Rötarlar, iptaller, dakikalarca süren beklemeler neredeyse ‘rutin’ haline geldi. Sadece ülkemize has olmayan bu duruma Avrupa Komisyonu el attı. 2015’te yürürlüğe girecek yasa, yolcuların pek çok hakkını korurken havayollarına da ağır yaptırımlar getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde toplanan Avrupa Komisyonu, yolcu haklarını iyileştirme yönünde daha kapsamlı ve hukuki bağlayıcılığı olan adımlar atmak üzere karara vardı. Bu adımlar pek yakında tüm IATA (Uluslararası Hava Ulaştırma Birliği) üyesi havayolları tarafından da uygulanma ihtimaline sahip olduğundan ülkemiz kamuoyunca da yakından takip edilmelidir.
Havayolları, son yıllarda artan uçuş iptalleri ve rötarlar nedeniyle yolcularından gelen şikâyetlere maddi karşılık vermek yerine neticesi çok uzun bir süreç olan mahkeme yolunu seçiyor. Bu sebeple de Avrupa Komisyonu yaptırımı daha yüksek önlemler almak durumunda kalıyor. Sorunun diğer muhatabı olan havayolları ise haklı olarak, artan maliyetlerden dolayı yolcu tazminat oranlarının ve yaptırımların sertleşmesine karşı ciddi bir lobi faaliyeti yürütüyor. Havayolları 2010 yılında İzlanda’da gerçekleşen volkan patlamalarından dolayı yüzlerce milyon euro tazminat ödemek zorunda kalmıştı.
Geçtiğimiz hafta özellikle Kuzey Avrupa’yı etkisi altına alan soğuk-karlı havadan dolayı pek çok iptal ve rötar yaşanması aynı sıkıntıyı gündeme getirdi. Avrupa Komisyonu’nda yolcu haklarının iddialı savunucu olan AB’nin Ulaştırma konusundaki bir numaralı ismi Siim Kallas “Yolcu hakları sadece kâğıt üzerinde kalmamalı, hepimiz gerektiği zamanlarda ondan yararlanabilmeliyiz” ifadesiyle konunun önemine vurgu yaptı. Avrupa Havayolları Birliği (AEA) ise yeni yolcu hakları yasalarıyla birlikte artacak olan işletme ve idari giderleri öne sürerek konuya mesafeli yaklaşıyor.
2015 yılı itibariyle hayata geçirilecek yeni yolcu hakları yasasında pek çok yenilik mevcut.
Havayolları uçağın kalkışına en fazla 30 dakika kala yolcularına iptalle ilgili detaylı bilgi verecek.
Yolcu şikâyetleri bir hafta içinde resmi olarak kayıt altına alınacak.
Şikayetlere en geç 2 ay içinde resmi cevap vermek zorunlu olacak.
Yolcular uçuş iptallerini artık son dakikada uçuş ekranından görmeyecek, havayollarından detaylı bilgi verilmesi zorunlu olacak.
Havayolları iptali takiben maksimum 12 saat içinde yolcularına alternatif çözümler sunarak destinasyonlarına yola çıkmış olmalarını sağlamak zorunda kalacak.
Havayolları, yolcularına 2 saati geçen rötarlarda yiyecek ve içecek ikram etmek zorunda olacak. Bu uygulama şu anda 4 saati geçen rötarlarda yapılıyor.
Yolcular aynı haklara uçak içinde yaşanan beklemelerde de sahip olacağı gibi, uçak içinde yani apron’da bekleme bir saati geçtiği takdirde havayolu yolcularına su ikramı ve havalandırma hizmetleri temin etmek zorunda kalacak.
Ülkemizden de birçok havayolunun üyesi olduğu 240 havayolu üyeli IATA, yasalaşması beklenen değişikliklerin ekonomik anlamda uygulanabilmesinin çok zor olduğuna dikkat çekiyor. Hiç şüphesiz bu değişiklikler özellikle düşük maliyetli havayollarını (DMH) ekonomik olarak çok sarsacak. DMH’ler havayolu ittifakı üyeleri olmadığından, iptal edilen seferlerin ardından maksimum 12 saat içinde yolcularına alternatif çözümler, yani başka havayollarından aktarmalı seferler sunmaları neredeyse imkânsız, bulsalar bile maliyetleri çok fazla olacak. Haliyle en fazla tepki de onlardan geliyor.
Açıkçası bu yeni yasalarının bir an evvel uygulanmasını diliyorum. Başta ülkemizin en büyük havayolu THY olmak üzere, çoğu havayolumuz, müşteri şikâyetlerini cevaplama konusunda çok yavaş. Hatta bazen cevaplamıyorlar bile. Uçuş iptali ve rötarlarında da genelde çok geç ve dar kapsamlı bilgilendirme yapıyorlar.
PİLOTLARIN EN BÜYÜK SORUNU ‘KRONİK YORGUNLUK’
Şubat 2009’da, ABD’nin Buffalo/NY kentinde toplam 50 kişinin hayatını kaybettiği Colgan Havayolları’nın kazasıyla gündeme oturan ve daha sık konu edilen kronik yorgunluk ya da havacılık jargonuyla ‘pilot fatigue’, pilotların da şikâyet konularının başında geliyor.
Avrupa Birliği nezdinde pilotları temsil eden bir kurum olan ECA’nın (European Cockpit Association) yaptığı son araştırmaya göre pilotlar arasında kronik yorgunluk çok tehlikeli bir biçimde arttığı gibi çok az rapor ediliyor. Ankete göre son yıllarda her 5 pilottan 4’ü uçuş esnasında kokpitte kronik yorgunlukla mücadele ediyor, ancak pek azı bunu rapor ediyor. Nedeni, şirketlerinin haklarında disiplin soruşturmasına gitme ve şirket içinde çeşitli biçimlerde olumsuz olarak damgalanmaları ihtimali. Ülkemizde de birçok pilotun kronik yorgunluktan gayri resmi olarak şikâyet ettiğini giderek daha fazla duymaya başladığımın altını çizmeliyim. Sendikaları fazla güvenmedikleri için neredeyse hiç gündeme getiremiyorlar.
Masa başında oturarak para kazanan insanlarla pilotluk gibi stres yoğun meslekler icra edenler hiçbir zaman fiziksel olarak aynı standartlara tâbi olamaz. Zira bizlerin kronik yorgunlukla yapacağı hatanın telafi edilebilirlilik oranıyla onların kronik yorgunluktan ötürü yapacağı hatanın telafi oranı hiçbir zaman aynı değil.
Avrupa Birliği’nin bir numaralı havacılık otoritesi Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı (EASA) ile pilot sendikalarının kronik yorgunluk konusundaki fikir ayrılığı son günlerde giderek artıyor.
Geçtiğimiz ocak ayında birçok Avrupa ülkesinde havayolu pilotları ‘fatigue kills’ (kronik yorgunluk öldürür) sloganıyla gösteri yürüyüşleri yapmışlardı. Her ne kadar 2012’de IATA üyesi hiçbir havayolu ölümlü kaza yapmamış olsa da, havacılık otoritelerinin pilotların haykırışlarına kayıtsız kalmaması gerekiyor.
Yorumlar Tüm Yorumlar (23)