Tam bir yılan hikayesi. İçinden çıkmak oldukça zor. Tam bir kördüğüm olmuş durumda. Bir yanda yıllardır para ödeyen üyeler diğer yanda kavgalar, çıkar ilişkileri, bitmek tükenmek bilmeyen hırslar. Ama maliyetin sürekli üyelerin üzerine yüklendiği bir kan emici.
Ne menem bir hal almış bir kooperatif. Hava İş Sendikası’nın iyi niyetlerle üyelerine kazandırmak istediği yapı kooperatifi tam bir kaosun ortasında.
Geçen hafta bu konuyu işleyeceğime dair ipuçları verdim. Bazı soruları sıraladım ve bu soruların cevaplarını arayacağımı ifade ettim. Gerçeği söylemek gerekirse üyelerin işi oldukça zor. Tabi bizim de işimiz kolay değil.
Bu arada taze bir bilgiyi paylaşalım. Geçtiğimiz hafta SGK kooperatife baskın düzenleyerek çalışanları kontrol etmiş. Kaçak işçi çalıştırıldığı tespit edilerek yöneticilerin sisteme girişi engellenmiş. Nasıl ceza alırlar, yönetimin nasıl kusuru var bunları devletin ilgili birimleri gereğini yapar.
Başta da söylediğim gibi Hava İş Sendikası THY çalışanlarının ucuz yolla ve taksitle ev sahibi olması için kooperatif fikrini geliştirdiği vakit bizim övgümüze mazhar olmuştu. Halen aynı kanaatteyim ki Hava İş Sendikası mantık olarak güzel bir işe imza attı.
Ancak en başından gömleğin yakası yanlış iliklenmişti. Serdar Uygur kooperatifin başına geldi ve işler karıştıkça karıştı.
Öyle bir düzenek ki “şaibe yok” dememek için oldukça iyi niyetli olmak gerek. Kooperatif arsasının sınırında kooperatif başkanı kendisine arsa alıyor. Arsayı alırken bugün baskın karakter Şükrü Nenem için de hisse alıyor.
Daha doğrusu Şükrü Nenem kendi adına arsa alması için 75 bin dolar veriyor. Bunun adına ticaret mi denir, ticari uyanıklık mı denir bilemem ama kooperatif tarlası alınana kadar neden almamıştı sorgulamak gerekir.
Tabi sonra bu ikilinin arası sonradan açılıyor ve Şükrü Nenem kendi hissesini almak için Serdar Uygur ile hesaplaşıyor. Nenem’in ifadesine göre 30 bin dolar kazıklanmıştı Serdar Uygur tarafından.
Şimdi tam sırası gelmişken sormak gerekmez mi kendi ortağına kazık atan bir kişi ile nasıl işbirliği yapılabilir?
Ve yine sormak gerekir ki senin ortaklıkların hep böyle kandıran kişilerle mi olur?
İşte kooperatif hikayesine böyle bakmak gerekir. Üyelerin cebinden oluk gibi para giderken hesap sormayanlar sadece kendi derdine düşmüş olamaz mı? Döktüklerini toplamaya çalışıyor olabilir mi?
Toplamda 15 bloktan oluşan 516 daireden müteşekkil koskoca kooperatif kimlerin oyuncağı oluyor?
Kooperatifin kıymetli sermayedarları, yuvam olsun diye dişinden tırnağından artırıp kooperatife para yatıran üyeler, bu konuya parmak basacağımı yazdığım vakit birilerinin yorganını ateş aldı. Sağa sola iftira atıp kendi hayal dünyalarını başkalarının gerçekleri gibi görenleri panik havası aldı yürüdü.
Kendi platformlarında ön almaya, itibar suikastı yapmak için acele etmeye, ne yazacağımızı bilmeden senaryo üretmeye kalkışmasından anlayabiliyor musunuz buzdağının görünmeyen yüzünü.
Kitabın tam da ortasından yazacağımız şeyleri, gerçekleri gün yüzüne çıkartmamızdan neden rahatsız oldular ki!
Ben anlam veremedim siz verebildiniz mi?
Daha dün ofisime gelip yardım isteyen, İBB’de iptal edilen ruhsat için yardım isteyen kişilerin bugün bizleri farklı algılarla sizlere yem etmeye çalışanlar mı dürüst insanlar yoksa üyelerin hakkını savunan bizler mi?
Trollük mesleği galiba kooperatife de sıçramış. Süslü kelimeler, afili cümleler ile üyelerin kandırılmasına göz yumacağımızı sananlar yanlıyorlar.
Başlangıçtan bugüne kadar kooperatif üyelerinin cebini tırtıklayan, dün-bugün-yarın kavgası edenler önce başlangıçtaki arsa ortaklığına gidip aynaya bakmalı.
Daha yeni başlıyoruz. Kooperatif genel kurullarının ardından defterleri sağa sola kaçıranların belgede tahrifat yapmadıklarını nereden bileceğiz? Yeni belgeler üretilip üretilmediğini nasıl anlayacağız.
Bir çalışanın evi basılarak zorla imza attırılmasını nasıl izah edeceğiz?
Velhasıl kokuşmuş bir düzenin içinden çıkmanın üyeler açısından ne kadar elzem olduğunu anlamak için kayyum mu atanmalı bilemedim.
Ama bildiğim tek şey var ki hiçbir şey eskisi gibi değil.
Ve şu net olarak bilinmeli ki maliyetler her geçen gün artarken, üyeleri yeni maliyetler bekliyor.
Dediğimiz tek şey şuydu; gelin artılarla eksileri konuşup üyeleri bu mağduriyetten kurtarın.
Ama defans üstüne defans, olmaz üzerine olmaz ile başka bir plan var algısını doğuruyor. Sanmayın ki az çok belediye işlerini bilen bir kişi olarak İBB’de bu dosyalar kolay geçecek ve sizler de kolayca evleri yaptırıp içinde huzurla yaşayacaksınız.
Eylül ayından sonra ki aylarda seçim telaşına kapılacak İBB ve Arnavutköy Belediyesi kooperatifin işi aceleymiş hesabı yapmaz.
Formül basit. Ama uygulayacak, anlayacak kişi sayısı yok. Herkes bir yol tutmuş gidiyor. Oysa üyelerin sabrını sınarken ceplerindeki paralar her gün daha çok taleple artarak devam edecek.
Sınav sizin için soruların dağıtılması ile başladı. Cevapları üyelere nasıl verirsiniz bakıp göreceğiz.
Ama bu başlangıç. Haftaya süreci derinden anlatacağız.
Yorumlar Tüm Yorumlar (24)