HAVA TAKSİ ÇALIŞTAYI VE REZALETLER...
Hafta sonu Uludağ'da düzenlenen Hava Taksi Çalıştayını, havacılığımız adına sektörü, sektörün sorunlarını dinleyerek çözme adına olumlu girişim olarak değerlendiriyorum. Ama öyle rezaletler yaşandı ki "Bu mu havacılığımız" denecek şekildeydi.
Bu rezaleti dile getirmeden önce olumlu düşünceleri aktarmakta fayda görüyorum.
AirportHaber olarak Hava Taksi Çalıştayını izlemek üzere Uludağ'a gittik. Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi'nin havacılık sektörünün sorunlarını kendilerinden dinleyerek çözüm üretme yönündeki adımlarını destekliyorum. İşte bu kapsamda MRO, FTO ve balon olmak üzere üç adet çalıtşay düzenlendi. Hava Taksi Çalıştayı da dördüncüsü.
Havacılığımız bu güne kadar sayılamayacak kadar toplantılar, paneller, çalıştaylar, şuralar yaşadı ve bu görüşmelerin sonucunda kitaplar haline getirilecek bildiriler yayınlandı, yapılması gerekenler sıralandı. Ne var ki hiç birinin sonuç bildirgesinde yer alan istekler hayatiyete geçirilemedi. Umarız bu çalıştaylar diğerlerine benzemez ve neticeye ulaşır.
İzlediğim Hava Taksi Çalıştayı'nın eleştirilecek çok yönü olmasına rağmen önemli olanları sıralamakta fayda var.
Basit görünmekle birlikte sponsor olarak gösterilen firmaların neye sponsor oldukları anlaşılamadı. Zira çalıştaya gelen bütün firmalar ve onların temsilcileri otelde para ödeyerek konakladılar. Sanırım bu sponsorlar sadece salon kirası için sponsorluk yaptılar.
Bu eleştiriyi bir kenara bırakırsak, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün bu çalıştayda Ankara'da yönetici bırakmayacak şekilde yer almasının mantıklı açıklamasını bulamadım. Çalıştay'ın açılışını Sivil Havacılık Genel Müdür Yardımcısı Bahri Kesici yaptı.
Bana göre Bahri Kesici'nin çalıştayda olması yeterli idi. Hadi diyelim bir kaç memur ve onlara eşlik eden bir iki üst düzey daire başkanı veya şube müdürünü de hoşgörü ile karşılayalım.
Çalıştayın son günü Uludağ'a gelen Bilal Ekşi'iyi de sektörle yakından tanışma adına hoşgörü ile karşılayalım. Mantıklı görelim.
Ve gelelim sadede..
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün görevi nedir? Sektörü kanunlar, yönetmelikler, uluslararası kurallar çerçevesinde denetlemek, havacılık kurallarının uygulanmasını sağlamak. Kısaca böyle.
Şimdi şöyle bir soru soruyorum. Sektördeki bir firmanın imkanını kullanmak ne derece doğrudur?
Bu soruyu neden sordum?
Sivil Havacılık Genel Müdür Yardımcısı Haydar Yalçın İstanbul'da EASA toplantısında. Toplantının biteceği saati Uludağ'a bildiriyor ve "Bir helikopter gönderin beni aldırın" diyor. Koçoğlu firmasına ait bir helikopter Uludağ'dan kalkıp İstanbul'a geliyor.
Sektörü denetleyici yetkilisi Haydar Yalçın ayağına helikopter çağırıyor. Bu nasıl bir zihniyettir. Denetlediğin firmadan nasıl helikopter çağırırsın?
Koçoğlu helikopteri İstanbul'a geliyor ve Haydar Yalçın'ı almak için bekliyor. Haydar Yalçın'ın helikopter ile geleceğini duyar duymaz AirportHaber muhabirleri helikopter pistinde mevzi alıyor.
Haber İstanbul'a ulaşıyor ve helikopterden inişin belgeleneceği iletiliyor Haydar Yalçın'a. İşte bu haber üzerine Haydar Yalçın karar değiştiriyor.
Koçoğlu helikopteri saat 17.00 sularında iki pilot ile Uludağ'a dönüş yapıyor. Muhabirimiz "Haydar Bey gelmedi mi" diye soruyor. Pilotun cevabı alaylı bir şekilde "Tozun arasından geçti, görmediniz mi" oluyor. Anlaşılan o ki pilot oldukça kızmış bize. Bu cevaptan "sizin yüzünüzden Haydar Bey'i getiremedik" serzenişini anlıyoruz.
Karanlık nokta ve bir başka iddia şu; Haydar Yalçın'ın helikopterle Bursa'ya getirildiği buradan araçla Uludağ'a çıkartıldığı yönünde ciddi şüpheler mevcut.
Her ne kadar "deniz otobüsü ile Mudanya'ya kadar geldi, oradan araçla alındı" denilse bile saat dilimlerine bakılırsa iddialar güçlü olabilir. Tabi helikopterle ilgili iddialar da inkar edilmezse. Ama kimse edemez, zira Türkiye eski Türkiye değil. Öyle hiçbir şeyin üzeri kapatılamıyor.
Hadi bakalım Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü manzaramız böyle. "Gönder helikopteri geleyim" ben böyle Haydar'ı neyleyim.
Ha şunu da ekleyeyim. Biz de paramızı ödedik kaldık...
Yorumlar Tüm Yorumlar (19)