Öyle bir fırtına çıktı ki... Aynı Ayandon fırtınası gibi... Ayandon fırtınası Bizans döneminde topluca gemilerin batmasına sebep olurmuş. Osmanlı döneminde ise fırtınanın çıkış tarihi olan 27 Ocak’ta denize açılmak yasakmış. Güneyden gelen en sert fırtına bu yıl da Milli Bayrak Taşıyıcı Havayolu şirketimiz Türk Hava Yolları Yönetim Binasında çıktı.
Sayın İlker Aycı yedi yılın sonunda 27 Ocak’ta şirketin tepesinden indi. Yerine Prof.Dr.Ahmet Bolat geldi. Ardından peşi sıra atamalar. İşten çıkarılmalar, birim kapatmalar. Öyle bir fırtına çıktı ki dinmek bilmiyor.
Bir önceki dönem yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan Sayın Hamdi Topçu’nun ardından Aycı da göreve gelir gelmez kendi ekibini oluşturmuş ve onlarca atama yapmıştı. Pek tabi Ahmet Bolat da şu anda kendi kadrosunu oluşturacaktır. Ancak görünen o ki kadrolaşmadan ziyade şirketin verimliliği ve tasarruf planları öncelikleri olmuş. Takdire şayan .
Geçen hafta da yazdığım gibi Aycı’nın karnesini personel verecek. Ancak yerine Yönetim Kurulu Başkanı olarak gelen Sayın Ahmet Bolat’ın icraatları da Aycı’nın yaptıklarını gözler önüne sermeye başladı. Adım başı müdürlük… Şimdi teker teker ortadan kaldırılıyor. Dahası da gelecek gibi. Sonuçta Bolat’ın bir akademisyen olduğu unutulmamalı. Analitik düşünce yapısı ile liyakat sahibi kişilerin doğru yerlerde olacağından hiç şüphem yok.
Bununla birlikte Sayın Prof.Dr. Ahmet Bolat’tan beklentiler elbette doğru filo yapısı oluşturması, uçuş emniyeti konularına dikkat etmesi, eğitimdeki çatlakları gidermesi ve pek tabi ki personelden yana bir tavır sergilemesi… Zamanla bütün bu aksaklıkların üstünden geleceğini düşünüyorum. Ancak biraz sabır. Sonuçta O’nun elinde de sihirli bir değnek yok. Bir anda herşeyin değişmesini beklemek biraz haksızlık olur.
GELELİM İLKER AYCI’YA
Ne günlerden geçti şu şirket. Ne büyük fiyaskolar. Havaya kırmızı halılarla uçurulan milyon dolarlar. Şirkete ne kattı oturup düşünmek lazım legolar, reklamlar, sponsorluklar… Bana kalırsa Sayın İlker Aycı’nın şirkete en büyük zararı personelin aidiyet duygusunu kaybetmesini sağlaması oldu. Kendisi her ne kadar bunu sağladığını ifade etse de durum apaçık ortada. Hiç kimse memnun değil.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde yükselmeye başlayan Aycı, hatırlanacağı üzere AKP İstanbul İl Başkan Yardımcılığı görevinde de bulunmuş ve ardından çeşitli şirketlerin başında yöneticilik yapmış ve akabinde 2015 yılında Türk Hava Yolları’nın başına geçmişti. Ancak bu tarihte şirketin net dönem zararı 413 milyon 851 bin TL idi.
Şirketin toparlanması beklenirken her geçen gün açık daha da arttı. Şirket genel kurul tutanaklarına göre 2016 yılında 6 milyar 467 milyon 842 bin TL zarar etti. Ancak bağımsız denetim kurulunca hazırlanan raporda şirketin 47 milyon TL zarar ettiği açıklandı. 2017 yılına gelindiğinde ise yasal kayıtlara göre net zarar 2 milyar 869 milyon 492 bin TL idi. 2018 yılında ise net dönem zararı 8 milyar 115 milyon 218 bin TL olarak yasal kayıtlar başlığında yer aldı. 2019 yılında ise şirket ilk kez kâra geçti. Yasal kayıtlara göre 1,5 milyon TL, SPK’ya göre rakam 4,5 milyon TL idi. Bir sonraki mali yılda ise şirket tekrar zarar etti. Tam 17 milyar 339 milyon 310 bin TL!
2020 ve 2021 yıllarında ise durum bu sefer pandeminin etkisiyle daha da ağır oldu. Fatura bu kez personele kesildi. %50 oranında maaş kesintisi yapıldı. Olur olmadık yerlere paralar giderken şirkete girdi yapan personelin maaşını kesti. Bindiği dalı kesmek diye ben buna derim.
Defalarca türlü konularda eleştirdiğim İlker Aycı, yaptığı yanlış hamlelerle adeta kendi sonunu hazırladı. Ve sonuç ortada.
Tanıdığım bir çok kişi kendisiyle karşılaşmamayı diliyor. Ne bir uçakta ne de başka bir ortamda…
Başta Prof.Dr. Ahmet Bolat olmak üzere yeni görevlerinde herkese başarılar. Yolunuz açık olsun.
Serdar BAŞAĞAOĞLU
[email protected]
Yorumlar Tüm Yorumlar (76)