Türk Hava Yolları'nın pilot açığını kapatma yollarını yerli okullarla yaptığı anlaşmalarla kapatmaya çalışıyor. Ancak, THY'de sorulan soru eğitim kalitesinin ne derece yeterli olduğu yönünde. Bu konu üzerinde" kafa yormaya değer" diyerek düşüncemizi aktaralım.
Sözün geldiği her yerde THY'nin Aydın'daki uçuş akamedemisinin mevcut durumuna üzüldüğümü çekinmeden dile getiririm. Bugün gelinen noktada bir kez daha anlaşılıyor ki, THY pilot eğitim konusunu yeterince, hatta hiç ciddiye almadan büyümeyi gerçekleştirdi.
Hatta THY'nin ilk uçuş akademisi de İstanbul'da değil de başka bir yerde kurulmuş olsa idi, bugünler o günlerde görülebilse idi çok daha farklı olabilirdi.
Plansız büyümenin getirdiği pilot açığı, özel sektörden karşılanma içgüdüsü ile gerçekleşen uçak siparişleri transfer pilotlar ile ekipleştirilemeyince yabancılar devreye girdi. Her ne kadar Anadolu Üniversitesi, Türk Hava Kurumu gibi pilotaj eğitimi veren kuruluşlardan da destek alınsa bile devası büyümenin getirdiği pilot açığını kapatmak için yurtdışı eğitim alternatifini gündeme getirdi.
Aslına bakarsanız, havacılığımızın geçmişi çok eski olsa bile aynı oranda havacılık kültürümüzün gelişmediğini görürüz. Bu sebeple THY'nin yurtdışı eğitim politikası doğru olmakla birlikte pahalı bir kalem gibi görünüyor idi. Oysa ben biliyorum ki Anadolu Üniversitesi'ndeki fiyatlardan daha pahalı değildi. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi'nde zamanında bitirilemeyen eğitimler THY'ye ek maliyet getiriyordu.
Yurtdışı politikasının bir artısı daha vardı. O da şu; Öğrenciler tamamen ingilizce ve uluslararası meydanlarda eğitim alıyorlar. Yurtdışı derken havacılıkta köklü kuruluşlardan bahsediyorum. İrlanda'daki gibi derme çatma okullardan bahsetmiyoruz.
Gelelim THY'nin yurtiçi politika değişikliğine.
Bu değişikliğin temelinde Temel Kotil ile Sedat Şekerci imzası var. Ayjet ile başlayan bu süreç, AFA ve Er-Ah ile devam ediyor.
Bana gelen bilgiler ışığında söylüyorum. Bu okulların hiçbiri normal öğrencilerden alınan ücretlerle eşit ücrete eğitim vermiyor THY'ye. Öldürücü pazarlıklar sonucunda yapılan anlaşma çerçevesinde adı geçen pilot okulları eğitim veriyor. Kanımca bunun tek sebebi var. O da, bu okulların portföylerine THY'nin de olacak olmasıdır.
THY'nin kendi akademisinde bile bir öğrencinin maliyetinin altındadır özel okullardaki eğitim ücretleri.
İşte burada sorulan bu soru cevap arıyor. "Ucuz etin yahnisi nasıl olacak?" Nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz. İngilizce, ingilizce, ingilizce. Vazgeçilmeden uygulanmalı
Pilotaj eğitimi ciddi bir süreç. Ben istiyorum ki, bizim okullarımız Avrupa'da, Amerika'da olduğu gibi dünya havayolu şirketlerine de pilot eğitsinler. THY onlar için bir yol açabilir. Lakin Türk mantığı dışına çıkılmalı. Para odaklı değil, kalite odaklı eğitim verilmeli.
Pilot adayı öğrenciler bizim uluslararası meydanlarımıza iniş kalkış yapsınlar eğitimleri sırasında. Çünkü, Avrupa'da, Amerika'da böyle. Bu şekilde pilotaj yetileri gelişecektir.
Geçtiğimiz aylarda Portekiz'de Gairg adında bir okulu ziyaret ettim. Resmen nutkum tutuldu. Değil bizim uçuş okullarımız , üniversitelerimiz bile o şekilde yapılandırılmış bir sisteme sahip değiller.
THY, yurtiçi eğitimleri yaparken yurtdışı eğitimleri de köklü kuruluşlardan alarak karma yapmalı.
Ucuza getirmek için bizim okullarımızı öldürme yolunu seçerse; okullarımız da maliyeti düşürme yoluna giderek kar etme duygusuyla low cost eğitim verebilir.
THY, Aydın'daki okulu Portekiz'deki o okulu model olarak görüp yeniden şekillendirebilir.
Türkiye-AB Özel Anlaşma...
Türkiye'nin Avrupa Birlği ile anlaşma imzalayacağına dair haberi haftalar önce yazdık. Sayın Binali Yıldırım da dün öyle bir açıklama yaptı. Bu anlaşmanın temelini Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka hazırlamıştır.
Türkiye bu konuda özel anlaşma istemiştir. Özel anlaşma AB'nin tıpkı Amerika ile yaptığı anlaşmanın bir benzeridir.
Burada AB'nin istediği hava sahamızın her AB üyesi ülkesine açık olmasıdır. Türkçesi havalimanlarımızı AB üyesi her ülkenin havayolu şirketinin kullanması anlamındadır. Buna iç hat dahildir.
Öyle ise AB'nin istediğinden fazlasını biz ondan istemeliyiz. AB üyesi değil isek bile aynı şekilde faydalanmalıyız. Bilet fiyatları ucuzlayacak, rekabet gelecek gibi umut verici açıklamalar kendi şirketlerimize de aynı hakların tanınması ile mümkün olmalıdır.
Yoksa Avrupa, kara kaş, kara göz dinlemez. Yapılmakta olan üçüncü havalimanı potansiyeli Avrupa'yı ürküttüğü sürece elimizdeki gücün farkında olmalıyız.
Yorumlar Tüm Yorumlar (37)