Bugün Ataköy Sheraton'da gerçekleştirilen TALPA’nın Dünya Pilotlar Günü öncesindeki Çalıştayı sona erdi.
Çalıştay’ın ikinci yarısı pilot kaçırma olayına ayrılırken, konuyla ilgili yetkili isimlerden değerlendirmeler ve sunumlar yapıldı. Konuşmaya başlayan TALPA Başkanı Gürcan Mantı; ‘Dünyada ilk kez pilot kaçırma vakası yaşandı ve bu da bizim pilotlarımızın başına geldi. Biz TALPA olarak bu süreçte gerekli hassasiyeti gösterip sürekli yetkililerle temas halindeydik. Analiz yaparken akıllı davranmaya özen gösterdik. Bu olayın bir yöntem olarak kullanılması ve tekrarlanması ile ilgili de endişelerimiz var. Bu yüzden güvenliği sağlayan kurumlara önemli görevler düşüyor. Gerekli hassasiyetin gösterileceğine inanıyoruz’ dedi.
‘BİZİM GELENEKLERİMİZDE BÖYLE BİRŞEY YOK’
Kaçırılma olayının Lübnan’daki yansımasını açıklamak üzere söz alan Pilotlar Derneği Başkanı (ALPA) Kaptan Pilot Fadi Khalil; ‘Ağustos ayında yaşanan üzücü olay Lübnan’ı ülke olarak çok üzmüştür. Bu bizim geleneklerimizde asla yoktur. Hem yetkililer hem de halk bu olayı lanetlemiş ve kınamıştır. Neyse ki pilotlar evlerine döndüler. Uçucu ekip artık daha tedirgin bir halde, bu nedenle güvenlik görevlileri gerekli hassasiyetleri göstermelidir’ dedi.
Daha sonra konuşmasını yapan ve 7 Şubat günü Pegasus kokpitindeyken kaçırılma girişimine maruz kalan Kaptan İlyas Karagülle ise bu gibi konularda şahısların ve kurumların sorumluluklarına vurgu yaptı.
Karagülle; ‘Kokpit ekibinin sorumluluğu son derece fazla. Çünkü pilotun en doğru kararı vermekle ilgili bir yükümlülüğü var. İletişimi iyi olup doğru olanı yapma konusunda son derece hassas davranılması gerekiyor. Bizim başımıza gelen olayda bunu aynen yaşadık. Yardımcı pilot arkadaşımla en iyi iletişimi kurup doğru kararı verdiğimize inanıyorum. Aynı şekilde kabin ekibi de üzerine düşeni fazlasıyla yapıp, korsanla tartışma yada benzeri konulardan kaçınarak değerlendirmeleri yapıp, bize her şeyi detayıyla aktardı.
Bize yolculara bazılarının korsanı etkisiz hale getirmek istediği bilgisi ulaştığında bu kararı doğru bulmadığımızı ve kontrolün bizde olduğunu bildirdik. Çünkü bu gibi durumlarda otoritenin sizde olduğunun bilinmesi en doğru hamle olacaktır. Anons yaparken ses tonunuza bile dikkat etmelisiniz.
Uçucu ekiplerin bir diğer dikkat etmesi gereken de gündemi takip etmektir. Bizim yaşadığımız olayda korsan bilindiği gibi uçağın Soçi’ye, yani Olimpiyatların başlayıp devletin ileri gelenlerinin olduğu kente inmesini istemişti. Bu durumlarda ne yapılması gerektiğini anlayabilmek için gündemi takip etmek durumundasınız’ dedi.
‘KOKPİTTE İDRAR TORBASI BULUNDURULMALI’
Bu tarz durumlarda şirketlere de görevler düştüğüne işaret eden Karagülle; ‘Ön galleyin bulunduğu bölgede mutlaka perde kullanılmalı. Çünkü kokpit ekibinin muhtemel ihtiyaçları durumunda kokpitten çıkması gerekirse bunun uçak içinde görünmemesi gerekir. Biz 2 saat havada, 4.5 saat yerde olmak üzere 6 saatin üzerinde bir süre bu olayla uğraştık ve inanın ki, insani ihtiyaçlardan biri olan tuvalet ihtiyacı her şeyin önüne geçmeye başlıyor. Bu nedenle şirketlerin hepsinin perde kullanması ve kokpitlerde idrar torbası bulundurması çok önemlidir’ şeklinde konuştu.
Konuşmaların sona ermesinin ardından soru cevap kısmına geçilerek, katılımcıların soruları yanıtlandı. Genç bir pilot adayının yabancı pilotların Türkiye’deki istihdamına yönelik duyduğu rahatsızlığı ve Türk pilotlara gerekli önceliğin verilmediği görüşlerine yönelik açıklamalarda bulunan Gürcan Mantı, ‘Türk pilotlar da Avrupa’da çalışıyor. Ancak bazı ülkeler İngilizce’nin yanı sıra kendi dillerinin de bilinmesini istiyor. Bu anlamda sıkıntılar yaşanıyor ve o zaman biz de bu şartı koyalım diyoruz. Türkiye artık bir cazibe merkezi ve o nedenle büyük ilgi çekiyor’ dedi.
Dinlenme sürelerine ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Mantı; ‘Bu konuda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile sürekli irtibat halindeyiz. Büyük aşama kaydettik ancak bu bir süreç. Bize bildirilen her yazılı rahatsızlığı mutlaka değerlendirip gerekli çalışmaları yapıyoruz’ ifadelerini kullandı.
AirportHaber
Yorumlar Tüm Yorumlar (16)