Birçoğuna göre pembe hayallerle başlayan havacılık son on yılda cirosal ve fiziki anlamda çok büyüdü. Başta THY olmak üzere bugün ayakta duran bütün şirketlerimiz filo anlamında da gelişti. Havalimanları da hayal edilemez bir şekilde büyüdü. Iğdır'dan Yüksekova'ya, Giresun'dan Kütahya'ya, Cengiztopel'den Şırnak'a tam bir örümcek ağı kuruldu.
Bütün bunlar inkar edilemeyecek gelişmeler.
Çürük elmalar ayıklanır hesabı kurulan şirketler birer birer bayrak indirdi. Bunlar, Golden Air, Best Air, İnter, FLY, Turkuaz, Tarhan Tower, Bosphorus gibi şirketler bunlar. Çok kişinin canı yandı, çok kişinin ocağı söndü belki de. Kim bilir bu şirketlerin yüzünden kaç kişinin evine icra geldi.
Bugüne döndüğümüzde ise yeni dalgalar geliyor gibi. Şirket ismi vermek istemiyorum ama bazı havayolu firmalarımızda büyük sıkıntılar var. Hatta bazı şirketlerin personeli "Bu kışı odunsuz, kömürsüz nasıl geçireceğiz" derdine düştü.
Sektör, hükümet nezdinde ne kadar derdini anlatıyor bilmiyorum ama ciddi anlamda bir çöküş yaşanıyor.
Şu sıralar büyük şirketlerimizden biri dahil bir kaç havayolu firmasından personel çıkarıldığına dair ciddi bilgiler geliyor. Bu işten çıkarmalar dışarıya değişik sebep gösterilerek yansısa bile, gerçek sebep ekonomik darboğaz ve bu darboğazı aşmak için çıkış yolu bulamayan şirketlerin küçülme politikası.
Daralmanın getireceği sonuçlar dikkate alınarak acil önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin son on yıldır gerçekleştirmiş olduğu büyüme Avrupa'da dikkatle izleniyor. Şirketlerimizin çok sayıda ayak oyunu ile mücadele ettiğini düşünüyorum.
İşte bu ayak oyunlarına karşı sektör ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ortak çalışma yürütmeli. Nerede, ne tür zorluk gösteriliyorsa bu SHGM ile paylaşılmalı. SHGM bir öcü gibi görülmemeli. Sorunlar iletildiğinde çözüm için de öneri götürülmeli.
Son bir buçuk yıldır Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü sadece çalıştay yapmak ve yönetmelik çıkarmakla meşgul. Evet, yönetmelik çıkartılsın ama sektörün yaşadığı baskıları en aza indirmek ve mümkünse yok etmek için önderlik etmesi gerekir. Örneğin son hadisede olduğu gibi German SKY'ın yaşadıklarını biliyoruz. Almanya'da German SKY'a Alman şirketlerinin ne tür oyunlar oynadığını ve bu oyunlara Alman Sivil Havacılığı'nın göz yumduğunu birinci ağızdan dinledim.
Türkiye'de Sunexpress'e böyle bir baskı yapıldığını düşünsenize. Ama yapılamaz Sunexpress'in arkası THY'den destekli. German SKY kim ki Almanya'da barınsın. Ha bu arada Türk Sivil Havacılığı kim ki German SKY'ın arkasında durabilsin. Tabii Alman Sivil Havacılığı'nın kurallarına göre kurulan bir şirkete Türk Sivil Havacılığı herhangi bir destekte bulunamaz.
Ben SKY'ın durup dururken oraya gittiğini düşünenlerden değilim. Türkiye'deki geleceği görememe olup bir nevi kaçış diye düşünüyorum. Ama o kaçış duvara tosladı gibi. Korkuyorum, Avrupa birliği ülkeleri bu hasmane tutumlarını Corendon için harekete geçirmezler.
Görüşüm şu ki; Türkiye artık havacılık anlamında parsellenmiş durumda. THY, sektörün yüzde seksenini kendi uhdesine hapsetmiş durumda. Geri kalan yüzde ise, diğer şirketlerin verecek olduğu hizmetlerle şekillenecek.
Türk şirketlerinin acilen yurt dışına açılması gerekiyor. Özellikle Afrika bölgesine. Çin daha şimdiden her yeri parsellemiş durumda. Son on yılın vermiş olduğu deneyimle bunu gerçekleştirmemiz gerekir. İşte SHGM'nin görevi burada. Ali Arıduru bu konuda önemli işler yapmıştı. Türkiye'den Afrika'ya uçmak marifet değil. Ama Afrika'da saf tutmak bence marifet olmalı. Yoksa Türkiye'de THY olduğu sürece özel sektörün işi hiç tahmin edilmediği kadar zor.
Yorumlar