Son iki haftadır EASA üzerimize kabus gibi çökmeye başladı. THY Teknik ile başlayan süreç başka mecralara çekilerek devam ediyor. Önce THY'den buldular kendilerine göre kusuru. Bizim SHGM'nin "Bu bulguları düzeltin" emri için verdiği süre kadar iltimaslı bile olamadılar. Anında kesiverdiler faturayı.
Sonra da ardı ardına geldi kampana vaziyetleri. SHGM denetçileri bile bir odaya kilitlenerek sorgulanıverdi.
Bütün bunları bizim havacılığımızın hak ettiğini düşünmüyorum. Eleştiririz, yerden yere vururuz ama yeri geldiğinde de kapı gibi siper oluruz.
EASA'nın teknisyen lisans sınavlarını THY ile MNG Teknik A.Ş'nin yapamayacağına karar vermesini "temel eğitimler" noktasında hoşgörü ile karşılayabiliriz. Keza bu eğitimleri vermeleri halinde alınan hakkı geri vereceklerine dair teminat var. Bu açıdan fazlaca lakırdıya gerek olmadığını düşünüyoruz.
Ancak bu hafta gelen EASA üyesi olmayan ülkelerin uçaklarına "EASA BAKIMI YAPAMAZSINIZ" resti kabul edilecek gibi değil. Nedir bu? Yeni haçlı seferi mi? Türkiye'de büyüyen havacılığın önünü kesmek için oynanan bir oyun mu?
Türk havacılığına yön verenler EASA'nın bu anlamsız kurallarına karşı top yekun karşı çıkmalıdır.
Türkiye'de sadece Pegasus Havayolları'nın vermiş olduğu Airbus siparişi Kıbrıs Rum kesimini kurtaracak 10 milyar avroluk rakamdan daha fazla.
Türk Hava Yolları'nın vermiş olduğu 117 uçaklık Airbus siparişini de düşünün. Pegasus ile Türk Hava Yolları'nın vermiş olduğu Airbus siparişi neredeyse Avrupa Birliği'nin Yunanistan'ı ekonomik darboğazdan kurtarmak için vermiş olduğu 31.5 milyar Avroluk yardıma denk geliyor.
Diğer şirketlerimizdeki Airbus uçaklarını saymıyorum bile. Onur Air, Atlasjet, MNG, My Cargo hatta SAGA'da bile Airbus uçağı olduğu düşünüldüğünde elimizdeki gücün farkına varabiliriz.
Bu kadar ekonomik bir değer yaratan Türk havacılığına EASA'nın anlamsız kurallarına boyun eğmenin teslimiyetten başka bir şey olmadığı düşünülmeli.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın koymuş olduğu hedeflerden uzaklaşmamak için EASA karşısına mütekabiliyet kartı ile gidilmeli. Airbus kozunu iyi oynamak gerekir.
Bakanın "Türkiye uçak bakım merkezi olacak" hedefinin EASA tarafından sekteye uğratılmaması gerekir.
Bir MRO genel müdürünün söylediği gibi pasta daralıyorsa bunun günah keçisi Türkiye olamaz.
Söylemek istediğim şu.
2 milyar doların biraz üzerinde bütçesi olan Ermenistan'ın bile dünya çapında lobileri varken Türkiye'de sadece Pegasus Havayolları'nın 12 milyar dolarlık siparişi düşünüldüğünde neler yapılmaz ki?
Türkiye havacılık lobisini oluşturmalı.
A'dan Z'ye tüm havacılık kuruluşlarımızla birlikte Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bu konuyu ivedilikle ciddi olarak masaya yatırmalı ve gerekli çalışma başlatılmalı.
Aksi taktirde daha çok EASA engelleri ile karşılaşırız.
Bizden söylemesi.
Haftaya uzak diyarlardan görüşmek dileğiyle.
Yorumlar Tüm Yorumlar (18)