THY’nin planları Rusya, özel sektörün planları Rusya, Rusya’daki yerleşik turizmcilerimizin odağında Rusya. Ve savaşın odağında Rusya. Turizmin beklentisi Rusya. Varsa yoksa Rusya… Bakalım ne olacak?
Ülke ekonomisi hızla dibe doğru giderken, deniz-kum-güneş üçgenine bağlı turizmimizin bel bağladığı Rus turistler için amansız bir hazırlık dönemine girildi.
Şu ana kadar Rus kanadından ne kadar rezervasyon var bilinmiyor ama, Rusların savaşın göbeğinde tatil yapıp-yapmayacaklarını da kimse kestiremiyor.
Ancak Türkiye’de Rusya’dan turist gelecekmiş gibi hazırlıklar tam gaz devam ederken, Rus odaklı turistler için özel hazırlıklar da yapılıyor.
Anlaşılan o ki, Türkiye’nin turizm politikası Rusya üzerinde yoğunlaşıyor. Deniz-kum-güneş odaklı turizm, belli süreye sıkıştırılmış bir beklentisi yüksek, hayal kırıklığı fazla olan bir durum. Turizmi çeşitlendirmediğimiz sürece, ortaya çıkmış sorunlardan faydalanma odaklı bir devlet politikası da geçici pansuman gibi bir sonuç doğurur.
Türk Hava Yolları, Pegasus, Corendon, Tailwind ve diğer oyuncuların gözü Rusya’da. Öteden beri savunduğumuz bir durum var ki, herkesin olduğu yerde olmaktansa kimsenin olmadığı yerden daha fazla karlı turist taşımak varken, fiyat politikalarının yerlerde sürüklendiği bir kaosun içine girilmesini doğru bulmuyorum.
Avrupa asla vazgeçmeyeceğimiz, her şartta ve durumda Avrupa’nın bir ülkesinden turist çekeceğimiz unutulmamalıdır.
Rusya turizmini taşımak için Antalya’da kurulacak olan havayolu şirketlerinin SHGM’nin yapmış olduğu son hamleleri doğru buluyorum. Bu geçici durumda ülkemize katkıda bulunacak her türlü argümanın kullanılması, ülkeyi sıkıntıya sokmadan atılacak adımların da yanında olmamız gerektiğini vurgulamak isterim.
Covid döneminde havacılığına KÇÖ hariç hiçbir destek vermeyen hükümetin, bu dönemde evraksal desteğini de görmezden gelemeyiz.
Oysa beklenen Onur Air gibi köklü kuruluşları da ayakta tutmak, havacılığın önündeki sıkışıklığın covid sonrası atlatılacağını düşünerek, tüm şirketleri yaşatma gayesi içinde olunmalıydı diye düşünmeden edemiyor insan.
Battılar, batırıldılar her ne ise ama sonuç olarak insanlar işsiz kaldı.
Bugün, dün verilmiş olsa idi bu destekler hem havacılık çalışanları hem de deneyimli pilotlarımız, hosteslerimiz işsiz kalmamış, kaderine terk edilmiş olmayacaktı.
Şimdilerde, THY’nin kapısında veya özel şirketlerin kapısında “İş, iş” diye beklenti içinde olmayacaklardı.
Keza AtlasGlobal için de aynı şeyi söyleyebilirim.
Neyse ki yeni şirketler kurulacak ve bir veya birkaç kişiye iş olanağı sağlanacak diye düşünüyorum.
Mesele şu ki, Türkiye’de turizm de plansız, havacılık da plansız. Dolayısıyla ortaya çıkan durumlardan dolayı kendimizi şekillendirmemiz, turizm politikamızın yetersiz olduğu anlamı taşır.
Yapılması gereken, havacılık ile turizmi iç içe geçirip, atılacak adımları aynı anda düşünecek sistemi hayata geçirmektir.
İki ayrı bakanlığın iki ayrı telden çalması, birinin diğerinden rol kapmaya çalışması turizm ayağımızın hep kadük olmasına sebep oluyor ve hak ettiğimiz turizm gelirlerini yakalayamıyoruz.
Aslında bunun için önemli formüller var. İrade ortaya konularak turizmi asla yıkılmayacak bir sisteme oturtmak mümkün.
Rusya üzerinde yapılan planlar doğru olmakla birlikte, en küçük bir kırılmada yaşadığımız sorunlar göz ardı edilmeden, gözümüzü dünyanın dört bir tarafından ayırmadan satmamız gereken o kadar çok turizm argümanımız var ki, bunları hayata geçirmek için çok fazla bilmişliğe de gerek yok.
O sebeple, turizm beyaz altın ise bu altını iyi değerlendirmek lazım.
Ve bu hafta beklentileri karşılamak istedik lakin olmadı.
THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın atılımlarını bekliyoruz. Çok sayıda insan odaklanmış durumda. Bahar geldi yaz da geliyor. Çiçekler açmışken meyveleri iyi toplamak lazım.
Haftaya görüşmek dileğiyle….
Yorumlar Tüm Yorumlar (22)