Türk Hava Yolları’nın Olağan Genel Kurulu yapıldı. Ben de orada hazır bulundum. Daha önce defalarca Ahmet Bolat’ın koltuğunu koruyacağını düşündüğümü belirtmiştim. Nitekim beklentim yönünde oldu.
Gelelim genel kurula… Ahmet Bolat kendinden gayet emin ve sakin bir şekilde toplantıyı sürdürdü. Ancak yöneltilen soruların büyük bir kısmı cevaplanmak üzere sonraya bırakıldı. Ve işin ilginç kısmı toplantı sonrası KAP’ a yapılan bildirimde sorularımız yer almadı. Buna da elbette anlam veremedim.
Toplantı sırasında yöneltilen sorulardan bir tanesi maaşlar hakkında oldu. Ahmet Bolat, “Yönetici maaşlarını bir nebze dünya standartlarına yaklaştırmaya çalıştık” dedi. Bolat ayrıca astronomik rakamlar olmadığını da dile getirdi.
Ahmet Bolat konuyla ilgili olarak ayrıca örnek de verdi, bizdeki iştirak şirkette adı x olan bir genel müdür 30.000 dolar alınca helal oluyor da, bizdeki genel müdür 20.000 olunca haram mı oluyor diye sordu.
Bu konuda türlü türlü fikir ayrılıkları olsa da kendi fikrimi kısaca söyleyeyim. Elbette helal olur. Çünkü yapılan iş uluslararası standartlarda olan bir iş. Hatta bana kalırsa maaşların en az THY filosunun dörtte birine sahip Singapour Havayolları düzeyine gelmesi gerekir. Biri havayolu şirketi yönetiyor da diğeri mezbaha mı işletiyor? Biraz kantarın topuzunu ayarlamak lazım.
Örneğin A321 tipi uçak motorları hakkında sorun yaşayan THY için Ahmet Bolat, iki seçeneğin olduğunu, mevcutta tek kalan şirketin şirket aleyhinde olacak teklifler sunduğunu dile getirdi. Şirketin zarar etmesini istese ya da şirketin kasası umurunda olmasa şak diye yeni motor siparişi verebilir. Böylelikle de eleştirilerin hedefinde olmaz. O sebeple eleştirirken ya araştırılmalı ya da muhataplara sorulmalı. Yoksa oturulan yerden martaval okumak kolay.
AJET
AJET’in kuruluşu ve Teknoloji A.Ş.’nin kuruluşunun zaten on yıllık stratejik planlar çerçevesinde oluştuğunu belirten Bolat, Avrupalı rakipler ile mücadele edecek low-cost şirketlerimizin olması gerektiğini yine genel kurulda açıkça ifade etti. Ayrıca kesin bir dille AJET’i satma gibi bir düşünce ve planlarının olmadığının da altını çizdi. Eee bunda eleştirilecek ne var?
Maliyet yapısını düşürerek daha da sürdürülebilir bir şirket haline getirme düşüncelerinin olduğunu belirten Ahmet Bolat, ikramlar konusunda da konuştu. Niye bu şirkette ikram yok, neden CIP yok diye çok fazla eleştiri geldiğini belirten Bolat, 1400 TL’ye bilet verdiğimiz bir yerde 800 TL CIP ücreti ödeme yapmanın mantığına dikkat çekti. AJET’in artık tamamen low cost mantığı ile ilerleyeceğinin altı tekrar tekrar çizildi. Pek tabi şirketlerin amacı kâr etmektir. Zararına mı iş yapılsın?
AJET hakkında konuşma yapan Ahmet Bolat; “AJET’in üç yıl içinde tüm uçakları yeni jenerasyon olacak, koltuk sayıları 220’lere ulaşacak ve maliyet yapısı rakiplere yakın düzeyde olacak. Hedefimiz AJET’i 200 uçağa çıkarmak” dedi. Sanıyorum buna da muhalefet eden çıkmaz. Satış yok, devir yok, rakiplerle yarış için yeniden getirilen bir düzen var.
ÇAY
Millet olarak misafiri çok severiz. Misafir gelmeden hazırlık yaparız. İlk servisi de misafire sunarız. Ama THY Genel Kurulu’nda Ahmet Bolat’ın talimatı üzerine çay servisi yapıldı. (Kaldı ki bu işi bile orada hazır bulanan yöneticilerden hiç birinin yapmaması ilginç geldi.) Sanıyorum kendilerini misafir olarak görüyor olacaklar ki servise yönetimden başlandı.
Misafir konusunda sanırım haklıyım. Lakin, yöneltilen sorular için hazır bulunan üst yönetimden sadece Murat Şeker yöneltilen sorulara cevap verdi. Örneğin; Hüseyin Keskin de oradaydı. Kendisi hem DHMİ Genel Müdürü hem de Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu üyesi. Bir nevi hem müşteri hem patron… Nasıl oluyorsa….
Genel Kurul’da sorduğum sorulardan bir tanesi, geçtiğimiz dönem içinde hava trafik kontrolörlerinin yapmış olduğu inisiyatif almadan çalışma faaliyetlerinin şirkete ne kadar zarar yazdığı, yeniden başlayan İAÇ’nin şirkete ne kadar zarar yazacağının beklendiği ve bu konunun çözümünde yer alan kişinin aynı zamanda THY’de yönetimde olduğunu düşünürsek çözüm için ne yapmayı hedeflediğini sormaya çalıştım. Ancak ne kayıtlara geçti ne de Hüseyin Keskin’den bir yanıt geldi. Şaşırdım doğrusu… Sorulara cevap verilmeyecekse orada hangi amaçla oturdular?
Yine ATC’ler hakkında sorduğum bir başka soruda bir pilotumuzun frekansta bir arkadaşımıza küfretmesinin ardından soruşturma açılıp açılmadığı veya görevde yükseltilip yükseltilmediği konusu oldu. Tabi ki SPK kurallarına sığınılarak bu sorulara cevap verilmeyebilir. Ancak basına düşmüş bu olaylar ister istemez şirketin marka değerini etkiler. Eğer şirketin marka değeri yöneticiler için önemli ise bu konulara açıklık getirilmesi gerekir.
Yine yönelttiğim eleştiriler arasında basın müşavirliği de yer aldı. Basın müşavirinin neden sosyal medya kanalını hem şahsi hem de şirketin basın açıklamaları için kullandığını sordum. Yapılacak bir açıklama varsa ve bunu da illaki sosyal medya hesabı üzerinden yapmak istiyorlarsa aç bir hesap daha, “THY Basın Müşavirliği” diye, oradan yap. Kimse senin şahsi polemiklerini sırf bir açıklama gelebilir diye izlemek zorunda değil.
Bunun dışında toplam 300 Milyon doları bulan deprem bölgesi yardımlarında sona gelindiği açıklandı. Çok yakında THY konutları teslim edilecekmiş. Gurur duydum. Ayrıca yine genel kurulda Zafer Bölgesi’nin kalkınması amacıyla Ali Gümüşhan ile atılan adımlara benzer adımların Karadeniz bölgesinde de yapılmasını rica ettim. Hem de memleketim Sinop’un adını geçirerek… Ancak listede ön sırada Elazığ ve Kastamonu yer alıyormuş. Sinoplu hemşerilerim biraz daha gayret…
YOLCUSUZ HAVALİMANINA YENİ İHALE
Türkiye'nin atıl durumdaki havalimanlarından biri olan Balıkesir Merkez Havalimanı için yeni bir ihale düzenlenmesi kararlaştırıldı. Amaç ne? Yolcu yok, sefer yok! Bir açıklama yapılır umarım Sayın Hüseyin Keskin’den. Gerçi kendisinin bir de Dünya Etnospor Konfederasyon Yönetiminde olduğunu da yeni öğrendim. Bu sebeple Japonya’daymış. Her yerde MaşAllah. DHMİ, THY, ACI Europe… Umarım bir açıklama yapmak için vakit bulur.
İAÇ
Hava Trafik Kontrolörleri ve Diğer Ulaştırma Çalışanları Sendikası (HTK-SEN) tarafından başlatılan inisiyatif almadan çalışma (İAÇ) eylemi, haklı olarak yeniden başladı. İAÇ, Türkiye genelindeki hava sahasını olumsuz etkiliyor. Sanıyorum bu sefer ne kadar ciddi olduklarını bu işin kilit noktasındaki yöneticiler anlamışlardır. Ve eminim Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy da bu konudan rahatsız olacaktır.
Devletin kasasından tek bir kuruş bile çıkmadan çözülecek bu olayı karmaşık bir hale getirenler kim acaba? Bu insanlar hak ettiklerini aldıkları taktirde dolaylı olarak vergilerle devletin kasasına para da girecek.
Kim bu genel kurum üyesi gibi olan kör kişi?
Şimdi bir başka sorunun cevabını da düşünsün bu kişiler…
Acaba İAÇ 3 günden 6 güne çıkarsa ne olur?
Kimsenin bu saatten sonra tehditlerle geri adım atacağını düşünmeyin sakın! İş işten geçti artık!
Bu arada TATCA’nın da 14. Olağan Genel Kurulu yapılmış. Tebrik etmek için sosyal medya üzerinden yorum yapacaktım lakin onlar da yorumlar kısmını kapatmış. Bu sebeple buradan kendilerini kutluyorum.
SON OLARAK…
THY genel kurulunda ismini bilmediğim bir A330 pilotu konuşmak istedi. Söylemek istediklerinin bir kısmını dile getirdi. Daha sonra da Ahmet Bolat kendisiyle görüşeceğini söyledi. Pilotumuzun konuşmasında bir konuya yerden göğe kadar hak verdim. Bazı bilgiler Ahmet Bolat’a ulaştırılırken değişime uğruyor. Bazı şeyler engelleniyor. Bu duruma sürekli olarak dikkat çekmeye çalıştım. Hatta zaman zaman önerilerde de bulundum. Yanlış yönlendirme yapılıyor!
Ayrıca her ne olursa olsun, bir THY pilotunun genel kurul salonundan güvenlik eşliğinde zorla çıkarılmasını hiç hoş karşılamadım. Sonuçta bir personel. Yarın bu pilotumuz ne hisseder, nasıl uçağı kumanda eder?
Hep söylediğim gibi empati = sempati !
THY’nin yeni dönemi hayırlı olsun…
Serdar BAŞAĞAOĞLU
[email protected]
Yorumlar Tüm Yorumlar (61)