DHMİ HASSAS, SHGM ATAK...
Devir değişiyor Türkiye gelişiyor. Her geçen gün daha ileri gitmenin hesapları yapılıyor. Havacılık alanında da yüzler gülüyor. Geçen hafta Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu sunum Türkiye’nin havacılık alanında geldiği noktayı özetliyor. Bu hafta yazımı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yapmış olduğu bu sunumun ayrıntılarına ve DHMİ’nin en küçük bir olumsuzlukta göstermiş olduğu hassasiyete ayırmak istedim.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü kendi sorumluluk alanında yer alan konulara anında tepki vermeye başladı. Bu güzel bir gelişme. Aslında geçmiş yıllara bakacak olursanız gerek DHMİ ve gerekse Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kendi alanlarında medyaya bilgi vermeleri gerektiği vakit Ulaştırma Bakanı’ndan izin almak zorunda kalıyorlardı.
Bu köhnemiş tapunun yıkıldığına şahit oluyoruz. Artık hem DHMİ hem de SHGM kurumlarını ilgilendiren konularda cesur açıklamalar yapıyorlar.
Bu gelişmenin en somut örneğini geçen hafta yaşadık. Belki de DHMİ için ceviz kabuğunu doldurmayacak bir şikayet Airport Media Group’un www.havayolusikayetleri.com adlı sitemizde yayınlanmıştı. DHMİ her türlü yayın organını o kadar sıkı takip ediyor ki, bu ister bir internet sitesi olsun ister gazete olsun isterse televizyon olsun gerekli cevap, düzeltme veya açıklama anında yapılıyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal’ın bu hassasiyeti eminim ki DHMİ’ye çok şeye kazandıracaktır. Şeffaf olmak, gerçekleri kamuoyu ile paylaşmak, bilinenleri sümen altı etmemek medeni bir davranış. Bu açıdan Orhan Birdal’ı kutlamak istiyorum.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü de bu bağlamda atağa geçti. Geçmişten beri hep söylerim Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kendini ifade etmekte hep zorlanmıştır. İyi yada kötü yaptığı hiçbir çalışma kamu tarafından pek fazla algılanmaz. Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün ne yaptığını pek algılayamazken uluslar arası arenada havacılığımızın ne kadar itibarlı olduğunu bir havalimanı genel müdürünün ağzından dinledim. Geçtiğimiz haftalarda ICAO’nun Montreal’de genel kurulu yapıldı. Bu genel kurula Türkiye’den de katılan üst düzeye havacılık yöneticileri katıldı. Bir havalimanı işletmesinin genel müdürü orada yaşanan tabloyu şu şekilde anlattı. “Biz Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru’yu Türkiye’de anlayamıyoruz. Ama yurtdışında durum çok farklı. Bir Türk olarak Montreal’de gördüklerim göğsümü kabarttı. Dr. Ali, Dr. Ali diye yabancı ülke delegeleri Ali Arıduru’nun etrafında kümelenmişlerdi. Ali Arıduru’da Türkiye’den gelen havacılık yöneticileri ile yabancı delegeleri hemn tanıştırdı ve birlikte işler yapın. Ülkemiz kazansın diyerek bizleri yönlendirdi” diyor.
İşte gelinen nokta ortada. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün ne yaptığını anlatmak üzere Genel Müdür Ali Arıduru da geçtiğimiz hafta basının karşısına geçti. Toplantının can alıcı noktalarından birisi şu. 2002 yılından 2010 yılına kadar havayolu şirketlerimizin uçak sayısı % 215 artmış. Müthiş bir rakam. 110 olan uçak sayımız bugün 350 civarında. Havacılık sektörünün cirosu 2002 yılında 2.2 milyar dolar iken bugün 10 milyar dolara ulaşmış. Yolcu sayısı 2002 yılında 33 milyon iken bugün 85 milyonun üzerine çıkmış. Uçak trafiği 532 bin iken bugün 1 milyon 66 bine çıkmış durumda. Kargoda da durum farklı değil. Tıpkı uçak trafiği gibi ikiye katlamış.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün yaptığı denetimleri yazmaya bile gerek yok. Havacılık sektörünün daha disiplinli bir hale geldiği alenen belli oluyor. ICAO'nun verilerine göre Türkiye dünya sivil havacılığında 19 ncu sırada. Yolcu sayısını artıran ülkeler arasında 4. sırada.
ICAO verilerinde de belli olduğu gibi Türkiye başarısına başarı katıyor. Hatta bu başarı yine uluslararası havacılık örgütlerinde alınan görevlerle taçlandırılmış oluyor. ECAC'da Eğitim Sorumluluğu Başkanlığı, Eurocontrol'de Geçici Konsey Koordinasyon Komitesi Başkan Yardımcılığı ve JAA'de Yönetim Kurulu üyeliği gibi görevler.
Şimdi bazılarımız eleştireceğiz "Aman bunlarda övünülecek görevler mi?" diye. Peki, bende sorarım yılardır övünmez misiniz "Kemal Derviş Birleşmiş Milletlerde şu göreve getirildi? Hikmet Çetin Nato'nun Afganistan sorumlusu oldu" diye. Acaba bu kişiler BM Başkanı mı olmuştu veya NATO Genel Sekreteri mi olmuşlardı. Sanırım bu iki örnek eleştirenler için yeterli olacaktır.
Tabi SHGM'nin 2002 yılından 2008 yılına kadar yaptıkları bundan ibaret değil. Green Airport'tan Engelsiz Havalimanı'na kadar bir dolu proje var. Heliport Projesi'nden bakım merkezi haline gelinecek projelere kadar.
SHGM'nin fark edilmeyen bir yönü daha var. Kültürel çalışmaya ağırlık verildi. 2007 yılından itibaren toplam 20 kitap basıldı. Bu kitapların hazırlanmasında Havaalanları Daire Başkanı Cemil Acar'ın çok büyük emeği var.
Evet, Türkiye gelişiyor havacılığımız ilerliyor. Eksikler yok mu? Elbet var. Ama daha iyiye gitmek için iyi niyetle çalışanları alkışlamak gerekmez mi? Tıpkı tribündeki seyircilerin sporcuları motive etmek için alkışlamaları gibi.
Ben hem DHMİ'yi hem de SHGM'yi alkışlıyorum. Tabi yanlışları gördükçe yazmak kaydıyla....
Yorumlar