Türk Hava Yolları’nın Geçici Vergi Beyannamesi’nde gösterdiği 6.5 milyar TL’lik zarar, ben dahil çok sayıda yazılı ve görsel medyada eleştiri konusu olmuştu. Bu ürkütücü rakamın THY için altından kalkılamaz bir yük olduğuna dair idi endişemiz.
Ancak THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı’dan umut dolu mesajlar içeren bir telefon aldım. Önce yazdığımız yazılardan yakındı. Sonra THY için birlikteliğimize ihtiyaç olduğunu söyledi. Her daim öyle değil miyiz? Olumsuzlukları yazarız ki düzeltilsin diye, olumluları yazarız ki alkışlansın diye.
İlker Aycı özetle şunları söylüyor. Onca olumsuzluğa rağmen, Suriye krizi, havalimanındaki saldırılar, Rusya krizi ve 15 Temmuz darbe kalkışması. Buna rağmen THY yoluna devam ediyor.
“Aldığımız tedbirler dolayısıyla THY 2016 yılını nerede ise kayıpsız atlattı. 10 Mart 2017 tarihinde açıklayacağız. Göreceksiniz ki gelir-gider dengemiz başa baş çıkacak” diyen İlker Aycı, gelecek için umutlu konuşuyor.
Yönetim olarak uyumlu çalıştıklarını söyleyen İlker Aycı, geçmişte yaşanan çatışmaların yerini uyum aldığını ifade ederken özlediğimiz tablonun resmini çiziyordu.
Ülkede yaşanan krizin THY yansımalarını anlatırken, kendisine daha fazla uçak alalım, daha çok yere uçalım şeklinde telkinde bulunulduğunu ancak kendisinin tasarruf konusunda kararlı olduğu için uçakları yere indirdiğini ve bugün gelinen noktada ne kadar haklı olduğunun ortaya çıktığını söylüyor. Yanlış yönlendirilme konusunda isim veriyor ama ben bu ismi burada açıklamayı doğru bulmuyorum. Ama anlaşılacağına eminim. Şu an THY’de olmayan bu kişinin şimdilerde THY yönetimine karşı birçok kişiyi besleyerek içinde olan kinini dolaylı yönden özellikle İlker Aycı’ya karşı bir silah olarak kullandığını görmeye başladık.
Bu arada İlker Aycı, “Yere indirdiğimiz uçakların Nisan ayından itibaren uçtuğunu göreceksiniz” diyerek yaz sezonunun iyi geçeceğine dair planlama yapıldığının altını çiziyor.
Anladığım kadarı ile THY kendi uçuş planına göre uçak planını yaptı, diğerlerini ise kiraya verdi. Yatan uçak değil uçan uçak para kazanır. O halde THY uçurmak için her türlü yolu deniyor denebilir.
Telefonla yapılan konuşmanın bana göre en can alıcı noktası ise şu;
İlker Aycı diyor ki “Şu anda yönetim olarak bizi birbirimize düşürmek, kavga etmemizi isteyen o kadar çok nifak tohumu eken var ki biz bunlara pabuç bırakmayacağız” diyerek THY içindeki ve THY dışındaki hainleri işaret ediyor.
İlker Aycı THY’nin geleceği ile ilgili de önemli bilgiler verdi. THY’nin alt markası Anadolujet’in geleceğini sorduğumuzda “Anadolujet şirketleşecek. Öyle planımız var. Ama ondan önce kargo ile ilgili düşüncelerimiz var. Kargoyu başlı başına yeniden şekillendireceğiz” dedi.
Buradan çıkarımım şu; İlker Aycı, THY Kargo'yu tıpkı teknik gibi ayıracak ve THY Kargo Havayolları şeklinde şirketleştirecek. İyi mi olur? İyi olur.
Şimdi 10 Mart 2017’de açıklanacak olan verileri dört gözle bekliyor olacağız.
DHMİ Elektronikçilerinden mektup var
Uzun zamandır DHMİ çalışanı bir grup elektronikçi arkadaşlar kendileri ile ilgili ayrımcılık yapıldığını söyleyerek, durumları hakkında yazı yazmamı talep ediyorlardı. Konuyu açıklayıcı bir e-mail attılar. Ben bu maili noktasına virgülüne dokunmadan aynen yayınlıyorum.
“Ali Bey merhabalar,
Bahse konu şikâyetimizin özeti şöyledir:
Kuruluşumuzda, 12.09.2013 tarihinden önce Elektronik Sistemlerle ilgili, ayrım gözetmeksizin, bütün iş ve işlemler Elektronik Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekteydi. Ancak bu tarihte yapılan Yönetim Kurulu toplantısı sonucunda Kuruluşumuz "yeniden yapılanma" adı altında Elektronik Dairesi Başkanlığı'nın iş yükünü azaltmak için Elektro-güvenlik sistemleri (x-ray, kapı detektörleri, eds sistemi, santral v.b)'ni elektronik daire başkanlığından ayırıp işletme daire başkanlığı ve diğer ilgili başkanlıklara vermiştir. Yeni atanan personel de anılan daire başkanlıklarında istihdam edildiğinden tazminat grupları değişmiş, Elektronik daire başkanlığında kendisiyle aynı unvandaki personel 1. gruptan tazminat alınırken diğer başkanlıklarda görev yapan elektronik personeli 2. gruptan tazminat alınmaya başlanmıştır. Aynı unvanlı Elektronik Mühendisi/Teknikeri/Teknisyeni arasında 2500-3000 TL gibi ciddi bir uçurum yaratmıştır.
Anılan tarihten bugüne, 2 unvan değişikliği 4 defa da KPSS ataması sonucunda Merkezde ilgili Başkanlıklara Taşra teşkilatında ise Destek Hizmetleri ve Teknik Hizmetler Müdürlükleri/Şefliklerine personel atanmıştır. O günden bugüne tahmini olarak 100-120 arası personel yukarıda ilk paragrafta anlattığımız mağduriyeti yaşamaktadır. Hepsi bir tarafa, Kuruluşumuzun elinde halihazırda, mağdur edilen yetişmiş personel varken, Kuruluşumuz, gerek KPSS ile gerekse açıktan atama ile (torpille) Elektronik Dairesi Başkanlığı bünyesine toplam 39 personel almıştır.
Kuruluşumuz içerisinde Hava Trafik Kontrolöründen tutun da Apron Memuru'na kadar herkesin bir sorunu vardır eminiz. Ama Kuruluşumuz içinde emsali olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Aynı unvandaki personeller arasında uçurum var. Bunu sadece maddi olarak düşünmeyin.
Unvan bazında, iş yükünde, mesai saatlerinde, çalışma şart ve ortamlarında herhangi bir farklılık olmamasına rağmen sadece Başkanlık/Müdürlük/Şeflik farklılığından dolayı böyle bir fark oluşması moral ve motivasyonumuzu olumsuz etkilemektedir. Yüce Devletimizin; Eşitlik, Liyakat ve Kariyer ilkeleri gereğince Kurum içinde maddi, manevi ve mesleki yönden ilerleme ve yükselme imkânlarından yararlanabilmemiz doğrultusunda yukarıda belirtilen nedenler ışığında sosyal haklarımızın iyileştirilmesi hususunda bize yazınız ile destek vermenizi bekliyoruz.
Yorumlar Tüm Yorumlar (46)