Yabancı pilot yerine yerli pilotları tercih ediyorum. Geçen haftaki yazımın da özü buydu. Para iştahlı dememin özü de şuydu. Özel sektöre pilot olmak için başvuran pilotlar, kendilerine yatırım yapan şirketleri yüzüstü bırakıp THY'ye geçmenin yollarını arıyorlar, türlü türlü taklalar atıyorlar. İşte bunu söylemeye çalıştık. Ama bu pilot arkadaşlar işin para kısmı ile ilgilendiler ve benim söylediğimi kanıtlamış oldular.
Bu yorum atan arkadaşlar hangi şirketten bilmiyorum ama emin olun onları ne Amerika'da ne de Avrupa'da kokpite bile geçirmezler. Böyle psikolojisi bozuk pilotları ne yapsın havayolu şirketleri.
Git Amerika'da bir havayolu şirketine girerken hangi kriterler ön planda tutuluyor bir gör bakalım. Sen şirkete başvurduğunda trafik cezalarına bile bakıyorlar. Trafik cezan var ise işe alınmıyorsun. Var mı trafik cezası olmayan babayiğit.
THY'deki pilotlar kendilerini hangi havayolu şirketi ile karıştırıyorlar bilmiyorum. Buldunuz THY gibi tarlayı istediğiniz gibi ekip-biçin. Nasıl olsa THY tarlasından hasat bol çıkıyor. Gidin Amerika'da hangi şirket size cicili-bicili elbiseler dağıtır.
Diyeceğim o ki elinizdeki altın yumurtlayan tavuğa ihanet etmeyin. Bu arada THY'deki kaptan dostlarımızdan aldığımız bilgiye göre yazdıklarımız THY yönetiminin isteği doğrultusunda yazılmış dedikodusu yapılıyormuş.
Henüz emir almaya başlamadık. Emir aldığımız gün yazı yazmayı da bırakırız. Bundan hiç şüpheniz olmasın.
Uzun süre önce kabin memuru arkadaşlarla ilgili yazılar yazmıştım kimsenin çakma doktor raporu almaması yönünde uyarılar yapmıştım. Ancak yine aynı tepki ile karşılaşmıştım. Şimdi pilotlar da aynı tepkiyi gösteriyorlar. Zaman kimi haklı çıkartacak göreceğiz.
Şimdi bir paragraf da Onur Air'e açmak istiyorum. Geçen hafta Rekabet Kurumu ile bir görüşme yaptım.
Görüşmede aldığım bilgi Onur Air satış süreci devam ediyor şeklinde. Ancak şirket içi kaynaklardan aldığım bilgiler satışın öyle kolay olmayacağı yönünde. Onur Air'de satışa hala direnenler var. Bu direncin perde arkasında da hala Mehmet Hasançebi gölgesi yatıyor. Mehmet Hasançebi'nin şirketin içinde öyle ya da böyle bir şekilde yer alamaya çalıştığı ancak iç dinamiklerin buna müsaade etmediği yönünde bilgiler var.
Mehmet Hasançebi'nin önerisi ile Hollandalı bir genel müdür adayının Onur Air'e geldiği ancak görüşmenin çok kısa sürdüğü Hollandalı genel müdür adayının da mutsuz bir şekilde ayrılıp ülkesine döndüğü iddia ediliyor. Mehmet Hasançebi için şirkete gelmesi halinde Onur Air'in havacılık serüvenin 5 yıl sonra son bulacağı endişesi yaşandığı belirtiliyor. Bu yüzden de Onur Air satışı tam bir kör düğüm olmuş durumda. İzleyip göreceğiz.
Ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü sorularıma "tıs" bile diyemedi. Sessizlik, suçsuzluğun ibaresi mi, suçluluğun utangaçlığı mı? Örtülü ödenek ile ilgili sorular cevap bulmadı. Bu konunun takipçisi olacağım. Gerekirse bankanın adını ve kesilen faturaları da açıklayacağım. Bu arada Sivil Havacılık Genel Müdür Yardımcısı Bahri Kesici burs isteklerine devam ediyor. Bu kez şirket açıklamayacağım. Ama Bahri Kesici şundan emin olsun ki hangi şirketten istediğini biliyorum.
Devran döndüğü gün iplikler pazara net olarak çıkacak. Bakalım o gün yüzünüz kızaracak mı?
Yorumlar Tüm Yorumlar (23)