TÜRK HAVA YOLLARIMIZIN ESKİ YÖNETİCİLERİNE SAYGI VE TEŞEKKÜRLER
Sayın Okurlar,
Türk Hava Yollarında görev yapan bazı arkadaşlarımız neden bizim Şirketimizle ilgili yazmıyorsunuz diye soruyorlar. THY’den ayrılalı 11 sene geçti. Bizi istesinler veya istemesinler, orası bizim evimiz. Biz orada yetiştik. Bizim dönemimizin tüm yöneticileri değişti. Şirketle hiçbir irtibatım yok. Olup bittiği söylenenleri bende çıkan yazılardan öğreniyorum. Ve de arkadaşlarımız bunları yazıya döküyor. Onların yazdıklarını benim değişik kelimelerle tekrar ifade etmemin ne faydası olur ki? Yaz diyorsunuz. İşte yazı. Aşağıda. Ama okunma adetlerine bakıyorum da müspet konulara sektör çalışanları nedense pek rağbet etmiyorlar. Bunun yanında yapılan bilgilendirmeler de konu edilen tüm yaşanmışlar hep şirketlerdeki menfi uygulamaları kapsıyor..
Merakım o ki; bu iş yerlerinde hiç ama hiç müspet bir şeyler olmuyor mu? Onları da, sektör çalışanlarından bizi takip edenler okusa daha iyi olmaz mı? Bir de bunları bildirmeyi deneseniz.
“Yanılmıyorsam 2008 yılında sektörde yaşanan bir olay üzerine yapılan bir sohbet esnasında Türk Hava Yollarından ayrılmış olup büyük bir havayolunda yönetici olarak çalışan bir hanım arkadaşımız “ THY’ deki eski Yöneticilerimiz bizleri ne kadar iyi yetiştirmişler, bunu şimdi daha iyi anlıyoruz“ demişti. Bunun üzerine aşağıdaki teşekkür mektubunu bir arkadaşımla birlikte içtenlikle kaleme almış ve yayınlamıştık.THY’li bir kardeşimiz’ den bu konuda bir mail adım. Adı geçen yöneticileri tanımamalarına rağmen bu yazının eskiden bir şeylerin çok farklı olduğunu samimiyetle anlattığını ve o zaman bu yazıyı print edip şirket içerisinde belli insanlara verdiklerini ifade ediyor. Tabii ki beş sene önceki bir teşekkürün hatırlanması benim açımdan çok güzel. Eksiklik olarak belirttikleri hususları tamamlayarak, her gün artan şükranlarımızla saygıdeğer büyüklerimize teşekkür ediyor ve minnet duygularımızı yineliyoruz.”
Sn. Agasi Şen, Sn. Ahmet Sayıcı, Sn. Akman Soyer, Sn. Ali Şirip, Sn. Argun Yelutaş, Sn. Atayar Aygün. Sn. Atilla Çelebi, Sn. Aytekin Bilgi, Sn. Bekir Akkan, Sn.Celal Topçuoğlu, Sn. Cem M.Kozlu Sn. Cengiz Sakaryalı, Sn.Erdoğan Balcı, Sn. Erdoğan Kocabaş, Sn. Erdoğan Yücetin, Sn. Erhan Suar, Sn.Erkan Fercan, Sn. Erman Yerdelen, Sn .Ertuğrul Alper, Sn. Faruk Karaman,Sn. Faruk Üretmen-,Sn.Ferda Öneş, Sn.Fevzi Yiğit, Sn. Fikret Okandan, Sn. Halil Gündüz, Sn. İlhan Tufan, Sn. İsmet Özkan Sn. Kaya Erim, Sn. Meftun Yurdagül, Sn. Mehmet Aslan, Sn. Melih Yazıcı, Sn. Mustafa Kolko, Sn. M.Ali İnce, Sn. Mustafa Okar, Sn. Mustafa Şimşek, Sn. Nezihi Geren, Sn. Nurettin Erguvanlı, Sn. Nüshet Bengü Sn. Oktay Coşar, Sn. Oktay Öztekin, Sn. Remzi Yelman, Sn. Rıfat Kaplan, Sn. Sadi Çoklar, Sn. Salim Güler Sn. Sedat Baran, Sn. Selahattin Babüroğlu, Sn. Selahattin Çeviker, Sn Sevgi Gümüştekin, Sn Suphi İşcan, Sn Şükrü Özoğul, Sn Tahir Gökaşan, Sn Tezcan Yaramancı, Sn Turan Emen, Sn Ünal Aran, Sn Vahdettin Gündüz, Sn Vecihi Serim, Sn Vural Akgün, SnYalçın Erışık, Sn Yalçın Onar, Sn Yılmaz Ketenci, Sn Yılmaz Oral, Sn Yılmaz Tuğhan, Sn Yusuf Bolayırlı, Sn. Zihni Barın
Sayın Büyüklerimiz,
Yukarıda alfabetik düzende isimlerini sıraladığımız, aramızdan ayrılmış bulunan ve halen yaşamlarını sürdürmekte olan siz değerli yöneticilerimizin, bizlerin esli çalışanlarınızın kalbimizde yer etmiş olduğunuzu her an hissediyoruz..
Geçmişte yaşadığımız anımsamadığımız kötüler ve hiç unutmadığımız güzellikler bir tarafa, sizlerle çalıştığımız dönemlerde hepinizden çok ama çok şey öğrendik.
Kiminizden hoşgörüyü, kiminizden ise yöneticiliğin prensiplerini ve bürokrasiyi, birinizden ast’a güvenmeyi ve onlara karşı toleranslı olmayı, bir diğerinizden ise bizlere tanıdığınız serbestlik içinde üstlere karşı fikrimizi açıklıkla, çekinmeden, bundan ötürü yarın halim olacak diye düşünmeden, savunmayı öğrendik. Sizlerle çalışırken çok şeyden anlar konuma geldik.
Bu dönem deki sektör yöneticilerinin yukarıda belirtilen hasletlere ne denli az sahip olduğunu gördükçe bu günün çalışanları adına içimiz sızlarken, sizlerle birlikte görev yapmış olmaktan ötürü ne kadar şanslı olduğumuzu düşünüyoruz.
Bizleri ne kadar iyi yetiştirdiğinizi, tecrübe ve görüşlerinizden ne denli istifade ettiğimizi bu gün fazlası ile görüyor, yaşıyor ve bu vesile ile siz değerli yöneticilerimizi ve bizlere olan katkılarınızı her zaman saygı ile anıyoruz.
Sizleri, hayatta olanları şükranla, aramızdan ayrılmış olan büyüklerimizi ise rahmetle anıyor, manevi huzurlarında saygı ile eğiliyoruz.
Sonsuz teşekkürlerimizle.
Üç Önemli Duygu ( * )
İki ayı aşkın bir süredir yazıyorum. Bakıyorum da hiç güzel, insanları rahatlatacak ve içlerini ferahlatacak bir şey yazamamışım. Var da mı yazmadık, buda ayrı bir konu. Gelen yorumların geneline baktım, onlar benim yazdıklarımdan fazla iç karartıcı. Bilgisayarı karıştırırken aşağıdaki kısa metni buldum. Yazarını not almamışım. Benim yazmadığım kesin. Ama olsun..Evet şartlar iyi değil. Zorlanıyoruz. Aşırı yoruluyoruz. Ve de aşağıda belirtilen duygular hemen hemen hepimizde var. İnançlıyız, kendimize güveniyoruz ve de ileriye her şeye rağmen ümitle bakıyoruz. Yine de her şeye rağmen yaşam güzel diyerek ben de pembe zeminli bir şey yazmış olayım. Yarın hepimiz için daha güzel olacak. Buna kendimizi inandıralım
Evet, hayatımızı güzelleştiren unsurları incelersek aslında fazla detaylı olmadıklarını hatta basit denilebilecek ölçüde yalın olduklarını görürüz. İnanç, güven ve ümit. Eğer bu duygulara sahipsek yaşamın güzel olduğunu söyleyebiliriz. Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı.
Bütün köy ahalisi toplandı. İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı Bu inançtır.
Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşeceklerini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır. Bu güvendir.
Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız. Bu ümittir.
Ve de bu üçü varsa hayat güzeldir.
Her şeye rağmen bu üç duyguyu yitirmeyiniz lütfen.
Yorumlar Tüm Yorumlar (27)