PEGASUS İMAJ S.O.Sİ VERİYOR
Nereden başlasak ki? Her ne kadar aile isimleri ile filosunu genişletiyor ve uçak kanatlarında verilen pozlarla popülaritenin artacağı düşünülse bile havayolu işletmeciliğinin en küçük bir ihmali götürmeyeceği bilinen bir gerçektir.
Pegasus Havayolları ve yönetimin zikzaklar çizmesi dikkatle izlenmeye başladı.
Son yakın geçiş olayından başlayalım isterseniz. Bizim elimizdeki mevcut bilgi pilotun kulenin talimatlarını yanlış anlaması yönünde. Pegasus Havayolları’ndan yapılan açıklama da bunu teyit ediyor. Ama yapılan açıklama evlere şenlik. “Yoğun trafik ve İstanbul hava trafik kontrolörü ve pilot arasındaki iletişim sebebiyle bir başka uçakla yakın geçiş”
Pegasus Havayolları pilotları nasıl telsiz dinliyorlar? Hangi şartlarda uçuyorlar? Kafalarında ne gibi soru ve sorunlar mevcut? Pegasus Havayolları’nın yaptığı açıklamada da alenen itiraf ettiği gibi yoğun hava trafiğinde pilotların dikkatli olması gerekmiyor muydu?
Bütün bu sorular bana göre cevap bulamayacaktır. Karşınızda kapı duvar olmuş bir şirket, hedef saptıran açıklamalar, iletişimin sıfır olduğu bir yapı ve her geçen gün imaj kaybeden bir şirket olacaktır.
İzAir’de yaşanan durum ortada. Şirket tamamen Ali Sabancı’nın ticari anlayışıyla ESAS Holding bünyesine geçti.
Air Berlin ortaklığında Ali Sabancı’nın 200 milyon Avro zarar edeceği iddia ediliyor. Umarım bu iddialar boşa gider.
Pegasus Havayolları İSG ile de yollarını ayırdı. Farkındaysanız bütün bu olaylar son birkaç ayda yaşanan gelişmeler.
Pegasus’un bir başka etik olmayan yönü etik olmayan ticari rekabet anlayışı. Yurtdışı uçuşlarında zararına fiyat politikası izleyip diğer şirketlerimizin ayağının altına dinamit koymakta. Yeni pazarlar üretme yerine mevcut pazarlarda yok edici fiyat politikası izleniyor. Buna örnek olarak Hollanda pazarına bakılmasını öneririm. Bir Türk şirketinin bir başka Türk şirketini yok edici politika belirlemesi sanırım bize has bir durum olsa gerek.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yaptığı çalıştaylara bir yenisini ekleyip havayolu şirketlerini masaya oturtmalı. Kim ne biliyorsa eteğindeki taşları dökmeli ve gerekirse şirketlerin korunmasına yönelik kararları ivedilikle almalı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın yeni şirket batışlarına tahammülü olmadığını biliyoruz.
Buna örnek olarak SAGA Havayolları’nın nasıl kurtarıldığına hepimiz şahidiz.
Pegasus ve onun gibi düşünenlerin yüzünden şirketlerimizin battığını biliyoruz. Havacılığımız özellikle havayolu işletmeciliğinde yaşanan gelişimin filo artışı ile orantılı olduğu kadar yeni şirketlerin piyasaya girmesi de bunun bir göstergesi olarak görülüyordu. Ne var ki, bu iktidar döneminde kurulan tüm şirketler battı.
Golden Havayolları, Best Air, Tarhan Havayolları, Turkuaz Havayolları, FLY Air gibi şirketler havacılık tarihindeki yerlerini aldılar. Sadece SAGA şimdilik ayakta kalmanın mücadelesini veriyor. İzAir ise sadece kâğıt üzerinde var gibi. Sonu meçhul izleyip göreceğiz.
Pegasus özellikle yakın geçişi sorgulamalı. Hem pilot nezdinde hem de yapılan uçuşların yoğunluğu ve pilotların yorgunluğu açısından değerlendirmeli.
Pegasus Havayolları’nın S.O.S veren olumsuzlukları bir an önce masaya yatırması gerekir. Karizma bir çizilirse ne kadar estetik müdahalede bulunursanız bulunun düzelme şansı hafızalardan sökülme şansı kolay kolay mümkün olmayacaktır.
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)