Amerika'ya yaptığım seyahat sonrası başıma gelenlerden yola çıkarak konuya girmek istiyorum. Okyanus ötesi uçuşlarda saat dilimi değişikliğinden dolayı bünyenizin alışmış olduğu durum bir anda alt üst oluyor. Amerika seyahatim sırasında bir iki gün kendime gelemedim desem yeridir.
Neden bunları söyledim?
Türk Hava Yolları okyanus ötesi uçuşlarda dinlenme süresini 24 saat ile sınırlandırmak istemesi ve bunu SHGM'nin revizyonuna bağlaması kabul edilebilecek bahane değil. THY sekiz saati aşkın uçuşlarda 24 saat dinlenme uygulaması yapmakta ısrarlı ama gözden kaçırdığı noktayı insani düşünce ile irdelemek lazım.
Sekiz saatlik uçuş dediğiniz uçuşları "uçağın yerden teker kesmesi ile başlıyor, uçuş yaptığı yere teker koyması ile sona eriyor" gibi görmek insafsızlık olur.
Bir hostesin ya da bir pilotun o uçuşa gitmek için neler yaptığını nasıl hazırlık yaptığını bilmemek mümkün müdür? Havalimanına en kısa mesafede oturan uçucu bir personelin bile uçuşa gitmek için saatler öncesinden hazırlık yaptığı, havalimanına en az iki saat önceden gelmek zorunda olduğunu bilmeyenimiz var mı? Uçuştan önce yapılan brifingler, hazırlıklar bunların cabası.
Uçuş yaptığı meydanda işler hemen bitiyor mu? Yolcuların uçaktan inmesi, raporlar yazılması ve dinlenme yerine gidilecek mesafe, yeme-içme gibi insani ihtiyaçlar için harcanan zaman ne olacak? Bu insanlar robot değil ki.
THY yöneticilerinden örneğin Emine Lim; bir Singapur-Jakarta uçuşuna katılmasını tavsiye ediyorum. THY Singapur'a uçuyor. Buradan da Jakarta'ya devam ediyor. Singapur uçuşu 8 saat. İnişten sonra bir saate yakın meydanda kalınıp tekrar Jakarta'ya gitmek üzere havalanıyor. İki saatlik bir uçuştan sonra Jakarta'ya ulaşılıyor. Siz hesaplayın. Jakarta trafiği o kadar kötü ki meydandan dinlenilecek otele üç saatte ulaşıyorsunuz. Bütün bunlar dinlenme süresinin içinde. Otelden de üç saat önceden alınıyorsunuz. Yollarda geçen süreler dinlenme süresi içinde. Bunun neresi insani bir düzenleme.
THY'nin, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne dinlenme sürelerini 24 saat ile sınırlandıracak bir revize yapması için kendi görüşlerini dikte ettiği iddiaları son açıklama ile örtüşüyor.
TİS görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması ve TİS'i Yüksek Hakem Kurulu'nun neticelendirmesinden sonra ortaya yeni bir sorun çıktı. Uzun uçuşlardan sonra 24 saat dinlenme süresini zorunlu hale getirecek yönetmelik değişikliği TİS maddelerine aykırı olarak THY'nin kucağında bulduğu yeni bir bebek. Şimdi THY işine geleni uygulamaya kalkacak. Sendika ise TİS'e uyulmasını isteyecek. Peki, hangisi uygulanacak?
Bana kalırsa SHGM'nin THY güdümlü revizyonu uygulanmamalı. Bu benim şahsi görüşüm. THY kaynaklarından edindiğim bilgiye göre 24 saatlik dinlenme süresi ile uçuş ekibi kazanıldığı ifade ediliyor. Bir nevi uçuş ekiplerinden tasarruf ediliyor. Tıpkı yine okyanus ötesi uçuşlarda iki kaptanla yapılan uçuşlar yerine iki yardımcı kaptan bir kaptan uygulamasında elden edilen bir kaptan tasarrufu gibi. Ve yine THY'nin purser uygulamasına son verip bir kabin amiri uygulaması gibi.
Bu tür uygulamalarla tasarruf edilecekse ve 24 saat uygulamasında ısrar edilecekse THY'yi çok sorunlar bekliyor demek. Sendikal açıdan bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Sırtını grev yapılmasını engelleyen yasaya dayayan THY'yi bekleyen en büyük sıkıntı yorgun personelin yapacağı hatalar olacak. Bundan sonra en çok şikayet alınacak birim kabin hizmetleri olacak. İşten çıkartılan 305 kişinin sorun dumanı henüz tüterken, kabinde yaşanacak olan yeni sorunun karşısında orta yol bulunmasına yönelik öneri getirmeyen Kabin Hizmetleri Başkanı Emine Lim, arkadaşlarının yüzüne nasıl bakıyor açıkçası merak ediyorum.
THY'nin 24 saatlik dinlenme süresinde ısrar etmesinden hem ekip kazancı, hem de dinlenme sürelerinde personele verilecek yatı paralarından tasarruf etme düşüncesine karşılık şöyle bir öneride bulunmak isterim;
Dinlenme süresi yine 36 saat olsun ama 24 saatten sonraki 12 saat için yatı ücreti ödenmesin. Hiç olmazsa yorgunluktan yüzü asık kabin memurları ile karşılaşmayız.
Bu önerimle Best Kabin ödülü almak isteyen THY yönetimine de yardımcı olmak istedim. Yoksa ilelebet kabin ödülü alamazsanız. Tabi başka atraksiyonlar yapmak istemezseniz.
Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi'ye bir uyarım var. THY'nin son açıklamasında "SHGM ne dediyse o" şeklinde ibare var. Sektörde ise "THY ne dediyse SHGM onu yapıyor" deniliyor. Çok daha ötesini söyleyeyim SHGM Genel Müdürü Bilal Ekşi sektör ile arasına mesafe koymuş durumda. Ben söylemiyorum sektör söylüyor.
Benden söylemesi bu gidiş iyi değil.
Yorumlar Tüm Yorumlar (55)