13 Ocak 2025, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • Bizde bu ülkede yaşadığımıza göre bu tür konular bizleri de ilgilendiriyor. Boş olduğunu söyleyen yorumcu var. SP Ekonomisini zengin kocaya benzeten insanlar var aramızda. Ben ( biz ) onlardan değiliz. Hem sivil havacılık çalışanıyız hem de ülkenin tüm sorunları ile ilgiliyiz. Teşekkürler Çetin bey, bize maaş prim vb. konuları bu hafta okutmadığınız için Yazı benim için faydalı oldu.
  • Yine son derece faydalı ve anlamlı bir yazı olmuş tebrikler. Ülkemiz serbest piyasa ekonomisine özal zamanında bir anda tepeden inme girdi sonuç o zaman bu zaman malum. Fırsatçılık,ahlaksızlık bu ülkede eskiden de vardı ama o zaman az da olsa insanlarda utanma,arlanma varmış şimdi onlar da yok maalesef. Ülkemiz ve milletimiz son 22 yılda iyice çürüdü kokuştu,bozuldu,edep, adap,saygı,utanma,adalet,hak kavramı kalmadı,insanlık karaborsaya düştü, siyaset kurumu meslek haline geldi. Geçen haberlerde vardı doğru mu yalan mı bilinmez ama tam 244 bin şirkete sahte,günü geçmiş,pestisitli ürün satma,etiket hilesi vs yapma suçuyla 28 milyar TL ceza kesilmiş ama ne fayda?Sınırlardan geri dönen zehirli gıdaları bizim yediğimiz ortada. Ülkede hangi devlet kurumuna baksan yolsuzluk vs gırla. Yol,köprü vs malum beşliye maliyetinin misline garantilerle döviz bazlı yaptırmak artık sıradanlaştı ama kimsede en ufak utanma ve toplumda var olan olmaz olası çalıyor ama çalışıyor kafası yüzünden tepki yok. Herşey ailede başlar doğru ve devlet de babaysa o da aileden sayılır ve hali de buysa geleceği şekillendirecek gençlerden çok da umutlu olmamak lazım zira hemen hepsi çalışmadan, üretmeden,ne de olsa cezası ya yok ya az diyerek yasa ve ahlak dışı yoldan dahi olsa kolay yoldan zengin olma peşinde. Geçen zengin olursam ne iş yaptığımın önemi yok herkes bana bey der,önümde eğilir,her isteğim yerine gelir diyordu üniversiteli bir genç,ben de acı acı güldüm. Yüce Allah da her konuda iyice yoldan çıktığımız ve her işte O'nu kullandığımız için bize huzur, mutluluk,bereket,refah hiçbir şey vermiyor ama kimsenin de umurunda değil maalesef.Saygılar,hürmetler...
  • Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.
  • Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.
  • İyi güzel yazmışsınız da, ben bunun için ziyaret etmiyorum siteyi. Uzun süredir dişe dokunur en ufak yazınız yok. Sadece sizin nezdinizde değil, sanki bütün yazarların sesi kısılmış ve pısmış durumda. Airport Haber telefonumdaki kısa yollarda imli idi, her iki adres değişikliğinizde de yılmadım takip ettim. Ama artık başka sitelere sans verme zamanı geldi sanırım. Size kolay gelsin.
  • Cetin bey biz anlamiyoruz piyasa vs. Yer personeli olarak genelde boş oldugumuz için, çay kahve içmekten dislerimiz sararmış ,demir degerlerimiz yerle bir olmuş durumda,sigara eşliğinde açık alanda evli evsiz herkesle flortlesirken yüzümüz kararmış ,hala aradigimizi bulamamış vaziyetteyiz ,ve tabi ağız kokusumuz ve dil üzerinde oluşmuş yeşil tabaka ile deluzyonlar görüp kendimizi överken , kendi üstünlügümüzü konuşurken ,baskasini gömmek en büyük sosyal aktivitemiz ve kendi zavallı halimizden haberimiz yokken, tek yaptimiz dedikodu ve giybettir.giybet yoksa biz sıkılıyoruz, serbest piyasa vs böyle yazilar bizi açmiyor (!) yaziniz güzel , anlayana çok şey ifade ediyor.
  • Bu tür konuları- Serbest Piyasa Vb.- yazmanız iyi ve faydalı. Hem çoğunlukla yaşadıklarımızın tekrar sayılan konuları okumamış, hem de konu iyi anlatılmış ise fayda sağlıyor. Gençlik konusu ise daha çok su kaldırır. Yazının bitişindeki - ve de onlardan ümitliyiz- sözünüz şaşırttı beni. Yaşlılar bizim kuşaktan pek hoşlanmıyorlar ya. Elinize sağlık.

SERBEST PİYASA EKONOMİSİ, FIRSATÇILAR VE TİCARİ AHLAK YOKSUNLARI.







Bu konuya sözlü ve yazılı basınımızda yer alan “Asgari ücret artışının ardından birçok sektörde ürün ve hizmet fiyatlarının yükselmesi bekleniyor. Bu durum, asgari ücretin artmasıyla çalışanların alım gücünün yükselmesi ve dolayısıyla şirketlerin maliyetlerinin artmasından kaynaklanıyor.” haberlerindeki fiyat artımı bilgisinin aynen doğru çıkması, başka bir deyişle piyasanın haberlerde belirtilen zam uygulamalarına yılbaşı itibarı ile süratle geçmiş olması nedeni ile köşemde yer veriyorum. Yazılarıma sürekli muhalefet eden malum kişiler köşemde yer verdiğim birçok konu için kullanmayı usul edindikleri “bu konunun sivil havacılık sitesinde ne işi var” tenkidini bu defa da yapacaklar mı?  Yorumlarda bunu görmek beni şaşırtmayacaktır.

Serbest piyasa ekonomisi, ekonomik faaliyetlerin büyük ölçüde serbest rekabet ve piyasa mekanizmalarına dayandığı bir sistemdir. Bu sistemde, fiyatlar arz ve talep doğrultusunda belirlenir, devlet müdahalesi minimum seviyededir ve bireyler ekonomik kararlarını serbestçe alabilir.

Serbest piyasa ekonomisinde de devletin ekonomi politikalarının ülke menfaatlerine ve halkın yararı doğrultusunda uygulanması gerekiyor. Bazılarının dediği gibi herkes istediği fiyatı uygulayamaz.

Serbest piyasa ekonomisi, devlet müdahalesi olmaksızın alıcı ve satıcılar arasındaki anlaşmalarla belirlenen bir ekonomik sistemdir. Bu sistemde, fiyatlar arz ve talep dengesine göre oluşur. Ancak, eleştirmenler serbest piyasanın ahlaki sorunlar doğurabileceğini, zira ekonomik özgürlüklerin bazı bireylerin çıkarlarını önceliklendirebileceğini ve sosyal adaletsizliklere yol açabileceğini savunmaktadır. Özel mülkiyete dayalı bu sistem, bireylerin özgürlüklerini artırsa da bazı durumlarda ahlaki değerlere ters düşebilir. Düşebilir değil. İçinde bulunduğumuz bu günlerde piyasa uygulamaları ahlaki değerlere ters düşmek bir tarafa o değerleri lime lime ettikleri bir sistemin kurbanı olan halkın durumunu konuşuyoruz.

Örneğin bir demet taze soğanın 46 TL, bir kg yeşil biberin bir kg fiyatının 100 TL olduğu bir piyasayı konuşuyoruz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Kanal ayırımı yapmadan ifade etmek isterim ki, televizyon haberlerinde bizlere duyurulan özellikle gıda malzemelerinin satış fiyatları doğru değil. Veya çekimin hangi pazardan yapıldığını söylemedikleri için ifade edilen sebze ve meyve satış fiyatları bizlere farklı geliyor.  Et, tavuk ve benzeri gıda ürünlerini belirtmeye gerek bile görmüyorum.  

Deprem bölgesinde kiraları bir gün sonra iki üç misline çıkartan ev sahibinin işlettiği manavda uyguladığı fiyatları konuşuyoruz. İST. İkitelli de yaşanan sel felaketini takiben mağazaların suya kapılan malzemelerini, beyaz eşyalarını alıp kaçıran çirkin fırsatçıların ahlaki değerlerini konuşuyoruz. Allah bize yardım etsin.

FIRSATÇILIK: Fırsatçılık, insanların belirli bir durumda en az maliyetle en fazla kazancı elde etmek amacıyla davranışlarını değiştirdikleri veya belirli fırsatlara göre kendilerini uyarladıkları bir yaklaşım. Bu kavram, oportünizm ile ilişkilendirilir ve çoğu zaman etik dışı ve ahlaki olmayan bir davranış olarak görülür. Evet, şimdi fırsatçıların hâkim olduğu bir piyasa sistemine ticari ahlakının hâkim olmasını bekliyoruz. (?)

ANAYASAMIZ BU KONUDA NE DİYOR? Anayasamızın 166’ncı maddesinde; ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını plânlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak devletin görevleri arasında sayılmıştır. Her ne kadar yapılan uygulamaya ters bir davranış olduğunu ifade eden ekonomistler varsa da zaruri durumlarda devletin piyasalara ve dolayısıyla ekonomiye müdahalesinin sosyal devlet ilkesinin de bir gereği olarak görülmesi yerinde olacaktır. Zira ekonomideki çalkantılar ya da risk doğuran haller, piyasa içi aktörleri etkilediği ölçüde, tüketici konumunda bulunan tüm toplumu da çok daha büyük ölçüde etkiler mahiyette olduğu kabulü zorunlu olan bir gerçek.

Bu anlamda devletin, ekonomik düzenlemeleri merkezî yönetim organlarının yanında “bağımsız idarî otorite” ya da “düzenleyici kurul” olarak tanımlanan (ve bazı konularda uygulanan) kurumlar eliyle de zaten şekillendirmekte olduğu görülmektedir.

DEVLETİN EKONOMİYE MÜDAHALE GEREKÇELERİ: Ekonomiye devlet müdahalesinin gerekçelerini tartışırken, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında bir ayırım yapmanın gerektiği açık.  Sanayileşmiş ülkelerde devlet piyasalara genellikle rekabet koşullarını sağlamak, bu koşulların kötü kullanılmasından doğabilecek iktisadî ve toplumsal sakıncaları önlemek için müdahale eder. Oysa gelişmekte olan ülkelerde devlet müdahalesinin farklı gerekçeleri vardır. Gelişmekte olan ülkelerin müdahale gerekçelerinin arasında da kamu düzenini sağlamak olduğu kadar ekonomik kalkınmayı sağlama ve yine tüketiciyi koruma amaçları mevcuttur.

KAMU DÜZENİNİ KORUMA: Bir kuralın kamu düzeni ile ilgisi; ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve tarihsel gerçeklerine göre belirlenmektedir. Bu gerçekler, kuralın vazgeçilmezliğini, toplumsal yararını ortaya koyuyorsa, kuralın kamu düzeni ile ilgisi kabul edilmektedir. Kamu düzeni, kamu yararı düşüncesiyle konulmuş bir kurallar bütünüdür. Bir kuralın, kamu düzenine ilişkin sayılması için bu kurala aykırılığın, ülkenin hukuk düzeninin temel ilkelerinden birisiyle çatışması doğal olarak halkın hukuka inancını yıpratır ki bizde bu üzücü durumun mevcudiyeti inkâr edilemez. Zira ekonomideki bozulmayla birlikte, iş ve istihdam imkânlarının daralması gelirin âdil paylaşımının önünde bir engel teşkil ettiği de görülen bir gerçektir.

EKONOMİK KALKINMAYI SAĞLAMA VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMA: Gelişmekte olan ülkelerin çeşitli özlemleri var. Kişi basına gelirin kısa sürede yükselmesi, hızla artan nüfusun yarattığı işgücüne istihdam imkânı sağlanması, bu iki amaca bir an önce ulaşmak için sanayileşme çabalarının hızlandırılması, sanayileşmenin gerektirdiği birikimi yaratırken gelir dağılımının bozulmaması, kalkınmanın gerektirdiği ve henüz yurtiçinde üretilmeyen makine-teçhizat, hammadde ve enerjinin ithal edilebilmesi için gerekli dövizi sağlayacak ihracatın teşvik edilmesi, bu özlemlerin başlıcaları. Zengin ülkelerde piyasa ekonomisinin doğru işlemesini sağlamak üzere ekonomiye zaman zaman yapılan devlet müdahalesinden farklı olarak gelişmekte olan ülkelerde kalkınma çabalarının başlangıçta devlet müdahalesiyle yönlendirildiği zaman zaman görülmüştür.

Gelişmekte olan ülkelerin bu özlemleri, gelişmiş ülkeler açısından farklı bir boyutla geçerliliğini sürdürmektedir. Ekonomik piyasaların kaygan zemini ve küreselleşmeye bağlı olarak herhangi bir coğrafyadaki ekonomik kriz ve çalkantıların, pek çok ülke ekonomisi üzerine olumsuz etkileri göz önüne alındığında gelişmiş ülkeler de mevcut ekonomik kalkınmışlık seviyelerini korumanın gayreti içerisinde bulundukları görülmektedir.

Bu günkü ortamda, sayılan tüm bu hedeflere, devletin ekonomik hayata müdahalesi dışında ulaşılabilmesi sizce mümkün olabilir mi?  Vede kendi haline bırakılmış bir piyasa ekonomilerinde, kalkınmayı sağlamak ve sürdürülebilir kılmak sizce mümkün olabilir mi? Tabii ki hayır.

REKABETİ SAĞLAMA VE TÜKETİCİYİ KORUMA: Rekabet kavramı uluslararası ekonomiden, ulusal ekonomilere, sektörlerden firmalara, insan topluluklarından bireylerin iç dünyalarına kadar her alanda karsımıza çıkıyor. Ekonomide ise rekabet olgusu iki alanda kendini canlı tutmaktadır. Bunlardan biri daha çok ülkeleri ilgilendiren rekabet gücü; diğeri ise, firmalarda destek bulan rekabet stratejileridir

DEVLETİN EKONOMİYE MÜDAHALESİ: Rekabetin sağlanmadığı, piyasaların kendi haline bırakıldığı bir ekonomik ortamın, tüketici konumunda bulunan toplumun çoğunluğunu olumsuz etkileyeceği muhakkak olup içinde bulunduğumuz dönemde toplumun güçsüz kesimini oluşturan tüketicinin korunması anlayışını, sosyal devlet ilkesinin bir yansıması olarak görmek yerinde bir yaklaşım olacaktır. Ve de bu beklenmektedir.

Dijital çağın yerlileri olan Z kuşağı, geçmiş kuşaklardan farklı bir dünyada yetişiyor. Akıllı telefonlar, sosyal medya ve internet, onların yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu durum, gençlerin iletişim kurma biçimlerini, bilgiye erişim şekillerini ve hatta düşünce yapılarını kökten değiştirdi. Ancak, bu dijital dönüşümün yanı sıra, gençler iklim değişikliği, eşitsizlik ve toplumsal adalet gibi konulara karşı da duyarlılık gösteriyor

Bugünün gençleri, hızla değişen dünyanın en dinamik ve etkili gücü. Dijital çağın yerlileri olan bu nesil, geçmiş kuşaklardan farklı değerlere, ilgi alanlarına ve hayata bakış açılarına sahip. Bu durum hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli değişimlere yol açıyor

DİJİTAL NESLİN PORTRESİ: Dijitalleşme Z kuşağını nasıl etkiliyor dersiniz? Yapılan bir araştırmaya göre, bu kuşağın birçok üyesinin önceki jenerasyonlara kıyasla daha içe dönük ve yalnız hissettiği belirlenmiş. Sosyal medya, onları sürekli olarak başkalarıyla kıyaslama tuzağına çekmekte olup bunun da özgüven eksikliğine ve hatta depresyona yol açtığı görülüyor. Ama bu sadece buzdağının görünen kısmı. Aynı zamanda Z kuşağı, dış dünyadan daha izole, bir anlamda ekranların arkasında bir hayat sürmekte Vede bu halin, yüz yüze iletişim yeteneklerinde gerilemeye ve sosyal anksiyetelerde artışa neden olabildiği kabulü zorunlu olan bir gerçek.  Ancak tüm bunlar, Z kuşağının tamamen olumsuz bir portresini çizmek anlamına gelmemeli. Yine araştırmalar bu kuşağın son derece bilinçli ve duyarlı olduğunu da vurguluyor. Bu genç kuşak mensupları iklim değişikliği, sosyal adalet ve eşitlik gibi konularda son derece duyarlılar. Bu genç kuşağın Dijital araçlar sayesinde, bu konularda hızla organize olarak seslerini duyurabildiği de açık. Özellikle sosyal medya platformları, bu gençlerin aktivizmlerini gösterebildikleri en güçlü alanlar haline gelmiş durumda. Şunu da belirtmekte fayda var ki o da bu kuşağın yüz yüze iletişim yeteneklerini geliştirmeleri ve dijital dünyanın olumsuz etkilerinden de korunmaları gerekecek. Realite bu.

Z KUŞAĞI: GELECEĞİN ŞEKİLLENDİRİCİLERİ Çağın şartlarına uyum ve algı kabiliyetinin doğal bir adaptasyon olarak ortaya çıkan kuşakların, hayatın idamesi ile dinamik yönlerini teşkil ediyorlar. Başka bir deyişle, çağın kendine özgü imkân ve şartlarının bir şekilde yansıması olan söz konusu kuşaklar, doğanın bir parçası olan insanlığın döngüsel oluşumunu ve hayatın her alanında etkili olan birçok yapının ortak bileşenleri. Ve de bu kuşak mensupları nesillerin karakter yapısını ve etkileşim yönlerini temsil ediyorlar. Şaşırtıcı bir gerçekle her yeni gelen bir kuşak; çağın özelliklerine hızlı bir uyum ve adaptasyon gösterir. Böylece o çağın şartlarının tamamlayıcısı olan yeni bir kuşak gelişmiş olur. İşte Z kuşağı böyle şekillendi ve şimdi de geleceğimizin şekillendirilmesinde baş rolü oynuyor.

MASALSIZ BİR ÇOCUKLUK: Bugünün Gençleri: Hepimiz annelerimizin, dedelerimizin masalları ile büyüdük. Bu masalların bizleri duygusal anlamda etkilediği mutlak. Bugünün kuşağı ise bu duyguların bir kısmından yoksun. Ve de bu yoksunluğu giderecek argümanlara da sahip değiller.

SOSYAL MEDYA ÇAĞININ GENÇLERİ: Teknolojinin ve dijital ürünlerin yenilendiği dijital çağda, gençler gelişen dijital dünyada zamanının çoğunu harcarken sosyal medyada aktif olarak yer almaktadırlar. Sosyal medyada kendini daha rahat ifade edebildiğini düşünen gençler, zamanla sosyal medyaya bağımlı hale gelmekte ve sosyal medyanın olumsuz etkilerine maruz kalabilmektedir. Bilindiği üzere gençlik, kişilik oluşumunda önemli bir dönemdir.

Gençlerin dijital ürünlerde daha fazla vakit geçirmesini sadece eğlence ve keyif alma dürtüsü olarak düşünmemek gerekir.  Gençler aynı zamanda bu dijital ortamlar sayesinde kendini daha rahat ifade edebilmektedirler. Gençlerin ihtiyaçlarını dikkate alan medya endüstrisi, gençlerin dijital ürünler sayesinde ihtiyaçlarını karşılamasıyla farklı medya platformları ve içerikleri meydana getirmeye devam etmekte olduğu görülmekte.

İnternet kullanımının yaygın hale gelmesi ve dijital cihazlara ulaşılabilirliğin artması ile sosyal medya kullanımı da artmaktadır. Sosyal medya uygulamaları, insanların yeni arkadaşlar edinme, içerik oluşturma, oyun, eğitim gibi ihtiyaçlarına karşılık vermekte ve fikirlerini paylaşmasına imkân sunmaktadır.

Sosyal medya bazı olumsuz etkileri de beraberinde getirmektedir. Kişisel mahremiyetin ve gizliliğin tehlikeye girmesi, yalan haberlerin artması, toplumdan soyutlanarak bir yaşam sürme isteği ile yalnızlaşma ve sosyal medya, bağımlılığı, siber zorbalık ve taciz sosyal medyanın olumsuz etkiler arasındadır.

EĞİTİM VE KARİYER BEKLENTİLERİ: Anketler genellikle gençlerin eğitim ve kariyer beklentilerinin yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, bu beklentilerin ne ölçüde karşılandığı konusu tartışmalı. Örneğin, bazı araştırmalar, gençlerin büyük bir kısmının aldıkları eğitimin iş hayatındaki ihtiyaçları karşılamadığına inandığını gösteriyor. Bu da gençleri ya yurt dışında fırsat arayışına ya da kariyer beklentilerini düşürmeye itebiliyor.

SOSYAL VE KÜLTÜREL EĞİLİMLER: Gençlerin sosyal ve kültürel eğilimleri, toplumun genel atmosferinden etkileniyor. Bazı anketlerde gençlerin, toplumsal sorunlara duyarlı oldukları ve gönüllü faaliyetlere katılmak istedikleri sonucu ortaya çıkarken, diğer bazı anketler, bireysel önceliklerin ve kişisel hedeflerin öne çıktığını gösteriyor. Bu çelişkiler, gençlerin hem bireysel hem de toplumsal düzeyde karmaşık bir yapıya sahip olduğunu düşündürüyor.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE YOL HARİTASI: Gençlerimizle ilgili doğru ve yapıcı bir yaklaşım benimsemek için: 1.Gençlerin Sesine Kulak Verilmeli: Anket ve araştırmalar, gençlerin sorunlarını anlamak için önemli bir araçtır, ancak doğrudan diyalog ve katılım mekanizmaları da oluşturulmalıdır ..2.Eğitim ve İş Alanında Reformlar: Eğitim sisteminin gençlerin beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncellenmesi ve iş gücü piyasasında adil fırsatlar yaratılması önemlidir.3.Psikolojik Destek ve Farkındalık: Gençlerin kaygı ve stresle başa çıkmalarına yardımcı olacak psikolojik destek mekanizmaları artırılmalıdır..4.Dijital Okuryazarlık: Gençlerin teknolojiyi bilinçli ve verimli bir şekilde kullanmaları teşvik edilmelidir.

DİJİTAL TEKNOLOJİ VE GENÇLER: Teknolojinin ve dijital ürünlerin yenilendiği dijital çağda, gençler gelişen dijital dünyada zamanının çoğunu harcamakta, aktif olarak sosyal medyada yer almaktadır. Sosyal medyada kendini daha rahat ifade edebildiğini düşünen gençler, zamanla sosyal medyaya bağımlı hale gelmekte ve sosyal medyanın olumsuz etkilerine maruz kalabilmektedir.

Gençlik, kişilik oluşumunda önemli bir dönemdir. Gençlerin yaşamında da önemli bir konumda yer alan dijital çağ ve zamanla gelişen dijital teknolojiler kişileri zamanla yeni dijital ürünler (cep telefonu, bilgisayar, tablet vb.) ve etkileşimi açık ortamlarla aktif duruma getirmiştir.

Gençlerin dijital ürünlerde daha fazla vakit geçirmesi, sadece eğlence ve keyif alma sağlamamaktadır. Gençler aynı zamanda bu dijital ortamlar sayesinde kendini daha rahat ifade edebilmekte ve kendini gerçekleştirmektedir.

Gençlerin ihtiyaçlarını dikkate alan medya endüstrisi, gençlerin dijital ürünler sayesinde ihtiyaçlarını karşılamasıyla farklı medya platformları ve içerikleri meydana getirmeye devam etmektedir.

Sosyal medya beraberinde bazı olumsuz etkileri de getirmektedir. Kişisel mahremiyetin ve gizliliğin tehlikeye girmesi, yalan haberlerin artması, toplumdan soyutlanarak bir yaşam sürme isteği ile yalnızlaşma ve sosyal medya, bağımlılığı, siber zorbalık ve taciz sosyal medyanın olumsuz etkiler arasındadır.

Dijital çağda gençlerin yaşadığı problemler arasında kuşak çatışması sebebiyle aileden uzaklaşma, sosyalleşmede azalma ve içe kapanma ile gelen yalnızlık duygusu vardır. Bu yalnızlıklarını gidermede zorlanan gençler kolaylıkla internete ve sosyal medyaya bağımlı hale gelerek izole bir yaşam sürmekte ve bazı ruhsal sorunlar yaşamaktadır. Sosyal medyada fazla vakit geçirerek yalnızlık duygusunu aşmak isteyen gençler etrafındaki insanlardan giderek izole olmakta ve daha fazla yalnız hale gelmektedir.

DEĞİŞEN DÜNYA VE GENÇLİK: HER ŞEY AİLEDE BAŞLIYOR: Değişen dünyayla birlikte gençliğin de farklı bir boyutta değişim ve dönüşüme girdiğini fark etmemek mümkün mü? İngiltere ve Japonya da yalnızlık bakanlıklarının kurudu. Türkiye’mizde gençlerin zamanlarını büyük ölçüde bilgisayar ve teknolojiyle geçirmeleri sonucunda yalnızlığa sürüklendiğini görüyoruz. Bu konuyla ilgili sorulan sorulara gençlerin mantıklı bir cevabı var onlarda her şeyin ailede başladığını söylüyor ve anlatıyorlar. Gençlerimize değerlerimizi evde yaşatmamız gerekiyor öncelikle. Aile büyükleri olarak nasihat yerine iyi örnek, emir vermek yerine seçenek sunmak ve onları dinlemek. Önceliğimizin onlar olduğunu söylemekten öte bunlara inanmalıyız.

Sonuç olarak, gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak ve onlara daha iyi bir gelecek sunmak için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde kararlılık ve iş birliği gereklidir. Unutulmamalıdır ki gençler, yalnızca bir geleceğin bekçisi değil, aynı zamanda bugünün aktif ve değerli birer parçasıdır. Ve de onlardan ümitliyiz.





(*) Sn. Ergin ASYALI. Eserinizi kullandığımız ve hüsninyetinize güvenerek üzerinde yine sizin çizimlerinizi kulanarak değişiklik yapabildiğimiz için teşekkürlerimizi sunuyor ve özür diliyorum. (**) Bu konunun düzenlenmesinde internette konu ile ilgili olarak yayımlanan yazılardan esinlenme ötesi istifade edilmiş ve 2024 yılında alınmış olan notlar geliştirilerek yazı şekillendirilmiştir.

SERBEST PİYASA EKONOMİSİ, FIRSATÇILAR VE TİCARİ AHLAK YOKSUNLARI.

Yorumlar Tüm Yorumlar (12)

Yazara ~ 7 saat önce
Bizde bu ülkede yaşadığımıza göre bu tür konular bizleri de ilgilendiriyor. Boş olduğunu söyleyen yorumcu var. SP Ekonomisini zengin kocaya benzeten insanlar var aramızda. Ben ( biz ) onlardan değiliz. Hem sivil havacılık çalışanıyız hem de ülkenin tüm sorunları ile ilgiliyiz. Teşekkürler Çetin bey, bize maaş prim vb. konuları bu hafta okutmadığınız için Yazı benim için faydalı oldu.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Sn Çetin bey ~ 15 saat önce
Yine son derece faydalı ve anlamlı bir yazı olmuş tebrikler. Ülkemiz serbest piyasa ekonomisine özal zamanında bir anda tepeden inme girdi sonuç o zaman bu zaman malum. Fırsatçılık,ahlaksızlık bu ülkede eskiden de vardı ama o zaman az da olsa insanlarda utanma,arlanma varmış şimdi onlar da yok maalesef. Ülkemiz ve milletimiz son 22 yılda iyice çürüdü kokuştu,bozuldu,edep, adap,saygı,utanma,adalet,hak kavramı kalmadı,insanlık karaborsaya düştü, siyaset kurumu meslek haline geldi. Geçen haberlerde vardı doğru mu yalan mı bilinmez ama tam 244 bin şirkete sahte,günü geçmiş,pestisitli ürün satma,etiket hilesi vs yapma suçuyla 28 milyar TL ceza kesilmiş ama ne fayda?Sınırlardan geri dönen zehirli gıdaları bizim yediğimiz ortada. Ülkede hangi devlet kurumuna baksan yolsuzluk vs gırla. Yol,köprü vs malum beşliye maliyetinin misline garantilerle döviz bazlı yaptırmak artık sıradanlaştı ama kimsede en ufak utanma ve toplumda var olan olmaz olası çalıyor ama çalışıyor kafası yüzünden tepki yok. Herşey ailede başlar doğru ve devlet de babaysa o da aileden sayılır ve hali de buysa geleceği şekillendirecek gençlerden çok da umutlu olmamak lazım zira hemen hepsi çalışmadan, üretmeden,ne de olsa cezası ya yok ya az diyerek yasa ve ahlak dışı yoldan dahi olsa kolay yoldan zengin olma peşinde. Geçen zengin olursam ne iş yaptığımın önemi yok herkes bana bey der,önümde eğilir,her isteğim yerine gelir diyordu üniversiteli bir genç,ben de acı acı güldüm. Yüce Allah da her konuda iyice yoldan çıktığımız ve her işte O'nu kullandığımız için bize huzur, mutluluk,bereket,refah hiçbir şey vermiyor ama kimsenin de umurunda değil maalesef.Saygılar,hürmetler...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP SN ÇET.. ~ 15 saat önce
BEĞENİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM. OKURLAR BU TÜR KONULARA SEMPATİ DUYMUYOR. BAZEN BENİ ŞAŞIRTSALAR, YANILTSALARDA BUNU ANLAMAK ZOR OLMUYOR. DURUMUMUZ BELLİ. GÖRÜŞLERİNİZİ KEŞKE PAYLAŞAMASAN. MAALESEF DOĞRU.YAŞAM DEVAM ETTİĞİNE GÖRE ÜMİDİ DE YAŞATMAK GEREK. İNŞALLAH. SAYGI BENDEN.
Pilot ~ 1 gün önce
Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
dogru durust ~ 1 gün önce
Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
İyi-güzel ~ 2 gün önce
İyi güzel yazmışsınız da, ben bunun için ziyaret etmiyorum siteyi. Uzun süredir dişe dokunur en ufak yazınız yok. Sadece sizin nezdinizde değil, sanki bütün yazarların sesi kısılmış ve pısmış durumda. Airport Haber telefonumdaki kısa yollarda imli idi, her iki adres değişikliğinizde de yılmadım takip ettim. Ama artık başka sitelere sans verme zamanı geldi sanırım. Size kolay gelsin.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP İYİ-GÜZEL ~ 1 gün önce
LÜTFEDİP DİŞE DOKUNUR YAZIDAN KASTINIZI AÇI SEÇİK BİLDİRİRSENİZ SİZİ KAYBETMİŞ OLSAKTA DİĞEER OKURLARIN BİZDEN KOPMAMASINA YARDIMCO OLURSUNUZ. EMİNİM Kİ DİĞER SİTELERDE DİŞİNİZE DOKUNUR KONULARI İŞLEYEN YAZARLARI OKUMA İMKANI BULUSUNUZ. SESİ KISLMIŞ, PIRSMIŞ DURUM SÖZLERİNİZ BANA BİR ŞEYLER SÖYLÜYOR BUDA DİŞİNİZE NEYİN DOKUNDUĞUNU FISILDIYOR GİBİ.BU KONUDA FAZLA KONUŞMAK İSTEMEİYORUM. SİZE DE KOLAY GELSİN.
Gıybet yoksa ~ 2 gün önce
Cetin bey biz anlamiyoruz piyasa vs. Yer personeli olarak genelde boş oldugumuz için, çay kahve içmekten dislerimiz sararmış ,demir degerlerimiz yerle bir olmuş durumda,sigara eşliğinde açık alanda evli evsiz herkesle flortlesirken yüzümüz kararmış ,hala aradigimizi bulamamış vaziyetteyiz ,ve tabi ağız kokusumuz ve dil üzerinde oluşmuş yeşil tabaka ile deluzyonlar görüp kendimizi överken , kendi üstünlügümüzü konuşurken ,baskasini gömmek en büyük sosyal aktivitemiz ve kendi zavallı halimizden haberimiz yokken, tek yaptimiz dedikodu ve giybettir.giybet yoksa biz sıkılıyoruz, serbest piyasa vs böyle yazilar bizi açmiyor (!) yaziniz güzel , anlayana çok şey ifade ediyor.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP GIYBET YOKSA ~ 1 gün önce
ÇOK AÇIK GÖNÜLLÜSÜNÜZ.BU KADARI İYİMİ TARTIŞILIR. ANLAMAK İÇİN BU TÜR KONULARI OKUMAKTA FAYDA VAR.ŞU ANDA BİR YAZI HAZIRLIYORUM. EGO - EGOİST İNSANLARLA İLGİLİ. İNANINKİ OKURLARA SESLENME ÇALIŞMASI YAPARKEN BEN DE YENİ ŞEYLER ÖĞRENİYORUM.VE DE YAŞIM 80'Nİ BULDU. ÖĞRENMENİN SONU YOK. BENİM YAZILARIMI OKUYUN DEMİYORUM AMA OKUMAYA ZORLAYIN KENDİNİZİ. GÜN GELİR BUNUN EKSİKLİĞİNİ BİR ŞEKİLDE HİSSEDERSİNİZ. BEN BU YAŞTA BİLMEDİĞİM ŞEYLERDEN DOLAYI ÜZÜLÜYORUM. SİZ DE ÜZÜLÜRSÜNÜZ. AÇIK VE SAMİMİ İFADELERİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.
Protein ~ 1 gün önce
Yer personeli maaşı ile protein alamadığımız için yetersiz beslenmeye bağlı , idrak sorunları yaşamamız ve yazılanı anlamamız normal! protein alma gücü yüksek , zengin ! atalardan yalılar katlar olanlar favlasın, first officerler favlamasın , hele protein tüketip kaslı f/o olanlar hiç favlamasın , tüm maaşları protein tozuna gittiği için onlarda da idrak sorunu var, yaşı 50 kaptanlar favlamasın tüm maaş eski karılarına nafaka ve viagraya gittiği için onlar da beni enteres etmiyor, serbest piyasa demek benim için zengin koca demek , teşekkürler …….
ÇÖ ye ~ 2 gün önce
Bu tür konuları- Serbest Piyasa Vb.- yazmanız iyi ve faydalı. Hem çoğunlukla yaşadıklarımızın tekrar sayılan konuları okumamış, hem de konu iyi anlatılmış ise fayda sağlıyor. Gençlik konusu ise daha çok su kaldırır. Yazının bitişindeki - ve de onlardan ümitliyiz- sözünüz şaşırttı beni. Yaşlılar bizim kuşaktan pek hoşlanmıyorlar ya. Elinize sağlık.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP ÇÖ'YE ~ 1 gün önce
TEŞEKKÜRLER ARKADAŞIM. SAĞOLUN.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000