İş hayatına başladığınız andan itibaren yükselirsiniz, düşersiniz, başardım dersiniz, kriz olur, bu sefer başardım terfi alacağım dersiniz, işsiz kalırsınız. Zaman zaman karamsarlığa kapılırsınız ama gün gelir ulaşmak istediğiniz noktaya gelirsiniz.
Zirveye ASANSÖR ile giden nadir insanlar vardır. Koltuğunda sağlam oturabilenler muhakkak merdivenleri kullanmışlardır. Er ya da geç kolay yoldan tepeye geçenler günü geldiğinde ya ceza evine girer ya da sürünür gider. Bu iş tarih boyunca hep böyle olmuştur… O sebeple birilerini yargılamadan önce yapılması gereken ilk şey aynaya bakmaktır.
Prof.Dr. AHMET BOLAT YİNE YANILTMADI
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof.Dr.Ahmet BOLAT yine kendisinden bekleneni yaptı ve geçtiğimiz günlerde Ocak ayında verilecek primleri açıkladı. Dünyanın uçak siparişini verdikten sonra üstüne bir de böyle bir prim vermesi gerçekten personel lehine bir düşünce yapısı içinde olduğunun göstergesi. Ama gel gelelim yine beğenmeyenler var.
Arkadaş, yeniden bir oluşum içerisine giriliyor, yeni şirketler açılıyor, yeni hatlar açılıyor, sürekli istihdam sağlanıyor, yüzlerce uçak sipariş ediliyor, kabin ve kokpite 3 maaş ikramiye veriliyor, yine yetmiyor. Ve işin ilginç yanı da bu beğenmeyenler, şirketine de bağlı kişiler değil. Hava-İst dolu oluyor diye mazeret bildiren mi ararsın, sevgilisinin doğum günü için rapor ayarlayan mı ararsın, şirketini ticarethane olarak gören mi… O kadar çok çürük elma var ki… Ve bu çürük elmalar ne yazık ki işine ve şirketine yürekten bağlı insanları da töhmet altında bırakıyor.
İşine, şirketine yürekten bağlı kişilerle konuşuyorum. “Abi daha ne olsun” diyorlar. Ama bazıları da körfezdekilerle maaşlarını karşılaştırıyor. Git bakalım gidebiliyorsan…Önce aynaya bakacaksın! Hee bazıları da aynaya fazla baka baka farklı ekstraları elde etmenin yolunu da bulmuş. Bunu da bir ara anlatacağım…
SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI
Yıllardır bitirilemeyen ikinci pist nihayet açılıyor. Sayın Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ikinci pistin maliyetinin yaklaşık bir milyar euro olduğunu açıklayınca gözlerim doldu. Neden derseniz, aklıma Atatürk Havalimanı’nda kırılan iki pisti geldi. Üstüne bir de işletmeciye ödenen ceza… 2,5 milyar euroyu kırdık attık. Yazık!
Üzerinde dirft yapılarak (!) açılışa hazırlanan Sabiha Gökçen’in ikinci pisti elbette sivil havacılığımız için çok güzel bir gelişme. Bunun yanında ivedi olarak yapılması gereken ilk husus ise yeni terminal binası. Yeni terminal binası olmazsa bu yeni pistin de doğru düzgün bir önemi kalmaz.
Yeni terminal binası deyince geçtiğimiz günlerde Abu Dabi’nin yeni terminal binasını gezme fırsatım olmuştu. TAV’ın emeğini görmemek mümkün değil. Gerçekten teknolojinin tavan yaptığı muazzam bir terminal binası inşa edilmiş. Atık sistemlerinden, yalıtımın en ince detaylarına kadar düşünülmüş. Eminim ki Antalya’da yapımı süren yeni terminal binasında da aynı detaylar gözümüze çarpacaktır. Tebrikler TAV.
ADİL REKABET
Kasım ayında Pegasus Hava Yolları Ceo’su Güliz Öztürk, “Adil olduğu sürece rekabete hazırız” şeklinde bir ifadede bulunmuştu. Hatta bunun üzerine tam kadro AJET’in lansmanında da yer almışlardı. Bunlar çok güzel. Bayrak taşıyıcı her havayolumuz ülkemiz için önemli. Bana kalırsa rekabet içerisinde de olmaya gerek yok. Rekabet halinde olmamız gereken diğer ülke bayrak taşıyıcıları.
Tabi bu bir rüya sanırım. Velhasıl Ajet’in, Pegasus’un geçmiş dönem yolcu sayılarına ulaştığını, hatlar konusunda da bu doğrultuda karar vereceğini öğrendim. Üstüne bir de kabin memurlarına verilen teklifler derken, iyice hayale kapıldığımı anladım. Türk Sivil Havacılığı için ortak hareket edilse güzel olmaz mı?
ATC SORUNLARI
Geçtiğimiz haftalarda ATC’ler hakkında oldukça sık yazı yazdım. Sorunları herkesin tahmin edeceği üzere yalnızca maaş ya da gösterge değil. Geçen hafta da bazı geçici görevlendirmelere yer vermiştim. Sanıyorum birileri fazla rahatsız olmuş ki; bu verilere nasıl ulaştığımı sorguluyorlarmış.
Onlar bilgi kaynaklarımı sorgulamaya devam etsin, ben size önümüzdeki hafta detaylandıracağım başka sorunlardan da bahsedeyim. Mesela SHGM tarafından değiştirilen sağlık yönetmeliği neden sahada uygulanmıyor? Sağlık raporları neden onaylanmıyor?
DHMİ’de hem havalimanı işletmelerinde hem de hava seyrüsefer hizmetlerinde çalışanların talepleri yıllardır neden görmezden geliniyor? Aldıkları maaşlarla yabancı oldukları bir şehirde kiralarını bile zar zor ödediklerini neden görmüyorsunuz? Her iki birimi de neden karşı karşıya getirmeye çalışıyorsunuz? İlgili alanda çalışmayan personeli hangi sıfatla alakasız bir EUROCONTROL eğitimine gönderebiliyorsunuz? Eğitim umurunuzda değil de adama gezi harcırah desteği mi sağlamak niyetindesiniz?
EUROCONTROL nezdinde itibarımızı düşünüyor musunuz acaba? Önümüzdeki hafta bu sorunları detaylandırarak herkesin bilgisine sunacağım.
DAVANIN KAZANANI
Türk Hava Yolları ile HAVA-İŞ arasındaki Pazar mesaileri davası nihayet sona erdi. Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal, "Adalet tecelli etmiştir. Pazar mesaileri ile alakalı açmış olduğumuz davamız, üyelerimiz lehine kesin olarak sonuçlanmıştır. Tüm üyelerimize hayırlı olsun." Dedi. Ardından Türk Hava Yolları’ndan bir açıklama yapıldı. Davayı biz kazandık denildi. Ardından vay efendim siyah çelenkler çeşitli açıklamalar vs.
Airport Haber’in ulaştığı mahkeme tutanağında gördük ki; kazanan Türk Hava Yolları. Gerçi biri kalkıp bana sorsaydı, daha basit bir şekilde anlatırdım. Çünkü şirketin savunduğu nokta çok farklı.
Şirket aslında diyor ki; kardeşim ben haftanın her günü 24 saat hizmet sağlayan bir şirketim. Benim mesai mantığım saatlerle, günlerle belirlenir. Pazar günü de tatil verebilirim, Salı veya Cuma da… Önemli olan husus kişinin izin gününde çalıştırılıp çalıştırılmadığıdır. Çalıştırıyorsam, ekstra ücreti de öderim diyor.,
Yani dava kararından da anlaşılacak olay budur. Fazla söze gerek yok, aynaya baksak yeter…
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar Tüm Yorumlar (52)