Türk Hava Yolları yönetiminin 10 Ekim tarihinde yapılacak olan olağanüstü genel kurulundan sonra alt kademelerde değişiklik yapması gerektiğini düşünüyorum. Amacın Türk Hava Yolları’nın mevcut durumundan daha ileri götürmek için çalışmak olduğunu göremeyen çok sayıda işgüzarın THY’nin önüne takoz olduğunu söyleyebilirim.
Türk Hava Yolları “Birinin ak dediğine diğerinin kara dediği” bir gruplaşma ile karşı karşıya. Henüz bu durum yönetme aksetmiş durumda değil. Her ne kadar etik kurul oluşturulmuş olsa bile etik olmayan çok sayıda işlemlere şahit oluyoruz.
Türk Hava Yolları’na bir vesile ile kapak atmış bazı kişiler Türk Hava Yolları’na takoz oluyor. Bu kişilerin işaretlerini veriyorum. Bir dönem Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde çalışmış bu kişiler, şimdi THY’de kraldan çok kralcılık yapıyor. Oysa ben biliyorum ki bu kişiler sektörün canını çok yakmışlardı.
Çok daha ilerisini söylemek gerekirse İzmir’de kurulacak olan bir uçuş okuluna gizli ortak olmak istemişler ve bu işi de İstanbul merkezli bir okul ile yapacaklardı. İşte bu yüzden de İzmir’de kurulacak bir başka uçuş okulunun kurulmasına engel olmuşlardı. Ne zamana kadar? Konu Ulaştırma Bakanlığı’na bildirilene kadar.
Bu tür insanlar maalesef THY’de etkin görevlere getirildiler. Ama geçmişinde bu tür işlere tevessül edenlere nasıl güvenilir ki bunu da THY yöneticilerinin takdirine bırakmak gerekir.
Bir de Türk Hava Yolları’na giren karacı pilotlar var. Bunlar da THY’de etkin görevdeler. Kendilerini gerçekten dünyayı yaratmış THY’nin patronu gibi görüyorlar. Oysa ben biliyorum ki Türk Hava Yolları’na gelmeden yönetimini üstlendikleri kurumları batırdılar. Şirket batıran bir kişinin bir başka şirkette yetkili göreve gelmesi ne kadar doğrudur bu da THY yönetiminin düşünmesi gereken noktalardan birisi. Daha da ötesi var. Bu kişilerle ilgili çok sayıda iddia var. Bu iddiaların gerçekliğini araştırmak, “Biz bu insanlara THY’nin yönetim kademelerini nasıl teslim ettik” diye düşünmek de Türk Hava Yolları yönetiminin görevi.
Türk Hava Yolları’nda o kadar yanlı işler dönüyor ki bir memur bile uluslararası bir iş için firmalara teklif vermeleri için mail atabiliyor. Kurumsallık bu kadar mı ayaklara düştü? Son dönemde kimin ne yaptığı belli değil. Herkes kendi başına kral olmuş ve THY içinde at oynatıyor.
Türk Hava Yolları’nın iş yapacak olduğu firmalara telefon açıp, yemek yemek isteyen alt yöneticilere ne demeli? Hangi hakla THY’nin iş yapmak istediği firma ile alt yönetici yemek yiyebilir ki? Bir beklenti mi var yoksa beklentileri karşılamazsa “işi sabote ederim” korkusu mu salınıyor. Aynı yöneticilerin DHMİ’den emekli olup, dışarıda iş kovalayanlarla yaptığı iş birlikteliklerine ne demeli? THY ile anlaşıp iş yapmak isteyen firmalara “Sen bu işi başaramazsın, işin bu kısmını şu firma yapsın” baskısı nasıl izah edilir ki?
Kısacası THY’de üst yönetim ne kadar çabalarsa çabalasın alt kademelerde farklı işler, farklı dolaplar dönüyor. Bu kadar büyük bir organizasyonda böyle şeyler olur demeyin. Bir yerden açık verirseniz o açık kapatılmayacak, onarılmayacak olaylara sebep olabilir.
Türk Hava Yolları’nın önümüzdeki hafta yapılacak olağanüstü genel kurulundan sonra köklü bir değişim yaşaması gerekiyor. Yöneticilerin yerlerinin değiştirilmesi bazı yöneticilerin tamamen görevden alınması gerekiyor. 65 yaşına yaklaşmış bazı yöneticilerin de koltuk sevdasını bırakmaları gerekiyor.
Şimdi herkes bana “kim bunlar” diyecek. Güçlü işaretler verdim. THY yönetimi bunu çabucak çözecektir. İlanihaye kimse koltuğa yapışacak gibi davranmamalı. Benim bildiğim uzun süredir aynı görevde bulunan çok sayıda yönetici var. Bu yöneticilerin THY’nin iş yaptığı firmalar ile ilişkileri girift hale geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Son bir hatırlatma. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ndeki rüşvet olayını unutmuş değilim. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bu konudaki bilgileri ve belgeleri sunmamı istedi. Önümüzdeki günlerde her şeyi paylaşmış olacağım.
Yorumlar Tüm Yorumlar (63)