Bugüne kadar havacılık sektöründe siyasete girme cesareti gösteren oldu mu ben hatırlamıyorum. Ama son sekiz yılda yaşanan gelişmeler, havacılık sektörünün artan popülaritesi siyasete de göz kırpacak boyuta ulaştı. Milletvekili adayı olmasa bile Antalya Belediye Başkanlığı'na aday olan Talha Görgülü dışında havacılığı yakından takip eden bendeniz 2002 yılında milletvekili aday adayı olmuştum. Kısmet değilmiş olamadık ama henüz yaşımız genç ve yolumuz uzun. Zaman ne gösterir bilinmez.
Geçmiş değil ama günümüze bakacak olursak, milletvekili olup ülkemize hizmet etmek için çok kıymetli insanların olduğunu görüyoruz. Mecliste olanlardan ne eksikleri var diye de düşünmeden edemiyoruz. Öyle vekiller var ki, belki kürsüde konuşmamışlardır ve öyleleri de var ki sadece el kaldır-indir görevi yapmaktan öteye gidememiştir.
Milletvekili adayı olarak ilk konuşulmaya başlanan isim Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil oldu. Temel Kotil isminin konuşulmasından rahatsız olsa bile bunda rahatsızlık duyulacak bir durum göremiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin yüce meclisinde görev yapmak, ülkenin çıkarları, sorunları, çözümleri konusunda karar mekanizmasının içinde yer almak kadar hoş bir durum olmasa gerek. Ülkeye hizmet etmenin ne kadar kutsal bir görev olduğunu Temel Kotil'in bizden daha iyi hissettiğini düşünüyoruz. Sonuçta Sayın Kotil'in milletvekili olması ve kim bilir belki de bir bakanlık koltuğuna oturması bugüne kadar yapmış olduğu çalışmaların taçlandırılması olmaz mı? Kotil'in THY vizyonunda yaptıklarını kimse tartışamaz ve en muhalif isimler bile THY'nin başarısını kendi iç dünyalarında alkışlıyorlar.
Ben milletvekilliği konusunda Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr.Ali Arıduru'nun da gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir futbol takımında bile her yıl değişik transferler yapıldığını düşünürsek siyasette değişimin ve yenilenen yüzlerin, yeni heyecanların meclis kürsüsünde olması kaçınılmaz.
Şimdi Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru'nun havacılık sektöründeki çalışma kariyerine bakacak olursak nereden nereye geldiğimizi daha iyi analiz etmiş oluruz. Dr. Ali Arıduru havacılık sektörüne Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın danışmanı olarak adım attı. Danışmanlığı sırasında hem havacılık sektörünü tanımaya çalıştı hem de alternatif projeler geliştirdi. Kargo Köyü bunların en başında geliyor.
Ama Dr. Ali Arıduru'nun asıl maratonu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne atandığı gün başladı. İlk icraat Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün laçkalaşmış devlet memuriyeti zihniyetini yıkmış hem disiplin hem de özel sektör mantığı ile çalışan bir yapıya kavuşturmuştur.
Biliyorum bu yazıyı okuyanların "amma övmüşsün" dediklerini duyar gibiyim. Güneşin balçıkla sıvanamayacağını hepimizin bildiği gibi başarıların da bir o kadar inkar edilemeyeceğini kabul etmemiz gerekir.
Sivil Havacılık sektöründe yapılanları yazmakla bitmez. Sadece başlıklar bile nereden nereye geldiğimizin açık göstergesidir.
Şöyle bir bakacak olursak; 2002'de 2 merkezden 25 noktaya iç hat uçuşu yapılırken bugün 7 noktadan 46 noktaya uçuş yapılıyor. Yurtdışı uçuşlarında 60 noktadan 157 noktaya uçulmaya başlanmış. 2002 yılında iç hatlarda 8.5 milyon yolcu uçarken bu sayı 51 milyon yolcuya ulaşmış. Yüzde 400’lük bir büyüme sağlanmış.
İkili anlaşmalarda 111 ülkeye ulaşmışız. Dış hat uçuşlarımızda 25 milyon yolcudan 50 milyon yolcuya ulaşmışız. ICAO verilerine göre Çin, Hindistan, Brezilya'dan sonra büyüme oranında dünyanın dördüncü ülkesi olmuşuz. Yani, büyüme oranlarında Avrupa'nın 1 numarasıyız.
Uçak filomuzda ise 332 sayısına ulaşmışız. Sektörün denetimi 10 kat artmış, ciro ise 12 milyar dolara ulaşmış. Akdeniz, Afrika, Asya, Ortadoğu, Balkanlar ve Karadeniz coğrafyasındaki ülkelerle sivil havacılıkta işbirliğini içeren 8 ayrı bölgesel işbirliği geliştirilmiş. Bölgesel İşbirliği Projesi çerçevesinde 13 ülkede 10 milyar dolar yatırım yapılmasına önderlik edilmiş.
MRO sektöründe önemli gelişim sağlanmış. Türkiye, 1 milyar dolarlık bakım yapan bir ülke haline gelmiş. Karar uygulayan değil, karar aldıran bir ülke haline gelmiş. Ekonomik Havaalanları, Engelsiz Havaalanları, Yeşil Havaalanları, Open Sky Projesi, Türkiye'nin Bakım ve Eğitim Merkezi Olması, Türkiye'nin Transit Havacılık Merkezi Olması, Hava Ambulans Projesi ile diğer ülkelerin örnek aldığı bir ülke haline gelmiş.
Sadece bunlarla yetinilmemiş. Kültürel gelişime de önem verilmiş ve bu süre zarfında 20 basılı kitap yapılmış ve havacılık sektörüne kaynak olacak eserler kazandırılmış.
Şimdi bunların arkasında kararlı bir irade olduğunu inkar etmek mümkün olabilir mi? Bütün bu icraatlar her ne kadar hükümet politikası olsa bile dümenin başında olanın hakkı yenebilir mi?
Eleştirdiğimiz noktalar olsa bile sivil havacılık sektörümüzün geliştiğini ve yapılan işleri yazmanın ne kötülüğü olabilir ki? Geliştikçe ihtiyaçlar doğacak, ihtiyaçlar doğdukça yeni açılımlar yapılacak. İktidarların görevi de bu değil midir?
Şimdi Dr. Ali Arıduru'nun milletvekili olmasının belki de havacılık sektörü adına bir kazanç olmaz mı?
Aslında özel sektörün içinde de siyasete girilmesi gerekir. "Bana ne" demenin anlamı yok. Yaşanmış sorunların çözüm yeri meclistir. Bu sektörün daha çok gelişmesi için, derdinizi daha iyi anlatabilmeniz için ya bu sektörün içinden çıkmış birisi siyasete girmeli ya da sektörün önün açacak olan bir kişiyi siyasete sürüklemelisiniz. Bakın, siyasette hukukçu, doktor, mühendis, sanayici, eczacı, denizci, karacı herkesi görürsünüz ama havacı görmeniz pek mümkün değildir. Bu yüzden sizi sizin dilinizden anlayacak birisi temsil edebilir.
O yüzden samimi duygularla yazılan bu yazıyı yabana atmamanızı öneririm.
Gelecek hafta havacılık sektöründe siyasete yakıştırdıklarımı yazmaya devam edeceğim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (28)