İki konuya ayırdım bu haftaki yazımı. Birincisi pandemi döneminde şirketlerin içinde bulunduğu durumdan ötürü mali çıkış arayışı. İkincisi DHMİ’nin yargılanacak, hesap verecek yöneticilerine dair.
Buyurun başlayalım.
Dünya çapında bir pandemi krizinin içindeyiz ve her sektörde olduğu gibi havacılık sektöründe de pandemik bir dönem yaşanıyor. Nedir o? Uçmayan uçaklar, işlemeyen sistem ve her gün kasadan giden milyonlar. Böyle nereye kadar? Sonu ya batış ya da mantıklı bir çözüm ile hem çalışanları korumak hem de şirketi korumak.
Ama maalesef görüyoruz ki her taşın altında buzağı arayan bir güruh ile karşı karşıyayız. Havacılığın mantığı nedir? Ya mevcudun iş güvencesini sağlayacak bir sistem ya da mevcudun sayısını azaltarak havayolu şirketlerinin ayakta kalmasını sağlamak.
Şirket mi batsın yoksa şirketteki çalışanların sayısını azaltarak yoluna devam mı etsin veya çalışanlardan maaş fedakarlığı yaparak herkes işinin başında mı kalsın!
Dünya şirketlerine baktığınızda; Emirates 792 pilotu işten çıkarttı, Air Malta 70 pilotu işten çıkarttı, TUIFly 270 pilot ve 430 kabin memuru olmak üzere toplam bin çalışanın işine son verdi, Lufthansa 22 bin personelin işten çıkartılacağını duyurdu, British Airways bini pilot 12 bin kişiyi işten çıkartacağını açıkladı, Kanadalı havayolu şirketi 1700 pilotu işten çıkartacağını deklere etti bu pilotlardan 700 tanesi ile yollar ayrılırken bin tanesi ile anlaşmaya varıldı. Velhasıl dünya havayolu şirketlerinde böyle acımasızca kararlar alındı.
Çok şükür bizde henüz böyle bir durum söz konusu olmadı. Arada sessiz sedasız üç-beş kişi ile yollar ayrılsa bile genele baktığınızda kıyamet kopacak bir durum yaşanmadı.
Tabi bu demek değildir ki bu durum böyle devam edecek. Geçen hafta yazmıştık, 1500 pilot hava kuvvetlerine 3500 sağlık bakanlığına geçici süre verilmek isteniyor diye.
Lakin anlamadığımız bir durumun serzenişini yapmadan geçemeyeceğim. Bizimkiler alıştı sürekli ağlamaya.
Neden mi?
İşte şundan. Bizim sitede çıkan işten çıkartma haberlerinin altına yorum döşeyen pilot arkadaşlar bizi “THY ve sendika” ile anlaşmakla suçlayıp, pilotları, kabin memurlarını işten çıkartmaya zemin hazırlıyormuşuz. Hadi oradan.
Bir tane pilotun, bir tane kabin memurunun işten kovulmasına en çok ses çıkartacak olan bize mi bunu söylüyorsunuz. Pandemik misiniz?
Bizim ne THY ile ne de sendika ile personel üzerine hiçbir alıştırma anlaşmamız olamaz, başka bir konuda da olamaz.
Ama gerçeğin duyulmasına da gözümüzü kapayamayız. THY’nin veya diğer şirketlerin ayakta kalması için THY maaş indirecekse ve sen işinden olmayacaksan buna nasıl “hayır” deriz. Senin işsiz kalmana “hayır” deriz ama maaşının düşürülmesine “evet” deriz. Zira hem sen işsiz kalmıyorsun hem de şirket ayakta kalıyor. Bu en mantıklı çözüm değil mi? Durum her türlü normale döndüğünde zaten hak ettiğini alacaksın.
Boşuna lakırdı yapmanın alemi yok. Şirket=Çalışan, Çalışan=Şirket. Olaya böyle bakın.
Pandemik süreçte pandemiklik yapmayın. İsterseniz beni tefe koyun ben doğruyu savunacağım.
DHMİ İstanbul Havalimanı ile ilgili suç işliyor.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi, İstanbul Havalimanı’na yapılan üçüncü pist ile ilgili suç işliyor ve gelecekte mutlaka yargı önüne çıkacaklar.
Zira üçüncü pistin uzunluğu 3750 metre olması gerekirken 3060 metre, pist genişliği 60 metre olması gerekirken 45 metre olarak inşa edildi. Bu şekli ile pist teslim alınırsa şartnameye aykırı işlemden dolayı suç işlenecektir ve bunun hesabını da devlet soracaktır.
Buradan uyarıyorum. Bu pisti açmak için, şov yapmak için tören düzenlemiş olabilirsiniz. Ancak şartnameye uygun hale gelinene dek pisti resmi olarak teslim almayın.
Benden uyarması…
Yorumlar Tüm Yorumlar (470)