29 Eylül 2025, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • Monocentric development model mi Polycentric development model mi? Türkiye'de birincisi daha güçlü. "O yüzden patron ne derse o" kapısına çıkıyor olay. Ya da büyük balık küçük balık hikayesi.
  • Peki neyi kaybettin
  • Domuz eti haram diye yemeyenler, Allah katında çok daha büyük günah kabul edilen kul hakkı yemekten asla ve de hiç çekinmezler. Kendi egolarını tatmin etmek, ne kadar iş bilmediklerini ve liyakatsiz olduklarını gizlemek(?),... için saygıda asla kusur etmeyen ama (kime göre, neye göre) biat etmeyen çalışanların ekmekleriyle oynarlar. Çok yakında bir gün o masanın etrafında en az sizler kadar apoletli (ama asla sizlerin yaptıklarınızı yapmadan) oturuyor olucam
  • Biat etmeseydim işçilikten şefliğe nasıl yükselebilirdik. Bir çok yönetici arkadaşım bagaj hizmetlerinde BİST sayesinde yönetici pozisyonlarına geldik . Biat etmeyen personelleri görebilirsiniz 16 senedir tırmalıyor ancak sorumlu memur olabiliyorlar .

3 MAYMUNLAR: BİAT KÜLTÜRÜNÜN ÇALIŞANLARA ÖDETTİĞİ AĞIR BEDEL?







Bu konuyu işleyeceğimi beni ziyarete gelen bir sektör çalışanı ile konuştum. Çok memnun oldu ve açtı ağzını yumdu gözünü. Kimlerin kime biat ettiği bir tarafa, görev yaptığı kurumda çalışan önde gelen maymunları da sıraladı. Bu durumda artık hiçbir beklentilerinin olmadığını / kalmadığını dünün bugünden iyi olduğunu yarın ne olacağını ise kestirmelerinin mümkün olmadığını ifade etti. Anlatımının bir kısmını biliyordum. Ve de ayrılırken” söylediklerimi isimleri de belirterek yaz, hiç bulamadığın / ulaşamadığın bir okur miktarına ulaşacaksın” demeyi de ihmal etmedi. Bu tablonun salt kendi çalıştığı şirkette mevcut olduğunu düşünmemesi konusunda nasihatımsı bir iki söz söyledim ve bana naklettiklerinin ve VPN kullanarak siteye yazdıklarının kurumda sessiz kalmadığının bir göstergesi olmayacağını dilim döndüğünce anlattım.  Bu kardeşimizin beni bir kez daha ziyaret etmeyeceğine eminim.

HER ŞEYİN BAŞI BU: İNSANLIK ÖLDÜ. KATİLİ İSE MENFAAT.

Adetler değişti töre bozuldu / İnsanlık öldü katili menfaat / Gelenek görenek hepsi yok oldu /İnsanlık öldü katili menfaat / Öğüdümüzü hiç kimse almadı / Ne yaparsan yap yine de olmadı / Düzen değişti insanlık kalmadı / İnsanlık öldü katili menfaat /  Ahlak kalmadı inancımız gitti / İnsanlar kendi kendisine etti / İnsanda acıma duygusu bitti / İnsanlık öldü katili menfaat / Her tarafa biz gidip gelir olduk / Her şeyi herkesten çok bilir olduk /  Hakkın verdiği canı alır olduk / İnsanlık öldü katili menfaat./ Yusuf acı ile yaşayıp piştik -/ Ne bulsak yedik, davul gibi şiştik /  Biz insanlığı paraya, menfaate değiştik / İnsanlık öldü katili menfaat ( Yusuf Tuna’nın şiiridir)

GÜNÜMÜZDE BİAT

Günümüzde biat etmek, artık kişisel menfaatlerle birleşti. Çoğunluk, bunun sonunda ne kazanacağını düşünüyor. Yetkili ve etkilinin o görevden ayrılmasını takiben yeni gelene biat etmiş görünmenin bir önceki tarafından çizilmiş olan şablona uygun olacağını düşünüyor ve aynı yolda ilerliyor. Özellikle iş yaşamında, siyasette ve bu eğilim bugün nerelerde ve hangi konularda karşımıza çıkıyorsa durum maalesef böyle.

Modern çağ bireyin özgürlüğünü yüceltse de biat kültürü, farklı kılıklar altında yaşamaya devam ediyor. Bu kez ritüellerden değil, günlük hayatın içine sinmiş itaat anlayışından söz ediyoruz.

Biat… Yüzyıllar öncesinden bugüne ulaşan bu kelime, basit bir bağlılığın ötesinde, sorgusuz sadakatin adıdır. Aslına bakarsak, biat etmek çoğu zaman kendi iradesini geri plana atmak, bir başkasının iradesini kabul etmek anlamına gelir.

Biat kültürü tarih boyunca iktidarların işini kolaylaştırdı; bugün de farklı biçimlerde varlığını sürdürüyor. Ancak gelişen toplumların yolu, sorgulamayan sadakatten değil; eleştirel düşünce, katılım ve ortak akıldan geçiyor. Biat etmek yerine söz söylemek, itaat etmek yerine katkı sunmak… İşte gerçek ilerlemenin yolu bu. Ve en önemlisi: Biat eden, bildiğini söylemez. Konuşmak cesaret ister; bedel ödemeyi göze almak gerekir. Susmak ise hem kolay hem de güvenlidir. Böylece “söylemedim” sözü biat edenin hayat felsefesine dönüşür. Biat Eden Kişi: Şablona Uygun Düşünüp, O Kalıplar İçinde Yaşar ve Çizilen Yolda Yürür. Evet, günümüzde hemen hemen her sektörde bu tablo yaşanıyor. Sıralamaya kalkarsam en azından bizim sektördeki yaşanmışları / yaşananları örneklemem gerekir ki bunu yapmak istemiyorum.

MİZARU, KİKAZARU VE IWAZARU ADLI ÜÇ MAYMUN.

Günümüzde kimi zaman eleştirel bir taşlama, kimi zaman da öneri olarak kullanılan üç maymun deyimi bugünlerde çok daha sık duyulmaya başlandı. Özellikle iş yaşamında ve siyasette. Bu arada deyimin sembolü olan üç maymun figürü de her yerde karşımıza çıkıyor. Aslında bu figürün çok eski tarihlerde, Japonya’da şekillendirildiği söylenir. Bir hikâyeye göre, Mizaru, Kikazaru ve Iwazaru adlı üç maymuna verilen isim, Japonca’ da GÖRMEMEK, İŞİTMEMEK VE KONUŞMAMAK anlamını taşıyor. İlk olarak Japonya’da görülen üç maymun figürü ile ilgili felsefenin 8.yüzyılda Hindistan’da ortaya çıktığı ve Budist rahipler tarafından Çin’e sonra da Japonya’ya geçirildiği düşünülüyor. Hindistan’ın üç maymun felsefesi, görmezsek, işitmezsek ve konuşmazsak şeytan da bize dokunmaz ve işimize karışmaz inancına dayanıyor.

Etliye sütlüye karışmayan, suya sabuna dokunmayan insanlara üç maymunu oynuyor denilerek eleştirildiği bilinmektedir. Bu deyimin işaret ettiği insan, kendini ilgilendirmeyen hiçbir şeye karışmayan ve toplumun hiçbir sorunu ile ilgilenmeyen bir insan tipidir. Kimilerine göre bu bir erdemdir(?) Annelerin çocuklarını sabahleyin yolcu ederken içgüdüsel anaç bir dürtü ile “Aman Oğlum ya da kızım, dikkatli ol,

Oysa bu üç maymun tavrı, yalnızca kişisel bir korkaklık değildir. Sessizlik, tarafsızlık gibi görünse de aslında zulmün en büyük destekçisidir. Suskun kalanlar, haksızlığın bilerek veya bilmeyerek ortağı olur. Görmeyen gözler, duymayan kulaklar ve konuşmayan diller, kötülüğün büyümesine, adaletsizliğin kök salmasına hizmet eder, başını derde sokma” dedikleri bilinir. Bunun anlamlarından biri de hiçbir şeye karışma demektir.



İŞ HAYATINDA: BİAT EDEN ÇALIŞANLAR, ÜÇ MAYMUN’ LAR, HATTA YALAKA ZİHNİYETLİLER NEDENSE HEP YAN YANALAR. HEPSİ BİRBİRİNDEN KUVVET ALMIYOR MU?

Biat kültürünün etkilerini en net gördüğümüz yerlerden biri iş hayatıdır. Bir yönetici çalışanlarına haksızlık yaptığında, liyakatsiz kişileri terfi ettirdiğinde ya da kurumun çıkarlarını hiçe saydığında, çoğu kişi üç maymunu oynamayı tercih eder. İtiraz eden işini kaybedebilir, dışlanabilir veya cezalandırılabilir. Sonuçta yanlış kararlar kurumsal kültürü çürütürken, sessiz kalan çalışanlar da bu çürümenin parçası olur.

TOPLUMDA BİAT VE MAYMUNLARDAN KAYNAKLANAN SESSİZLİK

Benzer durum toplumsal düzende de karşımıza çıkar. Haksızlıkların, adaletsizliklerin, yanlış politikaların karşısında susan kitleler, bir anlamda onları onaylamış olur. “Ben karışmayayım, bana dokunmasınlar” mantığı kısa vadede bireyi korur gibi görünse de uzun vadede bütün toplumu felakete sürükler. Çünkü zulüm, sessizlik ortamında daha da büyür.

GERÇEĞİN BEDELİ

Biat kültürüyle yaşayan toplumlarda birey, kendi aklını ve vicdanını bir kenara bırakır. Bunun bedeli ağırdır: Kötü yöneticiler, yanlış kararlar, adaletsizlikler hep bu sessizlik ortamında güçlenir. Tarih bize gösterir ki zulüm, sadece zalimlerin değil, onlara ses çıkarmayanların da eseridir.

Nedense, yanlışların farkına vararak bunu cesaretle dile getirenler pek hoş karşılanmazlar. Çünkü yanlışlıkları gördüğünü görmemiş gibi ve duyduğunu duymamış gibi davranmak, bu konuda konuşmamak bir erdem olarak kabul görmektedir. Bu yüzden “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” rahatlığı içinde olaylara karşıdan bakılır. “Suya sabuna dokunmama” telkini ile gelen rahatlığın çoğu kez nelere mal olacağını düşünmeden olaylara seyirci kalınır.

GERÇEK DEĞİŞİM, ÜÇ MAYMUNUN MASKESİNİ ÇIKARMAKLA BAŞLAR.

“İş Hayatımızda Üç Maymun Sendromunun olduğu kesin. Görmedim, duymadım, söylemedim ise Biat Kültürünün Çalışanlara ödettiği ağır bir bedel Kariyer için susmak mı? Yoksa onur için konuşmak mı? Buna sizler karar verin. Ancak şunu da belirtmek isterim ki, onur için konuşmak, VPN arkasına saklanıp yorum başlığı altında ne söylediği anlaşılmaz iki üç satır karalayarak yapılmaz.



ASLAN İLE TAVŞAN

Orman sakinleri, biat ettikleri kral aslanın zulmünden bıkmışlardı. Ona ormandaki hayvanları avlamaktan vazgeçerse günlük yiyeceğini göndereceklerini söylediler. Aslan bu teklifi kabul etti. Ormandaki hayvanlar her gün kura çekiyor; kurada çıkan hayvan, aslanın o günkü yiyeceği oluyordu.

Tilki, geyik, çakal derken sıra tavşana geldi. Ancak tavşanın öyle kolay lokma olmaya niyeti yoktu. Dur bakalım aslan efendi! Sana öyle bir oyun oynayacağım ki... diye söylene söylene yola çıktı. Yolda epeyce eğleşip vaktini geçirdi. Sonunda aslanın huzuruna vardı. Aslan sinirinden toprağı eşeliyor, burnundan soluyordu. Karşısında tavşanı görünce bre korkak! Niye geciktin? Karnım zil çalıyor, diye kükredi.

Tavşan, efendim, Aslında oldukça erken bir saatte, şişman bir arkadaşımla birlikte yola çıktık. Yolda bir aslan önümüze çıktı. Ona: "Bizi yeme! Biz kral aslanın bugünkü yemeğiyiz" dedikse de bizimle alay etti. Size de birçok hakaretler ettikten sonra arkadaşımı yakaladı. Ben canımı zor kurtardım, der.

Aslan hışımla, çabuk beni o haddini bilmezin yanına götür, diye kükredi. Daha sonra tavşan önde, aslan arkada derin bir su kuyusunun yanına geldiler. Tavşan titrek bir sesle,

- Efendim o haddini bilmez aslan bu kuyuda yaşıyor. Buyurun beraber bakalım dedi. Kuyuya eğilen aslan yanında bir tavşan bulunan kendi gibi bir aslan gördü. Hâlbuki gördüğü, sudaki yansımasından başka bir şey değildi. Çılgına dönen aslan düşman sandığı görüntüsünün üzerine doğru atladı. Böylece kuyuda boğulup gitti. Ormandaki hayvanlar da bu kötü kalpli aslandan kurtuldu.

TABİİ Kİ BU MASAL GİBİ BİR ANLATIM. ANCAK TOPLUMUNUZUN BİAT ETTİĞİ KİŞİ, HER KİMSE MUTLAK ONUN EZİYETİNDEN KURTULMAK İÇİN ONA DA UYGULANACAK BİR KURGU MUTLAK VARDIR. DÜŞÜNÜRSENİZ BULABİLİRSİNİZ.

Ben THY’ de uzun süre çalıştım. TBMM’ de KIT komisyonuna çağrılmıştık. O dönemde Genel Müdür Teknik Yardımcısı olan büyüğümüz, yaptığım bir konuşma üzerine toplantı sürerken bir kâğıda bir not yazıp bana göndermişti. Kâğıtta «Genel Müdür TY seni kovamadı ama, bu beyler, milletvekilleri seni kovabilir» yazıyordu.

Daha sonraki dönemde emekli olmaya karar verdim. 1996 yılı idi yanılmıyorsam. O sırada yukarıda Genel Müdür Teknik Yardımcılığı yaptığını ifade etmiş olduğum ağabeyimiz Genel Müdür Vekili görevini yürütüyordu. Şirketten ayrılmam nedeni ile İkram ünitesinde düzenlenen veda toplantısına lütfetti iştirak edip bir konuşma yaptı. “Bu Çetin Özbey’in emekli olabilmesine bir türlü aklım ermiyor, bugüne kadar kovulmuş olmasını beklerdik Nasıl dayandı, ona nasıl ve neden dayandılar anlayabilmek mümkün değil?” demişti konuşmasında.

Daha sonra Genel Müdür Vekili, olan yöneticimiz şirketin Genel Müdürü oldu. Bir süre sonra beni şirkete tekrar çağırdılar. Döndüm. Dört seneyi aşkın bir süre bana dayandılar. Ve beni kovmak o dönemdeki YK Başkanı ve nasıl emekli olabildiğimi anlayamayan Genel Müdürümüze nasip oldu. Bunu isteyerek yaptıklarına halen inanmıyorum.

THY Çalışma dönemimde siyasi nedenlerle tepe yöneticiler çok değişti. Nedense, nasıl olduysa ben kalmayı becerdim. Becerdim zira orta seviyede bir yöneticiydim. Tabii ki bunda en büyük etken o dönemlerin tepe yöneticilerinin iş anlayışları ve insanlıkları ile benim şirkete ve görevime duyduğum sevgiydi.  Yine de kendimi bir anlamda sağlama almanın yöntemlerini uyguluyordum. Birlikte çalıştığım arkadaşlarım” muhtemeldir ki tavşan misali “uygulamaların bir kısmını hatırlayacaktır. Bu yaşanmışları bir kitapçıkta bir araya getirmiştim ama eşim bunu iyi karşılamadı ve yayımlamadım. Sonra baktım ki o 227 sayfayı o dönemde kullandığım bilgisayarın heart disc’ inden bile sildirtmiş. Her halde bana güvenemedi. Oysaki o 227 sayfada yalnız bu konu değil, tüm hikayem yer alıyordu.

Bu saatten sonra bana düşen aramızda olmayan eski yöneticilerimizi rahmetle, hayatta olanları sevgi ve saygı ile anmaktan öte değil.

İstisnasız hepimiz çok şanslıydık, ki onlarla, onların emrinde çalışma imkânımız olmuştu. Onların kıymetini şimdilerde çok daha iyi anlıyoruz. Hepsine müteşekkiriz.

3 MAYMUNLAR: BİAT KÜLTÜRÜNÜN ÇALIŞANLARA ÖDETTİĞİ AĞIR BEDEL?

Yorumlar Tüm Yorumlar (22)

Model ~ 11 dk. önce
Monocentric development model mi Polycentric development model mi? Türkiye'de birincisi daha güçlü. "O yüzden patron ne derse o" kapısına çıkıyor olay. Ya da büyük balık küçük balık hikayesi.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Şef olmuş ~ 1 gün önce
Peki neyi kaybettin

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Airport ~ 24 saat önce
Tüm işyerlerinde olduğu gibi havacılık sektöründe de büyük bir rekabet var çalışanlar arasında.Olması da gerekli zaten.Kaliteyi,verimi arttırır.Ama meşru yollardan olması gerekir.Mobbing ile insanları itibarsızlaştırmak suretiyle bu iş yapılmamalı.İnsanların özel hayatına müdahale ederek yapılmamalı.Manüpilasyonla,karalamayla,yasal olmayan,gayri ahlaki yöntemlerle bu işler olmamalı.Oldu da bu işlerle en fazla orta seviyeye geldiniz.Aldığınız paranın, bulunduğunuz makamın ne kıymetini ne hayrını göreceksiniz?Daha fazla tatil mi?Daha fazla giysi mi?Daha güzel yemekler mi?Peki ya karaladığınız, itibarsızlaştırmak suretiyle yaptığınız işleri karşılığı ne olacak? Hesabını nasıl vereceksiniz her iki alemde? Bunları da hesaba koymak gerekiyor diye düşünüyorum.
Biat kültürü ~ 23 saat önce
Türkiye'de biat kültürüne bir bakalım.Bir tarafın seçimleri dalgalanma gösterir iken diğer tarafın seçimleri hiç dalgalanma göstermez.İlk taraf şartlara,değişen atmosfere, yenilik,değişim gibi kriterlere göre tercih yaparken ikinci taraf statiktir.Asla renk değiştirmez, şartların değişmasinden korkar.Şu olsunda ne olursa olsun mantığından kurtulamaz.Donuktur,baskıcıdır,yaftacıdır.Hakaretlerini de ihmal etmez.Egoları bulutlardanda yüksek tedir.Hayata iki gözleriyle değil tek gözüyle bakar.Sizce biat kültürü birincide mi yoksa ikincidemi fazladır?
Karakter ~ 23 saat önce
Karakteri kaybediyor hepsi . eğer önemliyse
Sadi ~ 21 saat önce
1 asır boyunca şirketimiz homojen bir şekilde yönetilmiş.Şimdi ise çok kültürlü bir yapı var.Dolayısıyla bu şirkette bir watsup gibi grup kurmak çok riskli.Bunu meziyetli hostesler grubundan gördük.İfşa olundu.Kim ifşa etti bilinmez.Dedik ya şirketimiz artık çok kültürlü.Onun için bu watsup gruplarında kim birşeyler çevirmek istiyor ise on defa düşünsün derim.Çünkü muhbir her zaman en yakınınızda olur
Size gelince mi? ~ 1 gün önce
Domuz eti haram diye yemeyenler, Allah katında çok daha büyük günah kabul edilen kul hakkı yemekten asla ve de hiç çekinmezler. Kendi egolarını tatmin etmek, ne kadar iş bilmediklerini ve liyakatsiz olduklarını gizlemek(?),... için saygıda asla kusur etmeyen ama (kime göre, neye göre) biat etmeyen çalışanların ekmekleriyle oynarlar. Çok yakında bir gün o masanın etrafında en az sizler kadar apoletli (ama asla sizlerin yaptıklarınızı yapmadan) oturuyor olucam

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP Size gelince mi? ~ 1 gün önce
bu yorumunuz kime hitap ediyor. Söylerseniz sizi cevaplamak isterim. Çetin
İşin özü ~ 24 saat önce
Hz Ali savaşta tam düşmanını öldürecekken düşmanı birden yüzüne tükürür.Hz.Ali onu öldürmez ve bırakır.Adam ey Ali ben senin düşmanınken neden fırsatını da bulmuşken beni öldürmedin der.Hz Ali o muhteşem cevabını verir.Bak ben seni hak bir dava uğruna öldürecektim.Fakat sen bana tükürdün.İşin içine nefsim girdi.Amacımın dışına çıktı bu iş.Seni nefsim içim öldüremem der ve adam orda müslüman olur.
. ~ 20 saat önce
65 uçaktan 400 uçağa.Daha 1 hafta önce aldığımız Avrupa'nın en iyi havayolu ödülümüz.Yönetimimiz gerçekten çok kaliteli.Tebrikler
Recep ~ 20 saat önce
Thy özellikle son iki yönetim İlker Aycı ve Ahmet Bolat döneminde çok iyi bir yönetim sergiliyor.Avrupanın en mutlu çalışan skalasında thy personeli ilklerde.Aldığı ödüller, vizyonuna uygun adımları ile sektörde öne çıkıyor.Yönetimin başarılarının gururunu yaşıyoruz
Başarılı yönetim ~ 19 saat önce
Yönetimimiz gayet iyi.Vizyoner, güçlü, profesyonel.Bunu görünüyoruz.Aldıkları ödülleri de görüyoruz,takip ediyoruz.Son cümlelerinizi neden kurdunuz onu anlayamadık?
Ben Yücel baaj tgs ~ 2 gün önce
Biat etmeseydim işçilikten şefliğe nasıl yükselebilirdik. Bir çok yönetici arkadaşım bagaj hizmetlerinde BİST sayesinde yönetici pozisyonlarına geldik . Biat etmeyen personelleri görebilirsiniz 16 senedir tırmalıyor ancak sorumlu memur olabiliyorlar .

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Yücelcim ve saz arkadaşları na ~ 1 gün önce
Farabi der ki; Kendi menfaati uğruna her şeyi yok sayan insanların eninde sonunda varacağı yer hüsrandır. . . !!
Çuvaldız ~ 1 gün önce
Çetin bey.Arkadaşlarınız insan kazanma yöntemini hiç bilmiyor.Size karşı nötr olan bir insan bile belli bir zaman sonra size karşı muhalif oluyor.Bunda 2 durum var.1.Hayata bakış açısınızın saçma, anlamsız, hedefsiz olması.Hayatın amacıyla uyumsuz olması.2.İnsanlara klasik bakış açısınız.Yani ego.Ben merkezci, jakoben, herşeyi ben bilirim tavırlarınız.Bu iki problemi kendi aralarınızda tartışın ondan sonra insanları kendi yanımıza neden çekemiyoruz durumunu anlayabilirsiniz diye düşünüyorum
İnsan kazanma sanatı önemlidir ~ 1 gün önce
İnsan kazanmak ustalık işidir.Her insan yapamaz.Adam geldi,nötr.İçi,niyeti size karşı temiz.Hiçbir art niyeti yok.Kendinizi anlattınız.Etkileyemediniz.Normaldir.Grup kurmak,baskı yapmak, zorlamak da neyin nesi?Mecbur mu sizin gibi olmaya?Elbette değil.Sizin insan kazanma nasıl olur konusunda büyük bir eksikliğiniz var.Bu konuda çok çalışmanız gerekiyor.Bir insanı kazanmasını bilmiyorsanız bile onu kendinize antipatik hale getirmeyin hiç olmazsa.
Kolay iletişim ve farklı bakış açısı ~ 1 gün önce
Hz Nuh tam 950 civarında bir hayat yaşadı.Eşi ve çocuğu Kenan kendisine inanmadı.Tam 950 yıl.İnsanoğlu böyle bir şey.Hz.İsa da hayatta iken 12 kişiyi etkileyebilmiştir.Bazı peygamberlerde sayı daha da düşüktür.Bu sadece din adamlarında değil hayatın diğer alanlarında da böyledir.İnsan etkilemek çok kolay bir şey değil.Bir insanı değiştirmek demek o insanın tüm hayat felsefesini sil baştan oluşturmak demektir.Herkes bu durumu doğru da olsa yanlış da olsa göğüsleyemez,kaldıramaz.Onun için doğrularınız varsa onu en güzel bir şekilde aktarın.Karşı taraf kabul eder ya da etmez.O zaten bu durumu kendi içinde sorgulayacaktır.Sakın ola baskı, grupçuluk,mobbing gibi deli şeylere girmeyin.Bu size yeni bir düşman yaratır.Kazanmak istediğiniz insanı tamamen kaybedersiniz.İnsanların tercihlerine saygı duymasını öğrenin vesselam.
CVP ÇUVALDIZ ~ 1 gün önce
bU YAZIDAN "ARKADAŞLARINIZ İNSAN KAZANMA YÖNTEMİNİ BİLMİYOR'U NEREDEN ÇIKARTTINIZ. HAYATA BAKIŞ AÇIMINSAÇMA, ANLAMSIZ VB.. OLDUĞUNU NEREDEN ÇIKARTTINIZ.İNSANLARA BAKIŞ AÇIMI NEREDEN BİLYORSUNUZ?AÇIKLARSANIZ SİZİ CEVAPLAYABİLİRİM.
CVP İNSAN KAZAN. ~ 1 gün önce
YORUMUNUZU YAZI KONUSU İLE BAĞDAŞTIRAMADIM. AÇIKLAMAK İSTERMİSİNİZ? kİME HİTAP ETTİĞİNİZİ YAZASAYDINIZ FİKİR YÜRÜTEBİLİRDİM.
Hz.Ali kıssası ~ 22 saat önce
Çetin bey Hz Ali kıssasını cevap vermeniz için yazmadım.Sizinle bir ilgisi yok.Çok beğendiğim bir kıssadır.Genel kültür amaçlı paylaştım.Saygılar
Cevaba ~ 22 saat önce
Kurum hakkında bilgilerinizin yetersiz olduğu anlaşılıyor.Sanırım gözlemleriniz ve haber kaynaklarınız çok kısıtlı ve zayıf.Şaşırttınız bizleri.Ayrıca kurum kültüründe cevap verirken büyük harflerle yazmak nezaketsizlik diye biliyorum.
Tuğba ~ 20 saat önce
Türkçede bilmiyormuş, haberlerim yokmuş gibi davranmak diye ünlü bir tabir var.En çok aranan kelimeler arasındaymış.Oldukça popüler bir kelime yani.Bakmak isteyen tdk sözlük.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000