Ülke yararına yazmış olduğunuz bir yazının pek rağbet görmediğini biliriz. Ama "bir kişi de okusa yine faydası var" diye düşünürüm ben. Bu internet medyasının okurlar açısından en cazip tarafı keskin yazılan yazılara yorum atıp kapışma sağlamaktır. Geçen hafta yazmış olduğum yazı buna bir örnektir. Bir camiaya yönelik yazmış olduğum yazı bazılarının damarına dokundu. Bu camianın, yazıda geçen mantaliteye uygun olanların saldırısına uğradım. Sağduyulu olanların alkışını aldım. Hatta ziyaretimize gelenler "Yazdıklarınız aynen doğru" diye bizleri tastik etti. Telefonla arayanlar da aynı minvalde görüşlerini iletti.
Yarası olan gocunur deyip yolumuza devam ediyoruz.
Şimdi gelelim asıl konumuza. Geçen hafta AnadoluJet'in lokomotifi Sami Alan'ın Gökçeada'ya uçmak için DHMİ ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden izinlerin çıkmasını beklediklerini söylemiş. İlaveten de "Gökçeada'ya uçmak için hazırlıklarımızı tamamladık" demiş.
Yaklaşık iki yıl önce bir yazı kaleme almıştım. O yazıyı okumak isteyenler "http://www.airporthaber.com/readarticle.php?newid=386" tıklayabilir.
Yazımda Yunan adalarının her birine sivil uçuşlar yapılıyor olmasına rağmen neden bizim Gökçeadamıza uçuş yapamadığımızı sorgulamıştım. Zira bu işin takipçisi olacağımı da vurgulamıştım. Çok geçmeden Ankara'dan sürpriz gelişmeler yaşandığına dair haberler aldık. Gökçeada Havaalanı terminali Ulaştırma Eski Bakanı Binali Yıldırım'ın talimatı ile yapıldı. Un, şeker, su velhasıli kelam helva yapmak için her şey hazır oldu.
Peki, neden uçuşlar yapılamıyor? Uçacak firma da hazır. "Ben uçacağım açın yolumu" diyor. Uluslararası sözleşmelerin arkasına sığınmakta neyin nesi oluyor. Yunanı görmüyor musunuz? Gökçeada'nın burnunun dibindeki adalarda vızır vızır uçaklar uçuyor. Daha da ötesi askeri üsler bile var. Bizim önümüze anlaşma koyanların önüne oradaki havaalanlarını koymak zor gelmese gerek.
Uluslararası anlaşmaların tek koruyucusu biz miyiz?
Çılgın projelerin havada uçuştuğu bir dönemde Gökçeada uçuşları normal karşılanmalı. İşte tam bu dönemde Gökçeada'nın kalbini kazanabilirsiniz. Gökçeada'nın çılgın projesi de uçuşların önünün açılması olmalı.
Gökçeada Belediye Başkanı Yücel Atalay tek başına bu işin olması için ter döküyor. Yetmez Gökçeada halkı topyekun bu işin peşine düşmeli. Lobi oluşturulmalı. Kaymakam, Belediye Başkanı, Muhtarlar, turizmciler, gönüllüler, sivil toplum örgütleri, Rum Köylerinin sakinleri kısacası Gökçeada'yı sevenler bu taşın altına elini değil tüm bedenini koymalı.
AnadoluJet, bu işin bayraktarlığını yapmalı. Bildiğim kadarıyla Borajet'in uçakları ile uçulacak. Borajet yöneticileri de bir milli mesele olarak görmeli. Gökçeada halkı da bu uçuşları maddi manevi desteklemeli.
Gökçeada'nın ileriye yönelik potansiyeli oldukça parlak. Dünyanın sörf merkezi olabilir. Rum köyleri turizme açılabilir. Ama "turizm yapacağız, para kazanacağız" diyerek adayı bir beton yığını haline getirmemek gerek. Mevcut hali korunarak kısıtlı yapılaşma izin verilmeli. Eski yapılar butik otele dönüştürülebilir.
Ben bir Gökçeada gönüllüsü olarak bu uçuşların başlamasını çok önemsiyorum. Başlangıçta sadece yaz uçuşları olabilir.
DHMİ ve SHGM bir an önce bu işin önünü açmalı. Önerim şu ki Gökçeada uçuşları Sabiha Gökçen'den olmamalı. Atatürk Havalimanı'ndan olmalı. Sabiha Gökçen'den yapılacak Gökçeada seferinin rağbet görmeyeceğini düşünüyorum.
Doğru hamle ve planlama yapıldığı sürece mevcut zenginliklerimizi pozitif yönde kullanarak Gökçeada'yı cazibe merkezi haline getirebiliriz.
Hadi bakalım "biz hazırız" diyenlerin sesini duymak istiyoruz.
Gökçeada hazır ise AnadoluJet bu uçuşu yapmak için her platformu zorlamalı.
Yorumlar