Bu yılın son günlerini yaşıyoruz. Ülkemiz yeni bir atmosfere giriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş Yıldönümü vesilesi ile havacılığımızda da önemli atılımların yılı olmasını temenni ederek başlamak istiyorum sözlerime.
İyi şeyler yazmak, iyi şeyler düşünmek, güzel günlere birlikte uçmak adına havacılığımızın da yeni yüzyılda önemli atılımların içine girmesi gerekiyor.
Sıralamak isterim olması gereken yenilikleri.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü baştan aşağı yenilenmeli ve siyasetten uzak tutularak özerk hale getirilmeli. Cemaatlerden, vakıflardan arındırılmış bir kurum olmalı ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden ayrılacak seyrüsefer ile birlikte Sivil Havacılık ve Seyrüsefer Genel Müdürlüğü şeklinde yeni bir kurumsal kimlik haline getirilmeli. Havacılık sektörünün sorunlarını siyasetçilere sorarak değil, kendi özel kanunu, yönetmeliği, yönergeleri çerçevesinde yönetmeli.
SHGM, şirket kayırmacılığı hegemonyasından arınmalı ve şirketlere aynı mesafede davranmayı bilmeli. Yani THY’nin yan kuruluşu gibi hareket etmesi engellenmeli.
DHMİ, siyasetin maşası olmaktan çıkartılmalı. İşletme ile seyrüsefer birbirinden ayrılmalı. Hatta olabiliyorsa yatırım, ihale gibi konuları da ayrı bir başlıkta değerlendirmeli. DHMİ içinde yer KÖİ özel statü ile donatılmalı ve özel sektör tarafından işletilen havalimanlarının daha fazla yolcu, daha çok havayolu ağırlaması için fiyat rekabeti, yolcu ayakbastı ücretleri için rekabetin önü açılmalı.
DHMİ de cemaatlerden ve vakıflardan arınmalı. DHMİ’de atamalar bir kritere bağlanmalı ve sendikaların desteklediği yöneticiler değil; kıdem, beceri, bilgi, eğitim, yabancı dil ve yazılı imtihanlar ön plana alınmalı, sözlü mülakatlara son verilmeli.
Türk Hava Yolları siyasetten uzak tam bir profesyonel bayrak taşıyıcı hale getirilmeli. Derneklerin, vakıfların, cemaatlerin yuvası haline gelen, Kartal İmam Hatip Lisesi Mezunları’nın köşe başı tuttuğu bir şirket değil; Anadolu’nun kavruk çocuklarının, zeki çocuklarının da yer bulduğu bir şirket haline getirilmeli.
Türk Hava Yolları içeride yerli şirketlerle değil dışarıda dev şirketlerle rekabet edecek düzeyde bir yönetime haiz hale getirilmeli.
THY ayrıca yabancı pilotların yerine öncelikli yerli pilotlara yer vermeli. Yeni Yüzyıl Yerli Yüzyıl olmalı.
Özel şirketlerimizin güçlendirilmesi için devletin pozitif ayrımcılık yapması gerekir.
Havalimanlarımız, özel işletmelerin haricinde devlet tarafından işletilen havalimanlarımız da devlet mantığı ile değil özel sektör mantığında işletilmeli ve gerekiyorsa uluslar arası uçuşlara özendirmek için özel pazarlamacı bir ekiple yabancı havayolu şirketlerine özendirici tanıtımlar yapılmalı.
Örneğin; Erzurum kış turizmi, Zafer Havalimanı sağlık turizmi, Mardin Havalimanı ve Kapadokya kültür turizmi açısından iyi değerlendirilmeli. Ordu-Giresun, Trabzon, Rize Havalimanları yayla turizmi için bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirilmeli.
Havacılığı bir yolcu taşımacılığı, turizme hizmet olarak görmemeli. Aynı zamanda havacılık teknolojisini güçlendirilmeliyiz. Her ne kadar turizm potansiyelli bir ülke olmamızdan kaynaklı tercih edilen ülkelerden biri olsak dahi, havacılığın geleceği de teknolojik yatırımlarla büyümeli.
Aslında yapılacak o kadar çok şey var ki havacılık adına.
Buna hem hava şartlarımız hem de coğrafi şartlarımız uygun olmasına rağmen bir türlü eğilmiyoruz. Birbirimizi yemekten düşünsel bir çabaya geçit vermiyoruz.
Ülkemiz havacılık adına okyanuslar kadar büyük.
Sözü uzatmak istemiyorum.
İyi şey yazalım dedik.
Ve THY için şunu söyleyeyim. Yatırımcısının yüzünü güldürüyor.
İstanbul Havalimanı için yeni yıla sürprizle girecek deyip gerisini beklemenizi tavsiye ederim. Bu arada İstanbul Havalimanı çalışanlarının prim beklediğini de eklemek isterim.
Son söz… Yeni yıla yepyeni umutlarla girmeyi Allah tüm havacılarımıza nasip etsin.
Yorumlar Tüm Yorumlar (79)