Türk edebiyatı tarihine farklı bir tarzla giren şair Can Yücel’in “Yeşilmişik” şiirini Derya Köroğlu’nun yorumuyla dinlerken ister istemez aklıma pasaport konusu geldi. İçindeymişik, yeşilmişik… Ama işin içinde olanlar hala bordoymuşuk diyor…
Pasaport’un kısaca tanımını yapacak olursak bir ülkeye giriş yapmak için yetkili makamlarca hazırlanan belge diyebiliriz. 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 12’nci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti namına verilmekte olan 5 çeşit pasaport bulunuyor. Ancak son zamanlarda hangi tür pasaportun hangi amaçlarla kimlere verildiği de tartışma konusu oldu. Hatta bu olaylara karışanlar hakkında geçtiğimiz gün mahkemeden üç tutuklama kararı bile çıktı. Adamlar hem gri pasaport aldırıyor hem bunu kullanıyor hem de milletin iltica etmesine aracılık ediyor. Ne âlâ memleket…
Tüm bunların yanında bir de ülkemizi yurt dışında temsil eden pilotumuz, kabin memurumuz ve teknik ekibimiz var. Bu insanlar eğer dikkat ederseniz zaruri olarak işlerini icra etmek için yurt dışına çıkıyor. Gün geliyor vizesi olmadığı için uçuşa ekip bulmakta zorlanılıyor. Bunun örneklerini hep beraber Rusya ve Amerika uçuşlarında yaşamıştık. Vize ücretleri de ekstra şirketlere bir külfet. Bir hesap etsenize yıllık ne kadar vize ücreti ödeniyordur. Hal böyle olunca da düşünmeden edemiyorum; neden uçuş ekiplerine Hususi Pasaport verilmez!
Şirketlere tasarruf, ekip planlamaya kolaylık, personele jest… Herkese de verilmesin, bir sınır olsun. Aynı diğer hususi pasaport sahiplerine veriliş şekilleri gibi. Mesela uçuş hayatında on yılını dolduranlara verilsin. Geçtiğimiz dönemde Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) bu konuyla ilgili bir çalışma yaparak TBMM’ye sunmuştu. Ama ne hikmetse halen bir ses seda yok. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu’ndan bu konunun tekrar ele alınması ve şirketlerin bu konuda daha fazla zarar etmemesi beklenmekte.
HAVACILIK İŞ KANUNU
Hatırladığım kadarıyla sektörü temsil eden Türkiye Sivil Havacılık Sendikası HAVA-İŞ 2017 yılının ilk çeyreğinde ‘Havacılık İş Kanunu’ üzerinde çalışmalar yapmış ve bu çalışmayı TBMM’ye sunacağını açıklamıştı. Aradan beş koca yıl geçti. Ama ben bir iş kanunun çıktığını duymadım. Bir işe başlandıysa takibi yapılmalı ve sonuca gidilmeli. Yoksa süreçleri uzatıp vaatlerle bu işler dönmez. Havacılığın bir kanunu olsa, sistematik bir çalışma ortamı sağlansa personel mağdur edilir miydi? Pilotlarımız yorgun diye defalarca yazdım. Bir kez daha yazıyorum. YORGUN PİLOT TEHLİKELİ PİLOTTUR, YORGUN PİLOT HATAYA AÇIK PİLOTTUR.
Bu konuyla ilgili Prof.Dr. Muzaffer Çetingüç ve arkadaşlarının hazırlamış olduğu değerli çalışmaya dikkatinizi çekmek isterim.
Örneğin Amerika’da yaşanan pilot sıkıntısı sebebiyle aktif görevdekiler son derece yorgun. Bazı şirket çalışanları hem Amerika’da hem de Avrupa’da bu sebeple greve gitti ve gitmeye devam ediyor. Ancak hemen hemen her gün gelen haberlerde basit hatalar yüzünden kırımlara şahit oluyoruz. Şimdi oturup bir düşünün, bunların sorumlusu şirket mi yoksa pilot mu?
Bakın bir American Airlines pilotu ne diyor… “American Airlines uçuşları yolcular için güvenli değil”….
Yorumlar Tüm Yorumlar (35)