Önce Fly Havayolları ardından sırasıyla Golden Havayolları, Best Air, Anka Air (World Focus), Turkuaz Havayolları derken beş şirketimiz gökyüzü defterini kapattı. Tabi bunlara her ne kadar KKTC şirketi desek bile Kıbrıs Türk Hava Yolları'nı da eklemek lazım. Ali Sabancı "3 buçuk şirket kalacak" dediğinde hepimiz tepki göstermiştik. Şimdi havacılık sektörünün kara kara düşünmesi gerekiyor. "Neden bu batışlar" diye sorgulamak lazım.
Hangi şirketimiz batarsa batsın kimsenin buna gönlü elvermez. Rakiplerin yada rakip görenlerin görüşü nedir bilinmez ama şirketlerin batışı yüzlerce insanımızın işsiz kalmasına sebep oluyor. Vicdan sahibi hiç kimsenin bu batışlara "Oh olsun" dediğini sanmıyorum.
Şimdi burada kehanette bulunmak istemiyorum ama bir şirketimizden daha kötü haberler gelmeye başladı. Yaklaşan turizm sezonu öncesinde bu şirketin ismini açıklayarak polemik yaratmak istemiyorum. Ama her geçen gün azaltılan uçak sayısı, personel sayısının hızla düşürülmesi, maaşların ödenememesi bunun göstergesi diyebiliriz.
Şirketler neden batar? Bu soruya verilen cevapların hemen hepsi "kötü yönetim" olarak verilir. FLY Havayolları gerçekten kötü yönetildi. İçhatlara sefer başlatan ilk şirketimiz olmasına rağmen operasyonel anlamda yapılan hatalar ve şirket sahiplerinin havacılık bağlamındaki düşünceleri batışa giden yolu açtı.
Golden Havayolları ise başta sahipleri olmak üzere yönetimdeki çoğu kişinin havacılıktan bihaber olması bu sonu hazırladı. Kuveyt'te yapılan operasyonlardan gelen paranın şirket sahipleri tarafından başka alanlara aktarıldığı iddia edildi. Ama sonu yine kara kaplı defterde yazılı şirketler arasına girerek, kayıtlara "batan şirket" olarak girdi.
Best Hava Yolları ise tam bir keşmekeş idi. Bu şirketle ilgili iddiaları yazmaya elim bile varmıyor. Havacılık bilmeyen bir patroniçe. Yanında yer alan kişiler "havacılık" oynamak isterken şirketi cılk ettiler. İşte bu şirkette böylece batan şirketler çöplüğüne gitmiş oldu.
Anka Air (World Focus) Havayolları daha yolun başında sıkıntılı dönemler yaşadı. Varlığı ile yokluğu bile belli olmadı. Daha çok kaza ile gündeme geldi. Ama bu şirketin sahibi tarihe üç şirket batıran patron olarak geçti.
Turkuaz Havayolları ise birçok basiretsizlikle birlikte Hidayet Aydoğan'ın "Herşeyi ben bilirim" anlayışından uçuş serüvenini bitiren şirket oldu. Turkuaz'ın batış sebeplerinden biri de KTHY'den tahsilatların yapılamamasıİngiltere'deki tur şirketinin batışı da gösterilebilir.
Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın batmasının yegane sorumluları siyasiler ve sendikalardır. Siyasiler çiftlik olarak sendikalar ise yolunacak kaz gördükleri için bu şirket tarihe gömülmüştür.
Diyeceğim o ki, şu günlerde yoğun sıkıntı yaşayan şirketimizin bir an önce tedbir alması gerekir. Sıkıntılar iyice ayyuka çıkmadan gerekli yatırımlar ve bağlantılar sağlanmalıdır. Bizden uyarması.
SİVİL HAVACILIK BU FIRSATI KAÇIRMAMALI...
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü eşine ender rastlanan bir gelişme yaşıyor. Bugüne kadar şahit olunmadı ki bu tür istifalardan sonra yerine atama yapılsın. Sivil Havacılık eski Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru'nun milletvekili aday adayı olmak üzere istifa etmesinin ardından yerine hemen atama yapıldı. Bu durum bürokraside alışılagelmiş bir gelenek değil. Birçok bürokrat istifa etti ama yerine atama yapılmadı. Örneğin çok kritik bir müsteşarlık olan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler'in yerine atama yapılmış mıdır? Hayır. Bu atama alenen olmasa bile içten içe tartışlıyor. Bu atama ile ilgili ileride bir hukuki atak gerçekleşir mi bilinmez ama olan olmuştur artık. Yüksek Seçim Kurulu 298 sayılı kanunun ek 7'nci maddesi gereği tartışılır bir atama.
Geriye dönüp bakmanın bir anlamı olmadığını düşünürsek Bilal Ekşi ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü 'nasıl olmalı' sorusuna kendi dilimizce öneride bulunmak isterim.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yeni dönemde derhal özerk hale getirilmeli. Bütçeli bir genel müdürlük olmasına rağmen harcamaları halen Maliye Bakanlığı iznine tabi olan bu kurumun, havacılığımızı gerçek anlamda geliştirmesi için bağımsız hale getirilmelidir.
Ali Arıduru'ya tanınmayan bu fırsat Bilal Akşi'ye tanınmalı. Her zaman yakınılan "düşük ücret" politikası derhal pozitif yönde değiştirilmeli. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü çalışanları sektörde çalışanlarla eş değerde ücret almalı. Kadrosu deneyimli personelle takviye edilmeli.
Ali Arıduru'nun "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü İstanbul'a taşınmalı" projesi hayata geçirilmeli. Devlette devamlılık esas ise havacılık sektörünün kalbinin İstanbul'da attığı düşünülürerek Atatürk Havalimanı çevresinde bir havacılık kompleksi yapılmalı. Bildiğim kadarıyla Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kasasında 150 milyon TL var. Ama bu para maalesef havacılığın gelişmesi için harcanamıyor. Tıpkı DHMİ gibi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kasası bütçe açıkları için kullanılıyor.
Bilal Ekşi nasıl bir aksiyon izleyecek hep beraber göreceğiz. İnşallah havacılığımız adına adilane tavır sergiler ve öncelikle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü çalışanlarının özlük haklarını yükseltirek çalışma azmini yükseltir.
Aksi taktirde Sivil Havacılık yine bildiğimiz Sivil Havacılık olur. Son sekiz yılda yapılan gelişmelerin üstüne koymadığı taktirde Bilal Ekşi sürekli hedef tahtası olacaktır. Bu yüzden gelişime açık ve eleştiriye tahammül edecek bir tutum izlemelidir.
Yorumlar