ARTIK "BİR DİRHEM ET BİN AYIP" ÖRTMÜYOR

KEŞKE TÜRK HAVA YOLLARI’ DA CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINI BÖYLE KUTLAYABİLSEYDİ. Keşke bunu Türk Hava Yolları da yapmayı düşünebilseydi. Sektörümüzün iki büyük havayolu Atamızı ve Cumhuriyetimizin 100. Yılını birlikte ve böyle ansalardı. Çoğumuz nasıl da mutlu olurduk değil mi? Tabii ki düşünmek, düşünebilmek başka yapabilmek çok daha başka. İnşallah yanıldığımı görürüm. Daha 22 gün var. Söylentiler dolaşıyor. Ama başı çekmek çok başka. İçten gelerek yapmak başka, mecbur olup yapmak çok başka. Her ne ise, bizlere bu mutluluğu yaşatan Pegasus’u çalışanlarını ve yöneticilerini saygı ile selamlıyorum. Sağ olsunlar.

ARTIK "BİR DİRHEM ET BİN AYIP" ÖRTMÜYOR: Lou Holtz diyor ki, hiçbir şey sadece kendiliğinden gerçekleşmez. Eğer bir şeyin gerçekleşmesini istiyorsanız bir hedefiniz olması, bir plan belirlemeniz, onun için çalışmanız ve iyi şeylerin olmasını umut etmeniz gerekir.

Tüm Ticari kuruluşlar gibi Türk Hava Yolları da değişik vesilelerle şirketin hedeflerine yönelik açıklamalar yapıyor. 22 Temmuz 2023 tarihinde yaptıkları açıklamada ifade ettikleri hedef bizlere bayram ettirmişti. Ne demişti Bay Bolat. THY olarak, halen yüzde 80 civarında olan transit yolcu oranını tersine çevirerek, yurt dışı uçuşlardaki transit yolcu oranını yüzde 20- 25’lere düşürüp, geri kalanların ise ülkemize gelen yolculardan oluşmasını sağlamayı amaçladıklarını, vb.” Daha sonra yaptıkları 23 Eylül 2023 tarihli açıklamalarında ise 22 Temmuz 2023 tarihinde belirttikleri, açıklamada yer alan yukarıda bold olarak belirtilen konu ile ilgili tek kelime yok. Bu konuda çalışmalara başlandı mı? Vb. Vb. Bilmiyoruz..

Sayın Bolat bizden çok daha iyi bilirler ki, hedef belirlemenin araştırma şirketleri ve uzmanlar tarafından kanıtlanmış 5 temel kuralı vardır. Konu ile ilgili tüm neşriyatlarda bu bilgi yer alır.

Evet yukarıda belirtilen hedef motive edicidir. Açıktır ve tanımlanmıştır. Ölçülebilirlik çalışması muhtemelen yönetim tarafından yapılmış olsa bile, bu çalışmada bir takım ticari bilgilerin yer aldığı düşünülerek bunun deklare edilmesi ve bu hususlara basın açıklamalarında değinilmesinin sakıncalı olacağını da tabii ki kabulleniriz. Hedefin ulaşılabilir olduğu bu konuda yapılan ilk açıklamadan önce mutlak yönetimce belirlenmiştir. Aksi olsaydı konunun hedef olarak ortaya konulmaması gerekirdi. Gel gelelim hedefe ulaşılma tarihi mutlak açıklamada yer almalıdır ki, takipçiler, çalışanlar ve kamuoyunun konu ile ilgilenenleri hedefin ciddiyetinden emin olsunlar ve de yönetimin bu konudaki kararlılığı net bir şekilde görülebilsin. Hedefe ulaşılamaması halinde uygulayıcılara neden? sualini yöneltebilmek de ancak bu şekilde sağlanabilir. Acaba yönetim bundan mı kaçınıyor.? Kim bilir? Şimdi THY’ ciler bir baksınlar lütfen .2022’ den beri hedef büyültme vb. benzeri başlıklarla duyurdukları hangi faaliyetlerine bitiş tarihi koymuşlar. Ben bir tane bulabildim. Tabii ki onu takipteyim. Zamanı gelince onu da konuşacağız.

Bu arada tabii ki THY finansal açıdan iyi durumda.2022’ yi sektörde görülmesi zor bir kârla kapattı. 2,7 Milyar Dolar. 2023’ de bu seviyede olmasa da yine büyük kârlı bir sene olacağı belli. Bir dirhem et bin ayıbı örtermiş ya. 2022’nin ve 2023’ ün muhtemel kârının bir dirhem sözü ile çerçevelemek büyük hata olur ki, bizde onu kesinlikle yapmayız. Keşke THY Yönetiminin uyguladığı bazı tarafgir, adaletsiz istihdam yaptırımları olmasaydı. Hep birlikte olup yönetimi başarısından ötürü alkışlardık.  Şirketin karlılığı tabii ki her zaman bizi mutlu ediyor. Ancak THY yöneticileri özellikle istihdama yönelik uygulamalardaki ayıplarının örtülmesi konusunda başarılı değiller. Bu konuda yapılan her türlü uygulama biliniyor ve duyuluyor. Malum yükseldikçe pantolonun arkasındaki yırtık veya yama daha çok göze batıyor. Belki de hataların örtülmesine gerek duymuyorlar. Ne fark eder ki, örtmeğe gerek yok, kim karşı çıkabilir veya kim hesap sorabilir ki diyorlardır. Kim bilir?

YALANLAR

Nedeni bilinmez ama insanlar son zamanlarda “Yalan” konusunda çok büyük ihtisas sahibi oldu. Kendilerini mi geliştirdiler, yoksa ortam ve yaşam şartlarımı onları bu özel ihtisas konusuna meraklı yaptı? Bunu anlamak zor, çözümlemek çok daha zor. 

Kimisi yaşama, diğeri işine bir diğeri ise sağa sola daha iyi tutunabilmek için bu yola başvuruyor kuşkusuz. Getirisi var mı? Şüphesiz var ki insanoğlu her gün bir yenisini düşünüyor, bir yenisini yoğuruyor zihninde. Yazıyor, sahneliyor ve de oynuyor. Üstelik oyunun dekorunu da müziğini de yaratan bizzat kendisi.  

Belli bir amaçla söylenen yalan, en ahlaksız yalan biçimidir denirse de Peter Dunne’ nin söylediği gibi, iyi veya kötü bir amacı hedeflediği için en çok da o işe yarar. İş yerlerimizde maalesef üstlerimizin de bu tür yalanlara tevessül ettiklerini görüyoruz.

Evet; bu konuda insanlara yön gösteren kitaplar bile var artık. Duygular ve mikro mimikler konusunda dünya çapında tanınan psikolog Paul Ekman’ ın kitabı “Yalan Söylediğimi nasıl anladın?” Detaylı yüz analizinde öncü olan ve başkalarının hislerinin anlaşılmasını kitaplarında anlatarak sağlayan bu usta yazarın bu kitabı bizi bu konuda çok büyük ölçüde aydınlatıyor.

Bu kitabı iki kere ve çok büyük bir dikkatle okudum. Şimdi çoğu zaman yaptığım gibi bu kitabı sizlere okumanız için tavsiye edeceğimi düşünmeyin. Tavsiye falan etmiyorum. Hatta okumayın diyorum. Okumayın ki, size kimlerin yalan söylediğini anlamayın. Mimiklerine bakıp, gülümsemelerini değerlendirip o insanlardan soğumayın. Adı geçen kitap bu konuyu o denli net ve açık anlatıyor ki, bu sonuç nerede ise kaçınılmaz. Aynı gece yatağınıza yatıp, meğer doğru konuşanlar ne kadar azmış diyerek bu konuda uğradığınız hüsranı her akşam tekrar tekrar yaşamayın.

Ben psikolog değilim. Duyguları ölçümlemeyi ve değerlendirmeyi her insan kadar ancak becerebilirim. Daha fazla değil. Ama yalan söylemenin, hele hele iyi yalan kurgulamanın aşırı zeki olmayı gerektirdiğini bilirim. Aptal insanlardan iyi bir yalancı olmaz. En azından kime ne söylediğini unutur ve bir gün sonra aynı insana, aynı konuda başka bir kurgu anlatabilir. Bunu yaşadınız mı diye sorarsanız? Cevap evet, hem de çok.

İnsanların yalan söyleme alışkanlıkları var. Belki de hayli uğraşmışlardır bu kötü alışkanlıktan vazgeçebilmek için. Bir nedenle becerememişler ki zaman içinde bu alışkanlık ihtiyaç haline dönüşmüş. Daha iyi yaşamak için, daha fazla göze girmek ve iş yerinde daha yükseklere tırmanabilmek için. Maalesef bu şart oldu sanki.

Çoğunuz bilirsiniz. İçinde bulunduğumuz sürecin 'şimdi'' nin kıymetinin farkına varmak ve hangi şartlar içerisinde olursa olsun dinginliği yaşayabilmek isteyen her yetişkine rehberlik eden bir kitap var. “Şimdi’ nin Gücü’ kitabıyla tanınan Kanadalı yazar Eckhart Tolle, sekiz yılda yazdığı ‘Var Olmanın Gücü’ eserinde, rollerin kişilere rahatlatıcı bir kimlik duygusu verebileceğini belirtiyor...Ve gelinen tehlikeli noktayı şöyle özetliyor: Ordu, devlet kurumları veya büyük şirketler gibi hiyerarşik yapısı olan yerlerde çalışan insanlar, kendilerini oynadıkları rollere kaptırır ve artık samimi insan etkileşimi imkânsızlaşır.

Sonuçta bu rollerin içinde kendinizi kaybedersiniz. Evet doğru. Çok doğru. Yazar, M. Soysal bu görüşe şöyle devam ediyor. Bu günümüzün büyük bir sorunudur artık...Kendini gizleyip mesleki rollerini oynayanlardan oluşan büyük kalabalıkların dünyasında arkadaşlık, dostluk büyük bir maskeli baloya dönüşmüş...

Yani mesleklerini, yeteneklerini kişiliğinin önünde Çin Seddi gibi tutanların egoları, inançlarından, evrensel değerlerden daha yüksek... Bu kişilerde tevazu diye görünen şeylerin çoğu sahtedir. Yalanlar üzerine inşa edilen hayatlar, kurumlar, VIP kişiliklerin rollerinin bittiği son durak ölümdür...

İşte bir ömür sayısız yalanlara sığınarak rol yapmaya devam eden büyük kalabalıklar, sosyal rolleri ve kavramsal kimliklerini aşamıyor. Var olabilmek için yalanlar üzerine kurulu maskeli baloyu terk etmek gerekiyor ve yol kendimiz olmaktan geçiyor.

Evet, yazarlar, düşünürler doğru söylüyor ve yazıyorlar. Ama çoğunluğumuzun, yöneticilerimizin maskeli baloyu terk etmeğe niyeti yok

Yukarıdaki görselde yer alan Necdet Goncagül Hoca’nın da tavsiyeleri tamamı ile doğru. Ama ben sizin yerinizde olsam metnin “çok güçlü”. İle başlayan cümlesinin önünde sanki “özellikle iş yerlerindeki ilişkilerinizde dikkate almanız gerekir ki………” deyimi varmış gibi okurum. Tabii sizlerin bileceği bir husus.

Sayın okurlar,

İki haftadır sizlere TED ve TEDx konuşmalarından örnekler sunuyorum. Fazla ilginizi çektiğini zannetmiyorum. Üç beş arkadaşımızdan görüş aldım. Bir iki hafta denemeyi yine sürdüreceğim. Daha sonra netice yine bu uğraşa değmez boyutta olursa takip etmek isteyen arkadaşlarımız için bu konudaki bilgileri sizlere duyuracağım. TED ve TEDx ile ilgili kısa tanıtım aşağıda. Ve bu haftanın konuşması yazının en sonunda.

TED Hakkında

Adını geleceğimizi şekillendiren üç ana konunun (Technology, Entertainment, Design) ilk harflerinden alan, “Paylaşmaya değer fikirler” sloganıyla yola çıkan, alanında uzman konuşmacıların yenilikçi fikirlerini uzunluğu 18 dakikayı aşmayan konuşmalar aracılığıyla yaymayı amaçlayan, kâr amacı gütmeyen küresel bir kuruluştur.
Sahnesinde Bill Clinton, Bill Gates, Elon Musk gibi pek çok ismi ağırlayan TED, dünyayı değiştirebilecek güce sahip fikirleri büyük kitlelere ulaştırma doğrultusunda videoları 100'ün üzerinde dile tercüme edilen ve 21 milyon aboneli ‘TED’ Youtube sayfasında paylaşan özgür bir bilgi ve fikir paylaşım platformu olarak öne çıkmaktadır.

TEDx Hakkında

TEDx, TED etkinliklerini herkese erişilebilir kılmak ve paylaşmaya değer fikirlerin olabildiğince fazla insana ulaşabilmesini sağlamak amacıyla aynı evrensel değerlerden yola çıkarak düzenlenen bağımsız TED etkinlikleridir.

Etkinlik formatı olarak TED’le benzer şekilde düzenlenen bu etkinliklerde yapılan konuşmaların videoları, 36 milyonu aşkın takipçisi olan resmi TEDx Talks sayfasında yayınlanır. Böylece yerel organizasyonların yaydığı fikirlerin geniş bir alanda dinleyici bulması hedeflenmektedir.

(TED)PAYLAŞILMAYA DEĞER FİKİRLER

Bhutan Başkanının Efsanevi Konuşması

Bhutan veya Butan, resmi adıyla Bhutan Krallığı, Güney Asya'da denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Doğu Himalayalarda bulunan ülkenin batısında ve güneyinde Hindistan, kuzeyinde ise Çin'in Tibet bölgesi yer alır. Çok yakın olmalarına rağmen Bangladeş ve Nepal'le sınırdaş değildir. Yüzölçümü 38, 394 M2. Bhutan Kralı: Jigme Khesar Namgyal Wangchuck

Sunum İngilizce olup Türkçe alt yazılıdır.