Hava Kuvvetleri Komutanı başta, sıralı tüm komutanlarının geçmiş olsun telefonu ettiğini belirten Kurşuncu, "Ben özgürüm ama rütbelerim esir. Bu kumpas olmasaydı kıdemli albaydım. Allah herkesi kuru iftiradan, dijital iftiradan korusun! Milletimizin vicdanı sayesinde gönüllerden tekrar göklere geri dönüyorum. Mutlu ve gururluyum" diyor.
''HER SAVAŞ PİLOTUNUN BİR LAKABI VARDIR; BENİMKİ ARTIK UÇAN GARDİYAN''
Hv. Pilot Yarbay Kurşuncu 8 yıl hava kuvvetleri filolarında pilotluk, Genelkurmay karargahında plan subaylığı yaptı. Almanya’da NATO karargahında çalışan Kurşuncu, tutuklanmadan önce Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda filo harekat subayıydı.
Dört kıtada (Bosna, Kosova, Ege, Doğu Akdeniz, İsrail ve ABD) uçtu. Tutuklandığında 2400 saat uçuşu bulunan, harbe hazır bir F-16 pilotu, bir pilot öğretmendi. Balyoz soruşturmasında tutuklandı, 16 yıl hapis cezasına mahkum oldu, Yargıtay onadı, AYM kararıyla geçen hafta ailesinin yaşadığı İzmir’deki Şirinyer Askeri Cezaevi’nden tahliye oldu. Pazartesi günü İzmir Hava Eğitim Komutanlığı’na dönen ve 1 haftalık tatilin ardından önümüzdeki hafta iş başı yapacak olan Kurşuncu anlatıyor:
"Hava Kuvvetleri Komutanımız başta olmak üzere sıralı bütün komutanlarımız aradı, geçmiş olsun dedi. Sağ olsunlar her türlü kolaylığı sundular, Sezar’ın hakkı Sezar’a. Balyoz mahkumu idim, şimdi en üst mahkemenin hükmü ile mağduru oldum. Balyoz ve benzeri kumpas davaların vicdanı hür, adalet dağıtan hakimlerle ilk karşılaşmasında çökeceğini daha önce ben ve yüzlerce kişi defalarca haykırmıştı. Her savaş pilotunun bir lakabı vardır. Bu dava lakabımı değiştirdi artık, ‘Uçan Gardiyanım’. İzne ayrıldım, Pazartesi iş başı yapacağım. 2-3 haftaya uçuşumu yapacağım, millete olan borcumuz bizim. Balıkesir, Bandırma ya da Ankara’ya gideceğim, uçuşlarımız sonra başlayacak. Benim için bir hayaldi, milletin vicdanı bu haksızlığı kabullenmediği için gönüllerden tekrar göklere geri dönüyorum. Allah bir daha bizi dijital iftiradan korusun. Ben çıktım ama rütbelerim esir. 3 senedir içeride olduğum için hiçbir rütbe ve makam alamadım, normalde kıdemli albay olmam gerekiyordu. Masumiyete bir dokundunuz mu artık düzeltmesi çok zor. Aynı testi gibi.
BİZ ÖZGÜRÜZ AMA RÜTBELERİMİZ ESİR
Çöken kumpasların enkazında halen daha masum subaylar var. Örneği Dnz. Kur. Alb. Mehmet Koray Eryaşa. Çok ilginç hikayesi var. Kendisinin hem darbeci ve cuntacı, aynı zamanda da bir casus olduğuna paralel yargımız hükmetti. Balyoz ve İstanbul 1. casusluk davasından çift hükmü vardı. Şimdi kendisi Balyoz’dan bir mağdur, casusluk davasından ise hala bir mahkum. Şirinyer Askeri Cezaevinde kalan esir bir subay. 19 Haziran 2014 Perşembe günü tahliye olduğum sırada gördüğüm bir yüzü asla unutamayacağım. Koray Albayın eşi beni tebrik ederken bir gözünde, içeride kalan eşi için hüzün ve gözyaşı, diğer gözünde bizler için mutluluk vardı. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa portresinin adeta Türk versiyonuydu. Aynı anda bir yüzde iki zıt ifade. Son masum subay henüz zindandan çıkmadı. Zafer çığlığımızı son masum silah arkadaşımız çıktığında atacağız. Unutulmamalı. Esir subayları paralel kumpas esaretinden kurtarmak her zaman birinci öncelik olmalıdır. Balyoz ve diğer kumpas yargılamalarından ders almalıyız. Çocuklarımıza adil bir ülke mirası bırakmak boynumuzun borcu olmalıdır. Biz mağdurlar savcı ve hakim olmadığımızın farkındayız. Umarım yetkililer de bu haksız mağduriyetin acısını bize ve tüm Türk Milletine yaşatanların hesap vermesi gerektiğinin farkındadırlar.'' (Hürriyet)
Yorumlar Tüm Yorumlar (6)