Türk Hava Yolları için tehlike çanları çalıyor ama kimse kılını kıpırdatmıyor. Teknisyenler birer birer yurtdışına kaçarken, yöneticiler bu kaçışın sebeplerine inip kalifiye personelin yurtdışına gidişin önünü kesecek hamle yapmıyor. Öte yandan sendika da bu konuda çok kayıtsız ve TİS görüşmelerinde de teknisyenin sorununa çözüm aranmıyor.
Uzun zamandır teknisyenlerden mesaj alıyorum. Sorunlara çare bulunması için sesleri olmamı istiyorlar. Sorun şu ki Türkiye’de ekonomik sorun var. Üstüne üstlük vergi dilimleri çalışanların bile belini bükmüyor adet kırıyor.
İşte bu zorluklar en kıymetli mesleklerden biri olan uçak teknisyenini arayışa sevk etti. Aslına bakarsanız uçak bakım şirketlerinin uluslar arası simsarlarının da dikkatini çekti Türkiye’deki ekonomik dar boğaz.
THY Teknisyenleri birer ikişer yurtdışına gidiyor. Özellikle Avrupalı şirketler RyanAir ve Lufthansa tecrübeli teknisyenleri reddedilemeyecek ücretlerle koparıp alıyor.
Siz bu yazıyı okurken 5/6 Şubat günlerinde RyanAir İstanbul’da teknisyenlerle görüşüyor olacak.
Hangar 901 ve Umbrella gibi şirketler teknisyenleri aparırken, teknisyenleri bir hiç gibi gören anlayış “Çok iş az para” sistemi ile teknisyenlere köle gibi davranıyor.
Teknisyenler, uçuş emniyeti açısından en önemli görev adamlarıdır diyebiliriz. Ancak teknisyeni “vida sıkan” olarak gören yönetim anlayışı kalifiye elemanları kaybederken, onların vergi yükü altında ezildiklerini dahi düşünemez.
THY yönetiminin belirlediği her türlü zam ve sosyal hakta teknisyenlerin diğer iştirakler gibi görülmesi de ayrı bir açmaz. Oysa teknisyenler ne bilet kesen bir memur ne operasyon memuru ne de genel müdürlükte çalışan beyaz yakalı gibi görülmemesi gerekiyor.
THY yönetimini özellikle Ahmet Bolat’ı uyarıyorum teknisyenler Sefaköy oto sanayisinde çalışan tamirci değil. Belediye kademesinde çalışan yağcı hiç değil. Kafanızı kuma sokup etrafınızdan bihaber olmanız ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilir.
Bilmiyorum teknikte yabancı çalışıyor mu ama ucuz işçi gözüyle bakamazsınız teknisyene.
THY Teknik'ten çok sayıda B1-B2 lisanslı teknisyen sizin bu anlayışınız sebebiyle uçup gidecek.
Uçuş emniyetini “Allah’a emanet” gibi göremezsiniz. Veya uçaklarınızda birbirine selam çakan tarikatçıların uçuracağı kağıttan bir uçurtma olarak da göremezsiniz.
Bu arada sevgili teknisyenler, kimsenin umurunda olmadığınızı görmekle beraber THY’nin beslemeleri de sizi görmüyor.
Size “Çok iş az para” olarak bakanlar, “vida sıkan” olarak görenler, verip parayı kendi istediklerini yazdırdıklarını iyi biliyorsunuz. Onlar kendi mamaları için senin çileni göremez, duyamaz, yazamaz.
Varsa yoksa yine sizinle olan Airporthaber’dir.
Şimdi benim yönetime çağrım şudur.
Kurumun her türlü imkanlarını kendinize kullanıyorsunuz. Bedava biletler, ultra karşılamalar/uğurlamalar, tatiller, seyahatler hepsi kasadan karşılanıyor. Hadi buna yönetici kıyağı diyelim peki aldığınız maaşlardan doğacak vergiyi neden kuruma ödetiyorsunuz.
Şimdi size desem ki teknisyenlerin, pilotların, kabin personelinin vergilerini THY veya THY Teknik ödesin. Peki siz ne dersiniz bana? Amiyane tabirle “Höst” dersiniz.
Dersiniz de elinizdeki teknisyenleri böyle böyle kaybedersiniz.
Şimdi sizlere gelen bir mesajı paylaşıp sonra da sizi teknisyenlerin vicdanına havale edeceğim.
“Şirketin yürüttüğü ücret politikası. Maaşlar zamanında yatıyor, ancak bakım onarım sektörü gibi spesifik bir iş kolunda standartların çok altında ücretler ödeniyor. Yöneticilerin düşüncesi “çok iş az para.” "işin mahiyeti değil maliyeti." Sermaye sınıfı arasındaki rekabet işçi sınıfı mücadelesini bölecek karşıtlık doğurur, Göçmenliği, ucuz işçiliği, emeğin sömürüsünü büyütür. Bunlar için güzel hiçbir şey üretilmez. Sermaye sınıfı bunlar için sadece manipülasyon yapar. Çalışanlar arasında da somut olarak herhangi bir birliktelik yok. Terfi ve kariyer peşinde olanlar hariç tüm teknisyenler sömürüldükleri konusunda hemfikir. Fakat korkudan kimse birbirine bu konuyla ilgili bir şey söylemiyor. Pazar günü yönetim tarafından apar topar toplantı tertipleniyor katılanlar ne hakkında konuşuyorlar? Ne konuşacaklar ki? İş kıyafetleri, servisler... Onun dışında herşey çok iyiymiş gibi... Zaten yönetim, istedikleri cevabı verecek birkaç işçiyi özellikle seçiyor. Sonuçta işçilerin fikrini almış, sorunlarının çözümü için bir şeyler yapmış oluyorlar. Doğrudan operasyonun içinde uçak üzerinde çalışan tüm teknisyene mekanik çalışan operasyonun kalbinde taahhüt edilen ödeme bu sözleşme döneminde yapılır mı dersiniz? “Sizin üretime bir katkınız yok. Bilet satışından para kazanan şirketiz” de dediler azgın bir sınıfın riyakârlığıdır. Bir yandan ağzının suyu akarken, diğer yandan bilet satışını işaret etmek sahtedir. Emperyalist rekabetlerden faydalanan patronlar bunu büyük bir profesyonellikle yapıyor, kimi ise bir yandan üzgün olup diğer yandan fırsatçılık yaparak gösteriyor. Her ikisi de aynı yere çıkar. İşçilerin üzerine bir ölü toprağı atıldı. Kimse isteyerek, severek çalışmıyor zamanı doldurma ve evine gitme derdinde. Eşitsizliğin büyümesi için her yolu kullanıyor sömürü düzeni. Kendi yarattığı eşitsizliklerin, hayatımızın tümüne yayılması için elinden geleni yapıyor.”
Yukarıda okuduğunuz teknisyenlerin içsel düşüncesidir.
İster inanın ister yan gelin yatın.
Son uyarım şudur; eğer A Bakım ve hat bakımı kaybedersen uçağı uçurmasan daha iyi!
Yorumlar Tüm Yorumlar (203)