilerin çöreklendiği bir kurum olsa bile, sahiplenmemiz gereken tek değerimiz diyebilirim.
Ancak geçen hafta yapılan gaf yine gündem yaptı THY’yi. Daha önce bizim gündeme getirdiğimiz “Akgül” soyadlı çalışanların THY İnsan Kaynakları Başkanı Ebubekir Akgül ile yakınlık derecesini sorgulamamıza benzetmeme rağmen, Egemen Şimşek ve Ferit Şimşek kardeşlerin babaları Abdülkadir Şimşek’in hayata veda etmelerini personele duyuru şekli tam bir gaf.
Bu duyuru elimize geçer geçmez bir gariplik olduğunu hissederek THY yöneticilerine sordum. Bu iki kardeşin THY personeli iken; yine THY çalışanı iki kızımız ile evlenmesinden ibaretti durum.
Bana göre abartılacak bir durum söz konusu değil idi. Haberlik bir değeri de yoktu. Zira biz bunu haberleştirmedik bile. Polemiğe açık bir konu olmasına rağmen, durumdan vazife çıkartıp, köpürtülecek bir haber olarak kamuoyunda sansasyon olabileceğini düşündük.
İktidar medyası gibi olmamamız gerektiği bilinciyle hareket ettik. Lakin sosyal medyada gündem olmaya yetti bile.
Anlatmak istediğimiz şu; iki kardeşin ismi yeterliydi bu ölüm ilanında. Bu tür kurumsal hataların, kurumsallığa zarar verdiği görülmeli ve tekrar edilmemesi sağlanmalı. İşte şirketler böyle korunur.
Ben Şimşek kardeşlere başsağlığı diliyorum.
DHMİ’deki atamalar, görevden almalar…
Son yılların belki de en büyük yer değiştirilmesi, görevden alma, atama ve görevden yükselme operasyonu idi.
İşin şekline bakarsanız rotasyon açısından bakarsanız memurların bu tür yer değişimleri doğru kabul edilmeli ve bana göre de doğru. Polislerimiz, öğretmenlerimiz, askerlerimiz, hakimler, savcılar gibi.
Ancak bazı kişiler vardır ki kurumsal hafızadır, bazı kişiler vardır ki hak etmedikleri göreve gelirler. Bütün bunlar kafalarda soru işareti uyandırır ve “Bir yapılanma mı var” sorusunu aklılarla getirir.
Tabi işin bir başka yönü de şu; torpilliler, yalakalar, taklacıların atamalarda göze çarpacak şekilde ödüllendirilmesi.
Bir başka açı ise, Ulaştırma Bakanının istemedikleri. Buna örnek olarak Sadık Sürücü’yü gösterebiliriz.
Turan Ayanlar diye bir şahsiyet var. Yalakanın önde gideni. Dernek başkanlığından Eğitim Daire Başkan Yardımcısı oldu. Korkarım kısa bir süre sonra Osman Serdar’ın yerine Eğitim Daire Başkanı yapılır.
Pis dedikodular da dolaşmıyor değil. Bu atamaların DHMİ içinde ve fakat dışında bir şahsın güdümü ile yapıldığı şeklinde iddialar var. İhtimal vermemekle birlikte imkansız da görmüyorum.
Ancak bu atamalar, yer değiştirmeler, görevden almaların devamı geleceği yönünde duyumlar var. Devlet memurlarının şu hakları var. Atamaların, yer değiştirmelerin, görevden almaların haksız olduğu iddiası ile yargıya gidip geri dönüş alınıyor.
Şunu da unutmayalım. Etik Kurulu DHMİ’deki atamaların haksız, yanlı olduğuna dair rapor yayınlamıştı.
Asıl büyük bomba ise bana gelen bilgiler doğru ise ki ben bunu araştırıyorum farklı sebeplere dayalı. Bu iddiaya matuf bilgilerin doğru olduğu kanaatine varır ve ben bunu belgelendirirsem asıl kıyamet o zaman kopar.
Takipte kalın…
Yorumlar Tüm Yorumlar (71)