Emek Meclisi sert bir açıklamayla sendikal yapıya yüklendi, Hava İş'in THY'nin elinde olduğunu iddia etti.
İşte Emek Meclisi'nin sert açıklaması:
Değerli Sivil Havacılık Çalışanları,
İş hayatımız ve örgütlülüğümüz çok önemli bir dönemeçtedir. Hava-İş Sendikası Genel Kurulu’ndan bu yana yaşanan gelişmeler önemli bir noktadadır. Yıllardır, sivil havacılık alanında yaşanan kuralsızlaştırma, taşeronlaştırma, esnek çalışma ve güvencesizleştirme şartlarına karşı işçilerin yanında olmayan ve tüm bu yaşananları seyreden sendikalar, işverenler eliyle sendikal simsarlığa soyunmuş durumdalar.
Soma’da yaşanan iş kazası nedeniyle (301 işçinin katledilmesi) kamuoyu tepkisinden çekinen siyasiler ve işverenler, taşeron sistemi ile ilgili yasal düzenlemeleri acil olarak yeniden ele aldılar. Sendikalarımız ise başta TÜRK İŞ, HAK-İŞ ve DİSK olmak üzere cılız tepkiler gösterdiler. Yıllar sonra üç konfederasyon başkanı bir araya gelip taşeron sistemini görüşmek için başbakanın kabulüne mazhar oldular. Değişen bir şey olmadığı Türk-İş başkanının yaptığı açıklamadan anlaşılmıştır. Yüzlerinde işçi ölümlerinden doğan bir keder yerine, sendikal örgütlenme barajının düşürülme sözünü almalarının mutluluğu vardı. Sendikacılar, iş kollarındaki örgütlenme barajının düşürülmesi konusunda anlaşmışlar ve başbakana bu konuda ricada bulunmuşlardı. Ve bu da kabul görmüştü. Yapılan görüşme bir gaz alma operasyonudur. Ne yazık ki işçiler, yerin altında, üstünde ve gökyüzünde iş kazalarında ölmeye adaydırlar.
Türkiye Sendikal Hareketi ve Sendikalar Sorgulanmalıdır!
Hava-İş Sendikamızın bağlı olduğu Türk-İş Konfederasyonu ve yönetimi, kamuoyu karşısına ancak 301 işçi katledilince zoraki olarak çıkabilmiştir. Daha önce yaşanan işçi ölümlerinde sesleri dahi çıkmamıştır, çıkamamıştır. Nihayet Soma işçilerinin tepkisi sonucu Türk-İş’e bağlı Maden-İş Sendikası’nda sendikal örgütlenme ve işleyişin nasıl olduğunu ibretle okuduk ve dinledik.
Hangi sendika ve Konfederasyon Olduğu Değil, İşleyişlerinin Nasıl Olduğu Önemlidir!
Emek Meclisi olarak daha önce sizlere ve kamuoyuna açıklamıştık. Son otuz yıldır işçiler kaybederken sendikacılar kazanıyorsa, yanlışlık buradadır, demiştik. Bu sendikal anlayışlara geçit vermememiz gerektiğinin altını çizmiştik. Son genel kurulda THY işvereninin baskısı ve desteği ile sendika koltuklarına oturanlar bugün ne yapacaklarını bilemez durumdadırlar. Acı ve komik olan; THY işvereni, THY A.O. ve Hava-İş Sendikası’nı beraber yönetmektedir.’’ İşleri oldukça zordur!?’’
İşveren Eliyle Yapılacak Hiçbir Örgütlenme İşçi Örgütlenmesi Değildir!
TGS ve HABOM’ da yaşanan sendikal üyelik süreci, bir sendikalaşma ve işçi örgütlenmesi değildir. Farklı konfederasyon ve sendikaların işçilerin üyelik aidatları üzerinden pay kapma yarışıdır. Çelik-İş Sendikası’nın yetki aldıktan sonra imzaladığı toplu sözleşme ortadadır. TGS çalışanlarının bu yaşananları gördüğünü ve değerlendirdiğini biliyoruz.
Mevcut Hava-İş yönetimi, işverenden icazet almak yerine yüzünü çalışanlara dönmeli, sendikal örgütlenme ve üyelik sürecini patronlara şikayet etmek yerine bu süreçleri çalışanlara anlatarak kotarmalıdır.
THY, TGS ve Habom İşverenleri, Soma’da yaşananlardan ders çıkarmalı, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yaşanacak olumsuz bir gelişmenin nelere mal olduğunu doğru değerlendirmelidir. 2014 yılının ilk 5 ayında iş cinayetlerinde ölen işçi sayısı 810’dur (İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi raporu).
THY Yönetiminin sendikal mücadeleye karşı olan hazımsızlığı, özellikle grevden dönen arkadaşlarımıza karşı aldığı tutumla ortadadır. Kabin Hizmetleri Başkanlığı’nda performans yetersizliği bahane edilerek arkadaşlarımızdan savunmaları istenmekte ve işten atılmakla tehdit edilmektedirler. Bu şekilde iş barışının sağlanması ve yaraların sarılması mümkün değildir. Bu uygulamalar gökyüzünde yaşanacak yeni “SOMA”ların habercisidir. Uyarıyoruz!
İşveren kendi güdümündeki sendikal yapıların kolaylığına kaçarak, sosyal denetim mekanizmalarını yok ettiklerinde bu felaketler tüm toplumu etkilemektedir.
Sendikal mücadele, bilgi, birikim ve işçi ruhlu olmayı gerektirir. Sendikal mücadele, devletten, sermayeden ve siyasetten bağımsız olmadıkça işçi yanlısı politikalar yürütülmesi mümkün değildir.
İşçiler, iş cinayetlerinde ölüyorlarsa, kuralsız ve esnek çalışma, güvencesiz ve yarını olmayan sermaye politikaları devam ediyorsa, işçilerin hangi sendika veya konfederasyona bağlı olduklarının bir önemi yoktur.
Sivil havacılık çalışanları, bunu doğru değerlendirecek bir ufka ve sağduyuya sahiptir.
İşveren güdümlü sendikalara karşı bağımsız Emek Meclislerinde buluşalım!
Saygılarımızla,
EMEK MECLİSİ.
Yorumlar Tüm Yorumlar (28)