Amsterdam’da yaşanan elim uçak kazasının ardından tam bir ay geçmişti ki, bir kara haber de Kahramanmaraş’tan geldi. 25 Şubat’ta kaybettiklerimizin acısı hala yüreğimizde iken bu kez 25 Mart’ta dayanılmaz hüznü yaşamak zorunda kaldık. Biri meslektaşımız, biri havacılık camiamızın diğerleri ise siyasetin çilekeşleri olmak üzere toplam altı kişiyi taşıyan helikopterin düştüğü haberi ile sarsıldık.
Beş kişiye mezar olan Kahramanmaraş’ın Keş Dağı, meslektaşımız İsmail Güneş’i bu satırları yazdığım saatlerde kamufle etmiş durumda. İsmail Güneş için umutlar hala devam ediyor. Tek dileğimiz sevdiklerine sağ salim kavuşması.
Talihsiz kazanın ardından yapılan arama kurtarma çalışmaları çetin hava koşulları altında gerçekleşirken, en çok tartışılan konu helikopterde bulunan sinyal üretici ELT cihazının neden sinyal üretmediği idi. Bu cihazla ilgili helikopter uzmanları değişik senaryolar ürettiler. Bunlar ELT cihazının çalışmadığı, pilinin bittiği, 1 Şubat itibari ile frekansının değiştirilmesi gerektiği halde değiştirilmediği, uyduyu gören anteninin kırıldığı gibi varsayımlardı.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden aldığımız bilgilere göre helikopterin tüm teknik bakımlarının tamam olduğu, ELT cihazının da 15 Ocak 2009’da yeni frekansa uyumlu yeni takıldığı ifade edildi.
Bizim araştırmalarımıza göre de ELT cihazı konusunda bir sıkıntı yok. Ancak sıkıntı başka bir yerde odaklanıyor. Konusunda uzman pilot Oben Oğultarhan’dan edindiğim bilgi şu yönde. Oğultarhan, helikopter kazalarında sinyal veren ELT cihazlarının uydu ile bağlantısını sağlayan antenin kırılmış olabileceği ifade etti.. Ancak böyle bir durum yaşanmış olsa dahi ELT cihazının etrafına sinyal yaydığı belirtti.
Pilot Oben Oğultarhan, bu durumlarda arama kurtarma çalışmalarına katılan helikopterlerde bulunması gereken bir cihazdan bahsetti. ELT Scaner cihazı. Bu cihazın helikopter kazalarında çok önemli olduğunu vurgulayan Oben Oğultarhan, kaza sonucu uyduya gerekli sinyali gönderemeyen ELT cihazının Scaner tarayıcı sayesinde kısa bir süre içinde bulunabileceğini ifade etti.
Böyle bir cihazın özellikle askeri helikopterlerde olması gerektiğine inanıyorum.
Şimdi gelelim olayın manevi kısmına.
Pegasus Havayolları’nın da sahibi olan Ali Sabancı’nın Esas Holding’ine ait MedAir şirketine ait olan bu helikopterin düşüşünün ardından Ali Sabancı’nın sessiz kalmasına anlam veremedim. Sessiz kalması bir yana MedAir şirketinin kahraman pilot Kaya İstektepe’nin cenazesinin İstanbul’a getirildiği sırada ortalarda görünmemesi de tam bir vefasızlık olarak değerlendirilebilir.
Evet, ÜŞÜYORUM şiirini mahpus damlarında kaleme alan Büyük Birlik Partisi’nin Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu sanki bugünleri görür gibi ÜŞÜYEREK hayatını kaybetti. Bu son tüm Türkiye’yi üşüttü.
Bizde sizinle ÜŞÜDÜK Türkiye’nin TÜRKLÜĞÜN en iyi koruyucusu Sayın Muhsin Yazıcıoğlu… MEKANIN CENNET OLSUN
Hoşcakalın…
Yorumlar