Bu başlığı ben söylemiyorum. İçeriğini yazdığımda tüyler ürperten sözler olarak göreceksiniz. Bir kontrolörün ağzından dökülen sözler bunlar. Devamında da şöyle diyor "Bu yaz Atatürk Havalimanı'ndan ne uçağa binerim ne de uçakla İstanbul'a gelirim"
Tehlikenin farkında mısınız? Sakın abarttığımı düşünmeyin. Yanımda şahitlerim de var. İki haftadır kontrolörlerle ilgili yazı yazıyorum ve binlerce tebrik alırken biraz da eleştiri alıyorum. Her iki yönlü de baktığımda eleştirenlerin de övenlerin de kendi pencerelerinden, kendi hak arayışlarında ben sadece dile getirenim. Taraf olmak ya da bir tarafa pozitif ayrımcılık yapmak hakkaniyetle izah edilemez.
Kontrolörlerin hak arayışlarını, onların izahatları çerçevesinde ve "dünyada bu iş nasıl yapılıyor" bakışıyla yazmak sanırım taraftar olmak değildir. O açıdan eleştirilere katılmıyorum.
İtfaiyeciler, elektronikçiler, dağdaki cihazı bekleyen güvenlikçiler, o cihazlar bozulduğunda onarmaya giden teknisyenler hepsi aynı ideal için çalışan insanlar. Burada hem fikiriz. Onların da haklarını korumak ve kollamak hem DHMİ'nin hem de bizlerin görevi.
DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, bu yaz belki de en zor sezonu geçirecek. Aslına bakarsanız Orhan Birdal'ın elinde de sihirli değnek yok. Ama sistemi kolaylaştırıcı çözümleri siyasi otoriteye anlatmak belki de bunu anlatırken siyasi otoriteyi zorlamak Orhan Birdal'ın görevleri arasında.
Atatürk Havalimanı için söylenen "Gökyüzü portakal tarlası gibi" sözleri gerçekten beni ürkütüyor. İşte bütün bunları konuşmak ve maksimum önlemi almak DHMİ'nin görevi. Atatürk Havalimanı'na 4. pist yapılacaksa bir an önce karar verilmeli. Askeri alan devredilecekse bir gün dahi beklenmeden harekete geçilmeli. Sektörün öncelikleri dikkate alınmalı. Öncelik DHMİ'nin değil sektörün olmalı. Zira DHMİ de sektörden para kazanıyor. Şu bir gerçek ki DHMİ sektörün gerisinde kalmıştır. Tıpkı SHGM gibi.
Üçüncü havalimanı yapılacaksa derhal karar verilmeli. Ama 3. havalimanı yapılırken TAV'ın hakları korunmalı.
Gelelim EASA konusuna.
Her zaman söylediğim gibi teknik konularda ahkam kesmek haddime değil. Ama görünen şeyleri de söylemek bizlerin görevi.
Biliyorsunuz AirportHaber geçen hafta EASA'nın Türk şirketlerinin bakım yetkilerini kısmen askıya alan duyurusunu haberleştirdi. Bu, Türk sivil havacılığı için kara bir tablodur.
SHGM açısından sorgulanması gereken bir sonuçtur bu durum. Nasıl bu hale geldiğimizin hesabının verilmesi gerekir. Yeniden yapılanma, personel eksikliği, düşük ücretler gibi mazeretlerin altına saklanılıp savuşturulacak bir konu değildir yaşananlar. Sivil Havacılık müessesemiz resmen dövülmüştür EASA tarafından. EASA'nın vermiş olduğu yetkinin ne anlama geldiğini anlayamayan SHGM zihniyeti, Türk Sivil Havacılığı'na yaşatılan bu kara tablonun hesabını vermelidir. Az personel, az maaş mazeretlerinin altına sığınanlara şunları sorarım; O yetkiler alınırken bugünün personel sayısından ve bugünkü maaştan daha düşük idi SHGM personelinin durumu.
Uçuşa Elverişlilik Başkanlığı kime ait idi? Bildiğim kadarı ile SHGM Genel Müdür Yardımcısı Haydar Yalçın'a ait idi. Şimdi Haydar Yalçın'a soruyorum; Gelinen bu noktayı nasıl değerlendirirsin? Geçmiş dönemlerde olduğu gibi mazeretin var mı?
Başta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım olmak üzere Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü de bu konu hakkında inceleme yapmalıdır. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın onca emek verip Türk Sivil Havacılığı'nı şahlandırdığı bir dönemde Avrupa'dan tokat yemenin bedelini ödettireceğini düşünüyorum.
Bakan Yıldırım'ın, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü denetimcilerinin, Fransız EASA'cıları tarafından SHGM'de teker teker sorgulandıklarını bildiğini de sanmıyorum. Utanç verici bir durum.
Bilal Ekşi daha önce de kendisine söylediğim gibi sektörün yetenekli kaynaklarından faydalanmalı. Ne demek istediğimi çok iyi bildiğini düşünüyorum. SHGM içindeki özverili çalışanları da korumalı. Geçmişin adamı, kendi adamım gibi görmemeli. Devlette devamlılığın esas olduğunu düşünerek hareket etmeli.
EASA'nın SHGM'ye vermiş olduğu yetki, SHGM'deki sorumluların sorumsuzlukları nedeniyle buhar olup gitti. Tabi bu arada şirketlerin kalite departmanlarının sorumlulukları da bir o kadar. SHGM bu kalitecilere ne gibi işlem yapacak doğrusu merak içindeyim. Takip edip öğreneceğiz.
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar Tüm Yorumlar (28)