Bu hafta uzun yıllar hayalleri kurulan planların hayata geçirildiğine şahit olduk. Bunlardan biri ilk defa bir Türk’ün uzaya çıkması ve uzun yıllardır beklenen 6.Kıta uçuşları.
Alper Gezeravcı’yı bir kez daha tebrik ediyorum. Sayın Gezeravcı’nın Mersinli olması sebebiyle umarım adı yeni yapılan Çukurova havalimanına verilir ve ismi sonsuza kadar yaşatılır.
AVUSTRALYA RÜYASI
Milli bayrak taşıyıcı havayolumuz Türk Hava Yolları 15 Mart itibarıyla Avustralya'nın Melbourne kentine olan seferlerine başlıyor. Büyük bir gurur. Dünyanın en çok noktasına uçan havayolu olmakla birlikte 6 Kıtada hizmet vermek… Şahane…
Geçtiğimiz haftalardan itibaren sürekli bu konu hakkında araştırma yaptım. En sonunda Singapur Sivil Havacılık Dairesi’nin bir gazeteye verdiği demeçte THY’nin herhangi bir başvurusu bulunmadığını gördüm ve Salı günü Prof.Dr. Ahmet Bolat’a sordum. Acaba başka bir meydandan mı hareket edilecekti? Sonra birden açıklama geldi. Türk Hava Yolları bir hayali gerçekleştirdi. Uçuşlar 15 Martta başlıyor. Bu gurur başta Prof.Dr. Ahmet Bolat olmak üzere tüm çalışanların. Tebrikler.
Ahmet Bolat öncesi yönetim kurulu başkanlarının bir türlü gerçekleştiremediği yeni uçuşlar sonrası yolcu gözüyle yaklaşmaya çalıştım ve uçak biletlerine baktım. Diğer havayolu şirketlerine göre gayet uygun bir fiyat politikası izlenmiş. Bu da elbette gayet yerinde bir karar. Ancak Türk vatandaşları için halen vize gerekiyor. Vize almaya kalkarsanız biraz zorlanabilirsiniz. Bu sebeple de siyasi otoritenin bu soruna bir çare bulması gerekiyor. Pasaportumuz ne kadar değerli olursa şirketlerimiz de o kadar değerlenir.
PEGASUS’TAN ZAGREB ÇIKARMASI
Milli bayrak taşıyıcı havayollarımızdan Pegasus Hava Yolları, rotasına yeni bir destinasyon ekleyerek İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Zagreb'e uçmaya başladı. Gün geçtikçe uçuş ağını genişleten Pegasus’u da tebrik ederim. Ayrıca Havaş ile Zagreb Havalimanı’nda bir arada çalışacak olmaları da ayrı bir gurur.
Ancak Hırvatistan için de vizeye ihtiyaç var. Orası da 1 Ocak 2023’ten itibaren Schengen bölgesine dahil oldu. Yukarıda söylediğim gibi şu vize işleri artık bir son bulmalı. Özellikle Avrupa Birliği artık şu saçmalığı bitirmeli. Ne randevu alınabiliyor ne de vize! Aslında Avrupa Birliği’nden önce bir zamanlar vize serbestisi bulunan Rusya artık tekrar eskiye mi dönse? Kâğıt üzerinde müttefiklik bir yere kadar. Biraz da icraat görelim. Öğrendiğim kadarıyla Ukrayna hükümeti bile şu şartlar altında Kiev’in batısında muhtemelen Lviv’den sivil havacılık faaliyetlerine başlamayı planlıyor. Bu da elbette vize serbestisi olan Ukrayna için Türk turist demek. Kim kazanır?
İGA’DA DEĞİŞİM ŞART
Türk Hava Yolları’nın ana merkezi olan İstanbul Havalimanın da Türk Hava Yolları gibi büyümesi ve kendini geliştirmesi gerekir. Kısaca ve basit olarak anlatayım. Dünyanın en çok noktasına uçan havayolu şirketine merkez oluyorsunuz, bilgilendirme levhalarında sadece iki dil. Beğenmediğimiz havalimanlarında 4-5 dil gözümüze çarpıyor.
THY iç hatlarla turisti Türkiye’ye tanıtmanın derdinde, sizin yolcu salonunuzda terası falan geçtim bir tuvalet bile yok, internet yavaş... Hem Euro üzerinden zam yapacaksınız hem de doğru düzgün hizmet sunmayacaksınız… Tuvalet demişken de madem insanlar inatla tuvalette abdest almaya çalışıyor, şu işin de bir çözümünü bulun artık. Daha söylenecek yazılacak çok husus var ama önemlileri sonraya bırakalım.
HAVA-İST
Yine bir kış mevsimindeyiz. Havalimanı yaparken önce metrosuyla ilgilenmediğimiz için yolcular da haliyle HAVA-İST’i tercih ediyor. Yolcuların en çok şikâyet ettiği konuların birincisi hız ikincisi de zamanlama sorunları. Şoförler bilinçli olmalı. Olur olmadık davranışlardan sakınmalı. Radarı görünce birbirlerini uyaracaklarına hepsinin kurallara uygun hareket etmesi sağlanmalı. Ayrıca uygulama yapıyorsunuz. Kaç yolcu olduğunu belirtiyorsunuz, ona rağmen yolcular alınmıyor. Ne o kaçak yolcu varmış… Hee bunu da dile getirmeye kalktığınızda otobüsü dolu gibi göstermek için kendi kartlarını kullanıyorlar. Uzaya gittik ama halen aklımız geride!!!
DHMİ YETKİLİLERİNİN HAVACILIK TAZMİNATI İLE İMTİHANI
2006-2007 yıllarında başlayan o zamanki ismiyle Hava Trafik Tazminatı, Seyrüsefer Tazminatı günümüzde bilinen ismiyle Havacılık Tazminatı DHMİ çalışanlarının gene gündeminde.
Edindiğim bilgilere göre “Havacılık Tazminatı” ile ilgili ciddi bir çalışma var ve ilgili bakanlıklar nezdinde konu değerlendirilerek yakında mecliste görüşülmeye başlanacak torba yasaya yetiştirilmeye çalışılıyor.
Fakat duyulduğu andan itibaren DHMİ çalışanları arasında heyecan yaratan bu çalışmada her şeyin pek de yolunda gitmediğini öğrendim.
Şöyle ki geçmişte birkaç kez daha ciddileşen bu çalışmalar maliyeye takılmıştı. Yapılan bu çalışma benzer gerekçelerle gene maliye yetkililerine takılmış durumda.
Öğrendiğim kadarıyla bu sefer sorunun temelini yöneticilere ödenecek tazminat oranı ve maliyeti maliye tarafından karşılanacak diğer DHMİ çalışanları oluşturmaktadır.
Şöyle kısaca hafızalarımızı tazeleyecek olursak aslında süreci tetikleyen ve tazminat sürecini hareketlendiren olay geçtiğimiz aylarda Hava Trafik Kontrolörlerinin başlatmış olduğu İAÇ süreciydi. Bu süreç havacılık sektöründe gündem olmuş ve ses getirmiş, şirketler ise bu süreçten ciddi manada etkilenmişlerdi. Köşemi takip edenler bilirler ben de bu konuyu birkaç kez gündeme taşımıştım. Şirketlerin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, DHMİ genel Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı’na konuyla ilgili baskıları sonuç vermiş Bakan beyin ve DHMİ Genel Müdürü Hüseyin Beyin HTK-SEN yönetimi ile yapmış olduğu görüşmeler neticesinde İAÇ sürecine ara verilmişti.
Peki aslında Hava Trafik Kontrolörleri aslında ne istiyordu tekrar hatırlamakta fayda var.
DHMİ içerisinde yapılan tartışmaların odağından çıkarak kendilerine söz verildiği üzere DHMİ’de görevli pilotlarla birlikte tazminat planlamasında en yukarıda olmak. Böylelikle hem gruplar arasında gerçekleşen tartışmalardan kendilerini uzak tutmak hem de maddi anlamda rahatlamak istiyorlar. Bu durumu aynı zamanda bir itibar meselesi olarak görüyorlar. Ocak ayındaki maaşlara bakıldığında ATC maaşı AIM şefiyle neredeyse aynı Elektronik Mühendisinden ise daha az durumdadır.
Hava Trafik kontrolörlerinin bu talebi Maliye yetkilileri tarafından olumlu karşılanmaktadır. Fakat “kurum içi dengeler” gerekçesiyle bu çalışmanın akamete uğraması ciddi bir sorunu beraberinde getirecektir. Yaklaşan yaz trafiğiyle birlikte Hava Trafik Kontrolörlerinin yeniden İAÇ (İnisiyatif Almadan Çalışma) kararı alması havacılık sektörünü ciddi bir krize sokacaktır.
Bu ihtimali düşünmek bile havacılık sektöründe uykuları kaçırmaktadır. Gerek Bakan beyin ve gerekse Hüseyin Beyin önünde tarihi bir sınav bulunmaktadır.
Tüm havacılık paydaşlarının ekonomik kaygılardan uzak mutlu ve huzurlu çalıştığı günlere kavuşmak dileğimle yazımı Cumhuriyetimizin banisi, Kurtuluş Savaşımızın muzaffer komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözüyle bitirmek istiyorum: İstikbal Göklerdedir…
SERDAR BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar Tüm Yorumlar (607)