11 Kasım 2013, Pazartesi
Servet BAŞOL
Servet BAŞOL [email protected]

EĞİTİM VE GELİŞİM

 

http://edition.cnn.com/2011/TRAVEL/05/11/faa.pilot.training/

Ticari havayolu pilotları daha “gerçekçi” ve genişletilmiş uçuş simülatörü eğitiminden geçmeli.

Uçucu ekipler, kabin görevlileri ve hatta yerdeki dispeçerin de bir ekip olarak acil durumlarda nasıl tepki vereceği konusunda eğitilmeli.

Ekip eğitiminde son 20 yılın “en önemli düzenlemesi”.

 

Konu aslında teknolojinin, insanı hata yapmaktan alıkoyan sistemlerin, gelişmesi ile başladı. Kazara teker alma koluna dokununca yere oturan uçaklar yüzünden önce pim, sonra algılayıcı (sensor) kullanarak başlayan insana karşı korumalar, ilk A320 deneme uçuşu kazası ile ortaya çıkardı ki, insan aklı ve becerisi her zaman gerekli ve işin olmazsa olmazı. Halbuki insansız yolcu uçakları üzerine fıkra bile üretilmişti.

 

http://www.easa.europa.eu/sms/docs/EASp%20SYS5.6%20-%20Automation%20Policy%20-%2028%20May%202013.pdf

Otomasyonun, hassas gezin ve bazı önemli manevralar için gerekli olduğu kadar uçuş güvenliğine de önemli katkılar sağladığı bir gerçektir.

Yine de otomasyon, genç pilotlar için hiç de sorun olarak görünmezken el ile uçmak dahil, otomasyonun bir seviye aşağı uygulanması gerektiği ya da devreden çıktığı hallerde, yeni nesil pilotlarda ortaya çıkan temel uçuş yeteneği eksikliğinin onları nasıl zorladığı ve rahatsız ettiği yadsınamaz bir gerçekliktir.

 

Teknoloji ile insan yarışı şunu gösterdi. Teknoloji ile insanı ikinci plana atmak olası değil. Teknoloji insan içindir ve insanlık bundan yarar sağlamalıdır. Teknoloji insanın yaşamını kolaylaştırmalı ama insana hükmedecek hale getirildiğinde de insani değerlerin yok olması ile birlikte insanlığın da yok olacağı bilinmelidir.

NGAP bu anlayışın gerçekleştirilmesi için planlanmıştır ve en gerçekçi eğitim şeklidir.

21. asırda hala yeti ve yetenekten uzak “puan” ile meslek seçimi yapar ve yaptırırken, kullandığı teknoloji ile övünecek meslektaş bulamayacağız nerede ise.

- Teknik, “tamir” yerine “değiştir” uygularken,

- Pilot “yap” yerine “data gir”mekle uğraşırken,

- Dispatcher bilgisayarlar tarafından düzenlenmiş haritalar üzerinden ileriye dönük öngörülere (tafor) muhtaç bırakılmışken,

- ATCo, son sistem ekranın önünde elektrik kesintisi olmasın diye dua ederken,

hepimizin ortak özelliğinin “insan aklı ve katkısı” olduğunda hemfikiriz.

Bu asırda insana verilen önem bizim dışımızda her yerde artmışken, neden böyle olduğumuzu, bu duruma düştüğümüzü anlamaya çalışmaktan uzak günümüzü gün ederek yaşadığımıza inanmak gerçekten zor. Çok zor.

Bir ’68 kuşağı olarak YÖK’e karşı ilk protestomuzun üzerinden 45 yıl geçti. Bu gün bir yeni haber daha okuduk.

http://www.airporthaber.com/havacilik-haberleri/agri-icude-shyoya-onay-cikti.html

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) bünyesinde, "Sivil Havacılık Meslek Yüksekokulu" kurulması teklifi, YÖK tarafından kabul edildi. Rektör, önümüzdeki yıl Sivil Havacılık Meslek Yüksekokulu'nun binasının yapılarak, öğrenci alınacağını ifade etti. İlk yıl Yer Hizmetleri ve Kabin Hizmetleri Programlarında öğrenci alacaklarını vurgulayan Aslan, sivil havacılık sektörünün bölgede, ülkede ve dünyada hızlı bir gelişim gösterdiğini ifade etti.

Aslan, şunları kaydetti: "Meslek yüksekokulumuzda açılacak Yer Hizmetleri Programı ile havacılık sektöründeki işletmelerin ve hava alanlarının yer hizmetlerinde çalışacak kadrolar yetiştirilmesi hedeflenirken, Kabin Hizmetleri Programı ile sivil havacılık organizasyonlarına hakim kabin hizmetleri personeli yetiştirilecektir. Yüksekokulumuza, sadece yurt içinden değil çevre ülkelerden de öğrenci alarak, uluslararası düzeyde bir havacılık eğitim merkezi olmayı amaçlıyoruz."

2 Antalya ve 1 İzmir kuruluşu dışında tüm Havayolları İstanbul’dadır.

54 Hava Taksi kuruluşunun 15’i Ankara olmak üzere Adana, Antalya, Bursa ve İzmir’de 2’şer, Eskişehir’de ise 1 şirket kayıtlı olup, değerleri hep İstanbul’dadır.

Uluslar arası bir meydana sahip olmayan Ağrı’da bu eğitimi uluslararası standartta verebilmek beni hayrete düşürür. Ağrıda havuz var mı bilmiyorum ama işin o kısmı önemli değil. Henüz hostes olabilmek için “yüzme” bilmek gerekmiyor. Öyle olsa idi, bir yerlerde yasal olarak yazıyor olurdu. Hala yüzme bilmeyen, uluslararası eğitim görüp sertifika almış hosteslerimiz ile basına poz vermekteyiz, yeni ikram konsepti açıklamaktayız.

Eğitimin en gözle görülen eksiği, eğitici eksiği olarak karşımıza çıkmakta.

Her nesil bir öncekini geçeceği yerde, bir öncekinden geri yetişiyor.

Yeterinden fazla mezun verince de buna engel olmanın çok güç olduğu bir noktaya geliyoruz.

Sonra da soruyoruz “Neden onlarca yabancı Pilot, Teknisyen vs. ülkemizde çalışıyor?”

Bir sistem ülkesi olmadığımız için çabuk dönüşler yapabiliyoruz.

Bu tip manevralar bizim için hem iyi, hem de kötü.

Anlık çözümler için iyi ama gelecek yaratamadığımız için kötü.

El alem, yeti ve yetenek üzerine yoğunlaşırken biz hala karayolları trafik kanunu olmayan yerlerde uçaklarla kamyonları çarpıştırıyor, personelimizi yaralıyor ve Allah esirgesin ölümüne sebep oluyorken, hala yasal olarak kaç $ ya da € ceza vermeliyiz boyutunda kafa yormaktayız. (SMS ve Ceza)

Mala zarar vermeyi önlemeye yönelik bu sistemden insanı eğiterek, insana önem veren sisteme geçmek için bizleri zorlayan da yok.

Karadenizli eczaneye girmiş. Sol omzunda bir papağan. Eczacıya yaklaşmış ve,

- “Bir kutu aspirin, bir de C vitaminli efervesan” demiş papağan.

Eczacı hayretler içerisinde ağzı açık denileni yapmış, paketlemiş ve Karadenizliye paketi uzatmış.

- “Paketi al, 15 TL da ver” demiş papağan. “Üstünü almayı da unutma!”.

Eczacı daha fazla dayanamamış ve sormuş;

- “Bu ne müthiş bir şey, nerde buldun böylesini?”

- “Ohoo, Karadenizde bunlardan çook var!” demiş papağan.

Sevgiler

www.servetbasol.com

EĞİTİM VE GELİŞİM

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000